TİC Holding Header
  • USD 32.334
  • EUR 35.091
  • Altın 2298.61
  • BIST 100 8880.09
  • Genel

Çevreye ilişkin düzenlemeler içeren torba kanun teklifi, TBMM Çevre Komisyonunda benimsendi

TBMM Çevre Komisyonunda, tali komisyon olarak ele alınan Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, benimsendi.
Çevreye ilişkin düzenlemeler içeren torba kanun teklifi, TBMM Çevre Komisyonunda benimsendi
AA - AK Parti Trabzon Milletvekili Muhammet Balta, başkanlığında toplanan komisyonda, Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ele alındı.

CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, görüşülen kanun teklifinin pozitif yanlarının olduğunu ancak Türkiye'nin, acil olarak bir iklim kanununa ihtiyacının bulunduğunu söyledi.

Mikro plastik kullanımının dünyada yasaklandığını, Türkiye'nin bu konuda attığı bir adımın bulunmadığını ileri süren Bakan, çevre temizliğine duyarlı bir anlayışa ihtiyacın olduğunu ifade etti.

Çevre duyarlılığının herkes için bir mecburiyet olduğunun altını çizen Bakan, "Çevreyle ilgili yapmamız gereken çok şey var. Sulak alanları, gölleri kaybediyoruz. Binlerce yıl önce atalarımızdan devraldığımız çevreyi heba ediyoruz. Dolayısıyla burada görüşülmesi gereken, başka kanun teklifleri olmalıydı." dedi.

HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni, Türkiye'nin ekolojik olarak bir yıkım yaşadığını, bunun tarifinin imkansız olduğunu söyledi.

Çevre Komisyonu olarak bugüne kadar ne ormanlar lehine ne sular lehine ne de insanlar lehine bir karar aldıklarını ileri süren Çepni, Komisyona genellikle şirketlerin ve sermayenin talebi üzerine gelen yasa tekliflerinin ele alındığını iddia etti.

Görüşülen yasa teklifinde gemilere uygulanan ceza miktarlarında bir düzenlemenin yer aldığını belirten Çepni, burada öncelikle bu gemilere ne amaçla ceza verildiğinin tartışılması gerektiğini ifade ederek, "Burada deniz sularının kirletilmesine yönelik cezaların görüşülmesi yerine suların kirletilmesinin sıfıra indirilmesinin tartışılması lazım. Çünkü dünya yok olma riskiyle karşı karşıya. Birkaç tane gemi patronunun değil de o yediğimiz balıkların, deniz ekosisteminin geleceği ve sağlığına dönük bir bakış açısıyla tartışmak çok daha yerinde olur." diye konuştu.

CHP Antalya Milletvekili Aydın Özer, teklifle gemilere uygulanan ceza miktarlarında indirime gidilmesindeki mantığı anlamadığını, bu durumun hangi kıstaslarla değerlendirdiğini sordu.

Marmara Denizi'nde müsilaj sorununun daha gündemdeki yerini korurken cezalarda indirime gidilmesinin akıllara başka sebepleri getirdiğini ifade eden Özer, "Daha önce groston başına 53 lira seviyesindeki cezayı 11 lira seviyelerine çekmenin amacı nedir? Bu ceza miktarlarını hangi kıstaslara göre değerlendiriyorsunuz? Özellikle iktidara yakın bazı şirketler mi bu cezayı çok bulmuşlar? Kaç gemi sahibi bu cezayı ödeyemediği için icralık olmuş? 3 tarafı denizlerle çevrili bir ülkede yaşıyoruz. Marmara'daki müsilaj meselesi daha gündemde dururken denizlerimizin kirletilmesine asla müsaade etmemeliyiz." değerlendirmesinde bulundu.

CHP İzmir Milletvekili Ednan Arslan da ilk defa bir ülkenin egemenlik sınırları içerisinde bir başka ülkeye ait nükleer santral kurulduğunu, bunun enerjide dışa bağımlılığın azaltılması olarak gerekçe gösterildiğini söyledi.

Bu nükleer santralle Türkiye'nin kasasından 15 yılın sonunda 100 milyar doların çıkacağını ileri süren Arslan, "Hem her türlü ticareti yapacaklar hem de nükleer atıklarını topraklarımıza bırakıp gidecekler. Yani o nükleer atığı bertaraf etme işi bizde kalacak. Çevre Komisyonunun konuşması gereken, üzerinde uzun uzun tartışılması gereken işlerden biri bu nükleer atıkların bertarafı meselesidir." dedi.

Arslan, hazırlanan kanun teklifine katıldıkları ve katılmadıkları durumların olduğunu vurgulayarak, 100 bin groston bir gemi ile üst seviyesi için aynı miktarda cezanın öngörüldüğünü, bunu doğru bulmadıklarını söyledi.

Balast suyunun, geminin taşıma kapasitesinin yüzde 30 ile 35 seviyesinde olduğunu, 100 bin groston ile 300 bin groston arasındaki geminin balast suyu farkının üç kat olduğuna dikkati çeken Arslan, "Eğer kendi içinde arıtması yoksa birisi diğerinden 3 kat daha fazla suyu kirletecek. Biz 3 kat daha fazla kirleten ile daha az kirleteni aynı kefeye koyuyoruz. Uluslararası alanda ülkeler nasıl uyguluyor bu işi acaba? Bu düzenlemeyi yaparken diğer ülkelerle mukayesede bulunduk mu? Bizim ülkemizde bu cezalar daha mı fazlaydı? Biz nerede yanlış yaptık da buradan dönüş yapıyoruz? Bunların açıklanması gerekiyor." ifadelerini kullandı.

Görüşmelerin ardından Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi komisyonda benimsendi.
Yorum Yazın