İSTANBUL (AA) - ENES TAHA ERSEN - Türkiye Beyazay Derneği Genel Başkanı Lokman Ayva, engelli istihdamının, engellilerin karşılaştığı en büyük sorunlardan biri olduğunu belirterek, "Sadece engelsiz bireylerin ihtiyaçları varmış gibi düşünmek son derece yanlıştır. Engellilerin de insan olmaktan kaynaklanan temel ihtiyaçları vardır. Çalışmadıkları takdirde anlamlı bir hayat süremez, toplumda varlık gösteremez ve dışlanmış olurlar." dedi.
Türkiye Beyazay Derneği Genel Başkanı Ayva, AA muhabirine, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla engellilerin iş hayatında karşılaştıkları zorlukları, zorunlu kota uygulamasını ve istihdam alanındaki beklentilerini değerlendirdi.
Ayva, Türkiye'de nüfusunun yaklaşık yüzde 7'sinin geleneksel anlamda engellilik tiplerinden kabul edilen ve en az bir engele sahip kimselerden oluştuğunu, bu rakamın dünyada yüzde 15, Avrupa genelinde ise yüzde 20 düzeyinde olduğunu, tüm bu rakamlar nüfus sayılarına göre oranlandığında, herhangi bir tipten engeli bulunan kişilerin toplumların önemli bir kesimini oluşturduğunu kaydetti.
- "Engellilerin de bu ihtiyaçları vardır ve çalışmaları gereklidir"
Engelli bireylerin yaşayabilmek ve toplumda varlık gösterebilmek için çalışmak zorunda olduklarını vurgulayan Ayva, şunları ifade etti:
"Şunu hepimizin bilmesi, kabul etmesi, anlamaya çalışması ve hayata geçirmesi gerekiyor. Hatta anlamasak bile hayata geçirmemiz gereken bir gerçek var, engelliler de çalışmak zorundadır. Hayatta kalabilmek, varlık gösterebilmek ve bağımsız yaşam becerilerini sürdürebilmek için çalışmaları mecburidir."
Ayva, engellilerin hayatta daha fazla var olmak ve toplumda aktif bir rol üstlenmek istediklerini, bu nedenle iş hayatındaki varlıklarını artırmaya çalıştıklarını, ancak, engellilerin çalışmaya ihtiyaç duymadığına dair yanlış bir algıyla karşılaştıklarını dile getirerek, şöyle devam etti:
"Engellilerin iş hayatında geri planda kalmalarının temel sebeplerinden biri, onların aciz olduğu yönündeki yaygın algıdır. Bu algı, engellilerin çalışamayacağına dair bir inanç doğuruyor ve son derece yanlış. Şefkatle harmanlanmış gibi görünen bu tutum, aslında engellilerin toplumdan dışlanmasına neden oluyor. Oysa engelliler, fiziksel ihtiyaçlarını, güvenlik gereksinimlerini, bir toplumun parçası olma arzusunu, saygınlık görme ve kendini gerçekleştirme ihtiyaçlarını çalışarak karşılayabilir. Yani sadece engelsiz bireylerin bu ihtiyaçlara sahip olduğu düşüncesi tamamen yanlıştır. Engellilerin de bu ihtiyaçları vardır ve çalışmaları gereklidir."
Engellilerin, yalnızca durağan bir hayat süren ve tüketici bireyler olarak değil, toplumun ayrılmaz bir parçası olarak görülmesi gerektiğine işaret eden Ayva, "Engelliler neden sadece tüketen bireyler olsunlar ki? Çok yetenekli engellilerimiz var. Bu ülkenin kalkınmasına ve gelişmesine katkıda bulunacaklar, hep birlikte Türkiye'yi daha iyi bir noktaya taşıyacağız. Bu sadece engelsiz bireylerin değil, hepimizin meselesi olmalı." diye konuştu.
- Engellilerin çalışma hayatından beklentileri
Ayva, engellilerin hem özel sektörde hem de kamuda pek çok alanda istihdam edildiğini belirterek, 2008'de yürürlüğe giren engelli istihdamı yasasının bu alanda önemli bir dönüm noktası olduğunu ifade etti. Yasaya göre, 50 ve üzeri çalışanı bulunan özel sektör ve kamu şirketlerinin, çalışanlarının yüzde 3-4'ü oranında engelli personel istihdam etmekle yükümlü olduğunu vurgulayan Ayva, bu yükümlülüğü yerine getirmeyen şirketlerin ise cezai yaptırımlarla karşılaştığını söyledi.
