ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çankaya Köşkü'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına 86. vefat yılında Milli Mücadele'nin Başkomutanı, Cumhuriyet'in kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü bir kez daha rahmetle yad ederek başladı.
Erdoğan, "Bin yıldır bu toprakların vatanımız olarak kalması için mücadele eden ecdadı, bilhassa kahraman şehit ve gazilerimizi kemali edeple anıyorum." ifadesini kullandı.
Büyük ve güçlü Türkiye hedefini hayata geçirerek ecdada olan minnet borcunu ödemenin gayreti içinde olduklarını belirten Erdoğan, "Hep söylediğimiz gibi Cumhuriyet Türkiye'si bizim bu topraklardaki ilk değil son devletimizdir. Daha önemlisi Türkiye'nin Edirne'den Kars'a, Trabzon'dan Hatay'a uzanan vatan topraklarından ibaret olmadığını hepimiz gayet iyi biliyoruz. Bu gerçeğe her yurt dışı seyahatimizde tekrar tekrar şahitlik ediyoruz." diye konuştu.
Erdoğan, Türkiye'nin, gelişen ekonomisi, artan itibarı, güçlenen askeri ve savunma yetenekleri, tarihinin ve kadim değerlerinin rehberliğinde takip ettiği ilkeli dış politikasıyla bölgesinin güven kaynağı olarak bir yıldız gibi parladığını dile getirerek, "Türkiye Yüzyılı ülkümüzün sadece milletimizin fertleri arasında değil gönül coğrafyamızda da beklentilerin çıtasını yükselttiğini görüyoruz. Ülkemize ve milletimize yönelik umutları Allah'ın izni ve yardımıyla boşa çıkarmayacağız." değerlendirmesinde bulundu.
"Gerçek demokrasiyi ülkemizde egemen kıldık"
Erdoğan, milletin takdiriyle 3 Kasım 2002'de başladıkları Türkiye'ye hizmet yolculuğunda 3 Kasım 2024 itibarıyla 22 seneyi geride bıraktıklarını anımsatarak, hükümeti devraldıkları günden bu yana her seneyi bir önceki yıldan daha ileri bir seviyede tamamladıklarını söyledi. Erdoğan, iktidardaki her yeni yaşa daha büyük umutlarla, daha büyük hedeflerle girdiklerini belirterek, şöyle devam etti:
"Son 22 yılda saymakla bitiremeyeceğimiz sayısız projeyi, tesisi, hizmeti, yatırımı ve icraatı Türkiye'ye kazandırmanın bahtiyarlığını yaşadık. Vesayetle malul bir demokrasi yerine milli iradenin üstünde hiçbir gücün, hiçbir odağın olmadığı gerçek demokrasiyi ülkemizde egemen kıldık. Yönetime istikrar getirmek suretiyle Türkiye'ye güç ve enerji kaybettiren, oligarşik yapıların vesayet heveslerini kamçılayan, özellikle ömrü 1-2 seneyi bulmayan yamalı koalisyonlar dönemine biz son verdik."
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçerek yönetimde istikrarın kurumsallaşmasını, kalıcı ve sürekli hale gelmesini sağladıklarını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şunu bugün bir kez daha büyük bir gururla söylemek istiyorum. Türkiye, hükümetlerimiz döneminde tartışmasız bütün alanlarda rekordan rekora koşmuş, tarihe altın harflerle yazılacak başarılara imza atmıştır. 2002-2024 arasındaki 22 yıl, Cumhuriyet tarihimizin en parlak, en görkemli hizmet, eser, yatırım ve refah noktasında en velut yılları olarak hafızalara kazınmıştır.
Siz bakmayın birilerinin eski Türkiye güzellemesi yaptığına, onların derdi milletin eski Türkiye'de yaşadığı mahrumiyetler ve zulümler değil kendi şahsi ve zümrevi çıkarlarıdır. Ülkemizin son 22 yılının önemli bir kazanımı da milletin ortak değerlerini bu süfli gayeleri için kullananların yüzlerindeki maskeleri indirmemizdir. Tam 22 yıldır milletin emanetine layıkıyla sahip çıkmanın, milletin teveccühüne ve güvenine mazhar olmanın, Türkiye'ye hizmet sancağını şanla şerefle iftiharla taşımanın yani insanımıza olan şükran borcumuzu en güzel şekilde ödemenin derdindeyiz. Bunun hasbi mücadelesini veriyoruz."
