EBSO ağustos ayı meclis toplantısı, İzmir Orman Bölge Müdür Vekili Mehmet Erol’un katılımıyla gerçekleştirildi.
EBSO Meclis Başkanı Salih Esen, EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar ve meclis üyesi sanayicilerin ekonomik gündemi değerlendirdiği toplantıda, İzmir Orman Bölge Müdür Vekili Mehmet Erol da orman yangınları ve ağaçlandırma çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Erol, İzmir Karabağlar’da çıkan ve üç gün devam eden orman yangınının ardından yapılacakları şu sözlerle açıkladı:
“Projemizi yaptıktan sonra yanan ağaçlar temizlenecek. Ekonomik değeri olanlar değerlendirilecek. Kendi tohumlarıyla gençleşecek alanlar belirlenecek. Sahaya dozerle derin toprak işlemesi yapacağız. 80 santim kalınlığında toprak tabakası yerinden oynatılacağı için ağaçlar daha çabuk büyüyecek, iyi beslenecek. Yangına dirençli ağaçları da sıra sıra ekleyip daha uygun bir orman yapısı oluşturacağız. Orman Genel Müdürlüğü talimatıyla yangında zarar gören köylere çiçekli bitkilerden oluşan ağaçlandırma çalışması yapacağız. Arıcılığın da gelişmesi için bal ormanları kuracağız. Fıstık çamı, zeytin gibi gelir getirici türde ağaçlandırma sahaları ile ekonomik getirisi olan ağaçlandırmalar yapacağız. Hane başına ağaç dağıtıp gelir elde edilmesini sağlayacağız.”
Riskli olan karşı ateş yöntemi uygulandı
Yangın günü, yanmaktan kurtarma amacıyla üç köyü boşalttıklarını hatırlatan Erol, “Örneğin Orhanlı’da karşı ateş yöntemi kullanıldı. Bu yöntem çok riskli bir yöntem. Köyü kurtarmak için karşı ateş yöntemi uygulandı. Hatta ‘orman görevlisi orman yakıyor’ diye basına intikal etti. Daha sonra gerçek anlaşıldı. Ancak bizde köyü yanmaktan kurtarmanın sevinci var. Hiçbir mal ve can kaybı, aldığımız önlemler sonucu yaşanmadı. Köyleri kurtarmamız bizi teselli ediyor” bilgisini verdi.
"Çabamız onları da kurtarmak"
Yanan alanların yeniden ağaçlandırması konusunda çok büyük ilgi olduğunu ifade eden Erol, Orman Genel Müdürlüğü olarak her yıl fidan diktiklerini, herhangi bir yardım kam başlatmasalar da, gelen yardımları kabul ettiklerini belirtti. Valilik üzerinden hesap numarası paylaşıldığını kaydeden Erol, fidan dikmek isteyen herkesin taleplerini karşıladıklarını söyledi. Erol, bir meclis üyesinin yangında ölen hayvanların da can kaybı olduğunu belirtmesi üzerine, “Günlük konuşmada ‘can ve mal kaybı’ dendiğinde akla gelen insan oluyor. Günlük dil ifadesiyle insanlardan bahsediyoruz. Ancak tabii ki oradaki bitki türleri, börtü böcek, yaban hayvanlarını kaybediyoruz. Onlar da canlı. Çabamız onları da kurtarmak” cevabını verdi.
“Uçak tartışma konusu oldu”
İzmir’deki yangında yangın uçağı kullanılmaması hakkında meclis üyelerinin sorularını yanıtlayan Erol, “Uçak konusu tartışma konusu oldu. 2008’den beri uçak kiralıyoruz. Uçak denizden ya da büyük barajlardan su alıyor. Kıvrımlı barajdan da alamıyor. Yüzeyin düz olması lazım. Denizden uzak yerler için uçak elverişli değil. Saat olarak hesapladığınızda helikopter daha fazla su atıyor. İsabet oranında da helikopter yavaş uçtuğu için alevin üzerine isabet oranı yüksek. İkisinin de artı ve eksileri var. Ayrıca bunlar ihale ile olur. Bu aynı zaman ihale konusu” cevabını verdi.
“Beş ayrı yerde yangın vardı”
18 Ağustos Karabağlar yangınının meydana geldiği saatte beş ayrı yerde daha yangın olduğunu vurgulayan Erol, yangına hemen müdahale ettiklerini belirterek, “Ağaç türleri aynı olduğu için kendimizi Akdeniz ülkeleri ile kendimizi karşılaştırıyoruz. O ülkeler de yangın mücadelesinde başarılı olduğumuzu belirtiyorlar. Yangında meteorolojik faktörler çok önemli. İzmir Karabağlar’da meydana gelen yangın günü sıcaklık 35 derece, nem yüzde 29’du. Rüzgar 90 km hıza ulaştı. Bazı helikopterler kalkamadı, kalkmakta zorlandı. Böyle bir gündü. O yangında 183 arazöz, 54 su ikmal aracı, 20 helikopter, 25 dozer, 29 İMA kullanıldı. Yangının sebebi ve faili araştırılıyor” diye konuştu.
“İzmir, yangına hassas bölge”
Yangına zamanında müdahale ederek yangını küçükken söndürmüş olmanın önemi olduğunu ifade eden Erol, şöyle konuştu:
“Erken müdahale çok önemli. 2019’da son yangın hariç 164 yangın meydana gelirken 341 hektar zarar gördü. İzmir yangına hassas bölgedir. Yangın hassasiyeti kızılçam ağaç türü nedeniyle. Bu ağaç reçinesi en yüksek olan ağaç türü ve yangının meydana gelmesinde etkili. İzmir Orman Bölge Müdürlüğü olarak yangınla mücadelede 6 helikopter, 92 arazöz, 27 su ikmal aracı, 46 müdahale aracı, 15 dozer, 8 greyder, 4 ekskvatör, 843 yangın işçisi, 178 orman muhafızımız var. Aynı zamanda 66 yangın gözetleme kulesi ve 33 kameralı gözetleme kulesi bulunuyor. Sadece orman yangınlarını söndürmüyoruz. Kırsal alanlardaki yangınlara da müdahale ediyoruz.”