Kota uygulaması sayesinde Türkiye'de yaklaşık 200 bin engellinin özel sektörde, 80 bininin ise kamuda istihdam edildiğine dikkati çeken Ayva, İŞKUR verilerine göre 80 bin kadar engellinin de iş arayışında olduğunu belirtti. Ayva, bu rakamların, Avrupa ve ABD'deki engelli nüfusun iş hayatındaki varlığıyla kıyaslandığında çok daha iyi bir durumda olduğunu ifade etti.
Ayva, engellilerin çalışma hayatında yalnızca ön yargılarla değil, bürokratik zorluklarla da karşılaştığını ve bu nedenle kendi isteklerine göre bir kariyer planı yapmalarının zorlaştığını belirtti. Engelli maaşı ve ödeneklere erişimde yaşanan sıkıntılara değinen Ayva, şunları söyledi:
"Engelli bireylere ödenen maaş ve belirli ödenekler mevcut ancak bir işte çalışmaya başladıklarında, bu ödenekler otomatik olarak kesiliyor. Fakat işten ayrıldıklarında, bu hakların yeniden tanımlanması uzun süren yasal süreçlere bağlı oluyor. Bir engelli olarak işimi kaybettiğimde, maaş ve ödeneklere yeniden erişim için başvurular en başından değerlendiriliyor ve bu süreç adeta bir işkenceye dönüşüyor. Bu durumda, birçok engelli birey bir işte çalışıp belirli bir maaş almaktansa evde oturmayı ve engelli maaşıyla geçinmeyi tercih ediyor. Çünkü işten ayrıldığında tekrar bu haklara kavuşup kavuşamayacağı belirsiz. Sosyal bir devlet olarak, bu konuda bir düzenleme yapılması ve ödeneklerin kesintisiz bir şekilde otomatik olarak yeniden tanımlanması gerekiyor.”
Engelli bireylerin son dönemde iş hayatındaki fiziksel zorluklar nedeniyle lisans eğitimine yöneldiğini belirten Ayva, bu durumun engelli bireylerin akademik hayatta yer alma oranlarını artırdığını söyledi.
Ayva, engellilerin akademik personel olarak teşvik edilmesiyle hem yeni istihdam alanlarının yaratılabileceğini hem de daha fazla engelli bireyin topluma kazandırılabileceğini kaydederek, şöyle devam etti:
"Zorunlu kota uygulaması zaman zaman tartışma konusu oluyor ancak bu kotanın kaldırılmasından ziyade, yeni çözümler üretilmesi gerektiğini düşünüyorum. Örneğin, engelli akademisyenlerin sayısını artırabiliriz. Şu anda yüksek lisansını tamamlamış yaklaşık 60 bin engelli birey var. Bu arkadaşlarımızı doktora yapmaya teşvik ederek hem sayılarını artırabilir hem de akademisyen olmalarını sağlayabiliriz. Böylece hem istihdam yaratılır hem de bu bireyler, diğer engellilere umut ışığı olurlar."
Ayva, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'nün, engelli ve engelsiz bireyler arasında empati kurulması için bir köprü görevi gördüğünün altını çizerek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Engelli bireylerin kesintisiz bir gelişim sürecine girmeleri gerekiyor. Hepimiz bu yolda ilerlemek zorundayız. 'Engelliyim, kenara çekileyim' deme lüksümüz yok. Sürekli bir gelişim içinde olmalıyız. Engelsiz vatandaşlarımıza da seslenmek istiyorum. Çünkü geçmişten gelen bir bakış açısı beni aciz bir birey olarak algılıyor. Oysa ben üretebiliyor ve eğitilebiliyorum. Şimdiye kadar engellilikle ilgili bildiklerinizi ve öğrendiklerinizi sorgulayın. Birbirimiz hakkında doğru bilgiler edinelim, doğru şeyler öğrenelim ve davranışlarımızı gözden geçirerek birbirimize hak ettiğimiz şekilde davranalım."