"Rabb'im ömür, milletimiz de onay verdikçe hizmete devam edeceğiz"
Erdoğan, bugünlere kolay gelinmediğini vurgulayarak, "Vesayetin tuzaklarından darbe girişimlerine, teröre kadar nice ihanetlere maruz kaldık. Nice sinsi saldırıyı püskürttük. Tek başına 15 Temmuz gecesinde istiklalimize ve istikbalimize kasteden bir alçak saldırıyı, bir alçak planı, içerideki ve dışarıdaki planlayıcıların başlarına geçirmiş olmamız bile tarihi bir başarıdır. İktidar ve ittifak olarak milletin emanetine sıkı sıkıya sahip çıkmaya devam edeceğiz. Rabb'im ömür, milletimiz de onay verdikçe Türkiye'ye ve Türk milletine hizmete devam edeceğiz." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 3 Kasım 2002'den bugüne kadar AK Parti hükümetlerinde görev almış, büyük ve güçlü Türkiye davasına omuz vermiş, ülkenin kalkınması için "taş üstüne taş koymuş" her bir isme de teşekkür etti.
Beraber mücadele ettikleri isimlerden vefat edenler için rahmet dileyen Erdoğan, "Aynı şekilde 15 Temmuz gecesi meydanlarda kurduğumuz ittifakımızdaki ortağımız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı'na ve mensuplarına da teşekkürlerimi iletiyorum. Şüphesiz en büyük şükranımız aziz milletimizedir. Hizmetkarı olmaktan daima şeref duyduğumuz necip milletimize bize olan güvenlerinden, bize olan teveccühlerinden dolayı özellikle şükranlarımı sunuyor, Allah razı olsun, Mevla dayanışmamızı ve muhabbetimizi daim eylesin diyorum." ifadelerini kullandı.
"Önümüzdeki dönem siyasetinin yol haritası olarak bakılmalı"
Erdoğan, son kabine toplantısından bugüne dek yurt içinde ve yurt dışında katıldığı programlara değindi.
Cumhuriyet'in ilanının 101. yıl dönümünün 81 ilde, KKTC'de ve yurt dışı temsilciliklerde coşkuyla kutlandığını belirten Erdoğan, TUSAŞ'ın Kahramankazan'daki tesislerini ziyaret ederek TUSAŞ çalışanlarına terör saldırısından dolayı geçmiş olsun dileklerini ilettiklerini ifade etti.
Erdoğan, "Bu vesileyle yerli ve milli imkanlarla geliştirilen GÖKBEY helikopterlerimizden ilkinin Jandarma Genel Komutanlığına teslimini de gerçekleştirdik. Yıl sonuna kadar 2 adet GÖKBEY daha jandarmamıza teslim edilecek." dedi.
AK Parti Grup Toplantısı'nda gündemdeki meselelere dair duruşlarını ve fikirlerini kamuoyuyla paylaştıklarını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Grup konuşmamızda detaylıca çizdiğimiz çerçeveye, önümüzdeki dönem siyasetinin yol haritası olarak bakılmalıdır. Cumhuriyet'imizin 101. yılını 85 milyon olarak büyük bir kucaklaşmanın vesilesi haline dönüştürmek arzusundayız. Terörün olmadığı, bölücü örgütün karanlık gölgesinin, siyasetin ve toplumun üzerinden tamamen çekildiği müreffeh, huzurlu ve güvenli bir iklimi ülkemiz genelinde mutlaka tesis ve tahkim edeceğiz."
Partisinin grup toplantısında, Türkiye'nin geleceğinde terörizme yer olmadığı gibi terör destekli siyasete de yer olmadığını ifade ettiğini hatırlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Türkiye, Kandil'deki terör baronlarının körüklediği bu kanlı ve kalleş ölüm tezgahını darmadağın etmekte kararlıdır, bundan da geri adım atmayacaktır. Mücadelemiz, sadece askerimize, polisimize, güvenlik korucularımıza ve sivil vatandaşlarımıza kurşun sıkanlarla sınırlı değildir. Bizim asıl mücadelemiz, teröristler yanında bunları üzerimize salanlarla, terör belasını 40 yıldır bu milletin başına musallat edenlerledir."
Bölgede sınırlar kanla, bombalarla, siyasi suikastlarla yeniden çizilmeye çalışılırken, devlet ve millet olarak yola "eski tas eski hamam" devam etmeyeceklerini vurgulayan Erdoğan, "Küresel sistem Soğuk Savaş'tan beri en büyük değişimini yaşarken bizim, gelişmeleri tribünden seyretme gibi bir lüksümüz bulunmuyor. Ya bu süreci cesur adımlarla bir şekilde kendi lehimize çevireceğiz ya da Allah korusun, istikbalimizi ipotek altına alacak bu sorunlarla karşılaşacağız." diye konuştu.
Erdoğan, bunun önündeki engellerin en başında bölücü terör belasının olduğuna dikkati çekerek, "Uhdemizde bulunan tüm imkan ve araçlardan istifade etmek suretiyle bu terör kamburundan ülkemizi inşallah ebediyen kurtaracağız. Bu konuda hem iktidarımızın hem de partimizin ve Cumhur İttifakı'nın iradesi, azmi, kararlılığı, dayanışması en üst düzeydedir." ifadelerini kullandı.
"Terör örgütünün belediye gücüyle haraç mekanizmaları kurmasına göz yumamayız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, demokrasi ile şiddetin, sivil siyaset ile terörün aynı kapta bir arada bulunamayacağının altını çizerek, şöyle devam etti:
"Dünyanın hiçbir medeni ülkesinde, sırtını terör örgütüne dayayarak siyaset yapılmasına müsaade edilmez. Avrupa dahil, dünyanın her yerinde böyle bir tavır; siyasi partiler için kapatma, bu siyaseti yapanlar için cezai takip sebebidir. Çünkü demokrasinin ilk ve öncelikli şartı şiddeti reddetmek, terörle araya kalın duvarlar örmektir. Ülkemizde sivil siyasetin meşru kapıları ardına kadar açıkken hileli yöntemlerle bölücü örgüte kuklalık yapanlara müsemma gösterilmesi asla beklenemez.
Şu tutarsızlık bizim gibi milletimizin de gözünden kaçmıyor, yargının ve idarenin bazı belediyelerle ilgili aldığı hukuki ve idari tedbirler konusunda iki haftadır ortalığı ayağa kaldıranlar, maalesef Kandil'den yerel yönetimlere uzanan kirli ve kanlı elleri ısrarla görmezden gelmektedir. Seçilmiş başkanlar değil, örgütün atadığı ne idiği belirsiz tipler tarafından yönetilen belediyelerin, şehirleri yerine terör örgütüne hizmet edeceği izahtan varestedir. Milletin boğazından kısarak ödediği vergilerden belediyelere tahsis edilen helal kaynağın bölücü haramzadelere aktarılmasına asla izin veremeyiz. Terör örgütünün belediye gücüyle haraç mekanizmaları kurmasına göz yumamayız. Bölücü örgüt komiserlerinin belediye binalarının mahzenlerinde başkan tokatladığı, belediye araç gereçlerinin hizmet için değil çukur kazmak için kullanıldığı bir manzarayı bu ülkeye ve şehirlerimize kesinlikle yaşatmayacağız."
"Terör karşısında tek bir cümle dahi kuramadıklarını ibretle takip ediyoruz"
Erdoğan, böyle bir tabloya kendileri gibi akıl ve vicdan sahibi hiç kimsenin de rıza göstermeyeceğine, kayıtsız kalamayacağına ve bunu tasvip edemeyeceğine inandığını da belirtti.
Görevden alınan tüm belediyelerde olanın bu olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:
"Esenyurt Belediye Başkanı'nın kağıt üzerinde bir başka partinin mensubu gözükmesi bu hakikati değiştirmiyor. Asıl üzüntü verici olan ise devletin bu çerçevede hayata geçirdiği meşru tasarrufları karşısında, adeta aslan kesilenlerin polisimize, jandarmamıza atılan taşlar, bombalar karşısında süt dökmüş kediye dönmeleridir. Kürsüden savcıları, kaymakamları, valileri pervasızca tehdit edenlerin, bölücü örgütün şehirdeki uzantılarının estirdikleri terör karşısında tek bir cümle dahi kurmadıklarını, daha doğrusu kuramadıklarını ibretle takip ediyoruz. Bunu adı korkaklıktır, iki yüzlülüktür. Teröre teslim olmak, kendi çıkarları için koskoca bir milletin geleceğini tehlikeye atmaktır."
Erdoğan, meselenin daha vahim tarafının ise "ülkenin ikinci büyük partisinin dümeni kırılmış gemi misali sürekli sağa-sola savrulması" olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
"Bakıyorsunuz, bir gün bu partinin Sayın Genel Başkanı Ankara'da vatan, millet, bayrak, Cumhuriyet edebiyatı yapıyor, aynı kişi ertesi gün bakıyorsunuz ülkenin bir başka köşesinde Türkiye'yi açıkça tehdit edenlerle, alçak terör eylemlerini övenlerle ve şehir eşkıyalarıyla aynı otobüsün üzerinde korsan miting düzenliyor. Esasında tüm bu yaşananlar bize şunu gösteriyor, ülkenin en eski partisinin, birilerinin kişisel kariyeri uğruna kurduğu ittifakın müttefiklerini özellikle Türkiyelileştirmek yerine, ana muhalefetin kendisini enfekte etmekte, zehirlemekte, kurucu değerlerinden saptırmaktadır.
Görüyoruz ki artık ana muhalefet yok tabii, muhalefet var, bu parti giderek ittifak ortaklarının rengini alıyor. Nitekim bu benzerlik siyaset diline ve üslubuna da yansımıştır. Yani ataların deyimiyle 'Üzüm üzüme bakarak kararıyor'. Bu dejenerasyona söz konusu partinin kendi bünyesinden de haklı itirazların yükseldiğini duyuyoruz, okuyoruz."
"Hukukun üstünlüğü ve milli iradenin hakimiyeti"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hangi siyasi partiye mensup olursa olsun, milletten sandıkta aldığı yetkiyi millet için kullananlarla hiç kimsenin bir sorunu olamayacağını söyleyerek şöyle devam etti:
"Teröre, teröristlere ve Kandil'in komiserlerine iradesini teslim etmeyenlere devlet olarak gereken desteği sağlamaktan imtina etmeyiz. Nitekim bu doğrultuda irade gösteren belediye başkanlarına seçildiği yere bakmaksızın devletimiz, tüm imkanlarıyla sahip çıkmakta, destek vermektedir. Ama milletin emanetinin, ülkenin ve milletin imkanlarının terör baronlarına peşkeş çekilmesine de yine partisine bakmaksızın kusura bakmasınlar eyvallah edemeyiz."
Bugüne kadar tüm adımları hukuk, demokrasi, yargı ve mahkeme kararları çerçevesinde attıklarını ifade eden Erdoğan, bundan sonra da "hukukun üstünlüğü ve milli iradenin hakimiyeti" ilkesine göre hareket edeceklerini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Grup Toplantısından hemen sonra bu sene 9'uncusu düzenlenen Uluslararası Hafızlık ve Kur'an-ı Kerim'i Güzel Okuma Yarışması'nda dereceye girenlere ödüllerini takdim ettiklerini belirtti.
Erdoğan, yarışmaya katılan 54 ülkeden 94 hafız ve karinin yanı sıra, yarışmanın düzenlenmesinde emeği geçenleri de tebrik ettiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Senegal Cumhurbaşkanı Beşir Cuma Fay'ın, Türkiye'ye gerçekleştirdiği ilk resmi ziyaretin oldukça başarılı ve verimli geçtiğini belirterek, "Senegal ile Türkiye arasında Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi kurulmasını kararlaştırdık. Ortak bildiri dahil imzalanan 5 anlaşmayla ilişkilerimizi ileriye taşıdık." dedi.
Kasım ayının ilk günü İstanbul'da kabul ettikleri Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani ile istişarelerinin de kritik öneme sahip olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Komşumuz, kardeşimiz, yakın dostumuz olan Irak'la dayanışmamız, terörle mücadele, enerji, ulaştırma ve ticaret başta olmak üzere her alanda güçleniyor. Bugüne kadar en zor zamanında yanında olduğumuz Irak'ı bundan sonra da tüm imkanlarımızla destekleyeceğiz." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, İslam dünyasının en önemli ekonomik ve ticari işbirliği platformu olan İSEDAK'ın 40. Bakanlar Toplantısı'na İstanbul'da ev sahipliği yaptıklarını anımsatarak, Türkiye'nin, İslam ülkeleri arasındaki ticari ve ekonomik işbirliğini ilerletme çabasında olduğunu, hedeflere ulaşılana kadar da gayretin artırılarak süreceğini söyledi.
Türk dünyasının birlik ve bütünlüğüne büyük önem verdiklerine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Nitekim, Türk Devletleri Teşkilatının kurulmasıyla bu yönde tarihi bir adım attık. Teşkilat'ın, 11. Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'ni, Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'te Sayın Caparov'un ev sahipliğinde başarıyla icra ettik. Zirve vesilesiyle 8 yeni anlaşma imzalandı. Kırgızistan'la, Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi 6. Toplantısı'nı da zirvenin bir gün öncesinde gerçekleştirdik. Bu toplantıda, Kırgızistan'la ilişkilerimizi kapsamlı stratejik ortaklık seviyesine yükselterek 19 belgeye imza attık. Manas Üniversitemizde tamamlanan projelerin toplu açılışıyla 150 yataklı Türk-Kırgız Dostluk Hastanesinin resmi açılışını da bu ziyaret vesilesiyle yaptık."
- "Gazze ve Lübnan'da devam eden katliama dikkat çektik"
Erdoğan, Kırgızistan'dan sonra, Macaristan'ın başkenti Budapeşte'ye geçerek Avrupa Siyasi Topluluğunun 5. Zirvesi'ne katıldıklarını belirterek, şunları söyledi:
"Budapeşte'de aralarında Fransa, Hollanda, Danimarka'nın da olduğu çok sayıda devlet ve hükümet başkanıyla ikili görüşmelerimiz oldu. Görüşmelerimizin tamamında Gazze ve Lübnan'da devam eden katliama dikkat çektik. Avrupalı dostlarımızın, güncel siyasi gelişmelerin de baskısıyla Türkiye ile ilişkileri ilerletme noktasında çok istekli olduklarını gördüm. Biz de kazan kazan ve karşılıklı saygı temelinde Avrupa Birliği ve ülkeleriyle işbirliğimizi güçlendirmeye hazır olduğumuzu ifade ettik. Önümüzdeki dönemde bunun yansımalarını göreceğimize inanıyorum."
Kadın ve Demokrasi Vakfının (KADEM) düzenlediği uluslararası zirvelerin, kadınlarla ilgili çok kritik meselelerin etraflıca irdelenmesini sağladığına dikkati çeken Erdoğan, "Bu sene 6'ncısı tertiplenen zirvenin ana teması, Kadın ve Yapay Zeka idi. Teknolojinin, hayatımızın her alanını kuşattığı günümüzde yapay zekanın mevcut adaletsizlikleri derinleştirmesinin önüne geçilmesi gerektiği anlaşılıyor. KADEM'in böyle güncel bir konuyu gündemine almasını takdirle karşılıyor, zirvenin tekrar tüm kadınlar için hayırlara vesile olmasını diliyorum." diye konuştu.
"İkisine de hak ettiği değeri veriyoruz"
Erdoğan, bu sabah Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunun yeni binasını hizmete açtıklarını hatırlatarak, şunları kaydetti:
"Kabine Toplantımız öncesinde de Gazi Paşa'nın 1921-1932 yılları arasında Ankara'da ikamet ettiği Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk resmi konutu da olan Atatürk Müze Köşkü'nün restorasyon sonrası açılışını gerçekleştirdik. Burada bir üzüntümü de ifade etmek isterim, ülkemizde bir kesim, Cumhuriyet'in özüne ve asli kimliğine dönmesinden ciddi manada rahatsızlık duymaktadır. Bizim gardırop Atatürkçüleri ve son dönemde de sosyal medya Atatürkçüleri olarak tarif ettiğimiz bu malum çevreler, imtiyazlarını kaybetmemek uğruna ellerine geçirdikleri her fırsatı istismar ediyorlar. Rahatsızlıklarının sebebini açıkça söylemek yerine saçma sapan ikilikler ihdas ederek Türkiye'nin sembolleri arasında zıtlık çıkarmaya, daha doğru bir ifadeyle, fitne çıkarmaya gayret ediyorlar. Bunun en son örneği, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ile Çankaya Köşkü'dür. 15 Temmuz gecesi FETÖ'cü alçaklar tarafından hedef alınan, etrafında 29 insanımızın şehit olduğu gazi bir mekanla, Gazi'nin emaneti olan Çankaya Köşkü'nü karşı karşıya getirmek, nifak tüccarlığından başka bir şey değildir. Külliye, milletin evidir. Köşk ise Gazi Mustafa Kemal'in ve bizden önce görev yapan cumhurbaşkanlarının hatırasının olduğu Cumhuriyet'in anıt yapılarından birisidir. Biz, birini diğeriyle tokuşturmak, birini diğerinin karşısına konumlandırmak yerine her ikisine de hak ettiği değeri veriyoruz, vereceğiz. İşte bugün tüm bu senaryoları yırtıp attığımız bir toplantıyı, Kabine'mizin 28. Toplantısı'nı burada gerçekleştirdik. Çankaya Köşkü'nü de milletin evi ve kıvanç kaynağı olan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ni de en verimli şekilde kullanmaya devam edeceğiz."
"İhracatımızdaki yükseliş kesintisiz sürüyor"
Son kabine toplantısından bu yana ekonomiyle ilgili sevindirici haberleri arka arkaya aldıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu bilgileri verdi:
"Kasım ayının ilk cumartesi günü ihracat rakamları açıklandı. Ekonomimizin lokomotifi olarak gördüğümüz ihracatımızdaki yükseliş kesintisiz sürüyor. Ekim ayı ihracatımız, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 3,6 artışla 23,6 milyar dolara çıktı. Ekim ayında da gelen rekor ile son 15 ayın 10'unda o ayın ihracat rekoru kırıldı. Yıllıklandırılmış ihracatımız ise yüzde 3,1 artışla toplam 262,3 milyar doları buldu. Ekim ayı itibarıyla son 12 ayda yıllıklandırılmış dış ticaret açığı, geçen yılın aynı ayına göre 35,1 milyar dolar azaldı. Mal ihracatına bağlı olarak dünya hizmet ihracatında da payımızı istikrarlı bir şekilde artırıyoruz."
Erdoğan, yılın 8 ayında hizmet ihracatının bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 7,3 artışla toplam 74 milyar dolara yükseldiğini bildirdi.
Ekim ayında yıllıklandırılmış cari işlemler açığının 9-10 milyar dolar aralığına kadar gerilemesini öngördüklerini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Merkez Bankamızın brüt rezervlerinin 159 milyar dolarla tarihimizin en yüksek seviyesine çıktığının müjdesini bugün sizlerle paylaşmak istiyorum. Türkiye, gerek uyguladığı program gerekse sahip olduğu potansiyelle gelişmekte olan ülkeler içinde pozitif yönde ayrışmaktadır. Üç büyük kredi derecelendirme kuruluşu tarafından notu ikişer kademe artırılan tek ülke olmamız elbette tesadüf değildir. Ekonomi programımızı kararlı bir şekilde uyguladıkça daha pek çok alanda olumlu neticeler almaya devam edeceğiz."
"En yüksek turizm gelirine ulaştık"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, turizmin, yine bu dönemde başarı hikayesi yazdıkları bir başka alan olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan 2024 yılının 3 çeyrek turizm rakamları, burada da çok ciddi bir ivme yakaladığımızı gösteriyor. Buna göre temmuz, ağustos, eylül dönemini kapsayan 3. çeyrek turizm gelirimiz bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 3,9 oranında artarak 23,2 milyar dolara çıktı. Böylelikle bir çeyrekte elde edilen en yüksek turizm gelirine ulaştık. Ziyaretçi sayısı yine aynı dönemde 2023'ün aynı çeyreğine göre yüzde 3,5 artarak 23,2 milyon kişiye yükseldi. İlk 9 ayda toplam 47 milyar dolar turizm gelirine ulaşarak bu alanda da rekor kırdık. Turizmde 2024 sonu hedefimiz, 61 milyon turist ve 60 milyar dolar turizm geliridir. Bölgesel krizlere rağmen inşallah bu rakamları yakalayacağız. Buradan tüm bu başarılara imza atan turizmcilerimize ve ihracatçılarımıza ülkem ve milletim adına kalpten teşekkür ediyorum."
Kasım ayını yurt dışı toplantılar bağlamında oldukça yoğun geçirdiklerini dile getiren Erdoğan, yarın sabah İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Ortak Zirvesi için Riyad'a gideceklerini söyledi.
Gazze başta olmak üzere işgal altındaki Filistin toprakları ve Lübnan'daki katliamları görüşecekleri bu toplantının hemen ardından salı günü Dünya İklim Eylem Zirvesi'ne katılmak üzere Bakü'ye geçeceklerini belirten Erdoğan, hafta sonu ise G20'nin Rio'da yapılacak Liderler Zirvesi'ne iştirak etmek için Brezilya'ya hareket edeceklerini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantının hayırlara vesile olmasını dileyerek konuşmasını tamamladı.