"Ortada büyük bir yanlış var"
Kızının bu süreçte psikolojisinin bozulduğunu dile getiren baba Murat B., sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu çocuk için travma bu. Bu çocuk 11 yaşında. 12 yaşına girdi artık. Bu çocuğun kendi görüşleri var, kendi idealleri var, hayalleri var. Çocuğum arkadaşlarına babasına gideceğini söylüyor. 3-4 gün boyunca çantalarıyla okula gidiyor ‘babam beni okuldan alır’ düşüncesiyle. Bu karar çıktıktan sonra benim çocuğum 4 gün okula gitmek istememiş. Cumhurbaşkanlığına, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına, Adalet Bakanlığına, Hakimler Ve Savcılar Yüksek Kuruluna sesleniyorum; ortada büyük bir yanlış var ve yapılan bu yanlıştan bir an evvel dönülmesini rica ediyorum. Pedagog raporunda kızımın o evde mutsuz, huzursuz olduğu, hoşlanmadığı hareketlerin yapıldığı yazıyor. Evde sinir haliyle cam, bardak ve çerçeve kırıldığı yazıyor. Bu yüzden korktuğu, odasından çıkmadığı, karşıdaki adamın hareketlerinden hoşlanmadığı yazıyor. Pedagog ‘babasıyla kalması uygun’ diyor."
"İnternetten öğrenip kızımın saçını örüyorum"
Kızıyla hayaller kurduğunu anlatan baba, tüm yaşantısını kızına göre kurduğunu, kızının mutluluğu için uğraştığını söyledi. Murat B., “Biz onun mutlu olabileceği şekilde tatil yerlerini seçeriz. Mutlu olabileceği yerde yaşam alanını seçeriz. Mutlu olabileceği oyunları oynarız. Artık çağımız internet çağı olduğu için saç örme dediğiniz şey çok kolay. Bir tane peruk alıyorsunuz. İnternette bakıp onları öğreniyorsunuz. Kızınız gelince üzerinde tatbik ediyorsunuz. Bu onun çok hoşuna gidiyor. Çok güzel kayak yapabiliyoruz, hep beraber yürüyebiliyoruz, oyun oynayabiliyoruz, boyama yapıyoruz, ata biniyoruz. Birçok hayalimiz var. Çünkü çocuğum benim her şeyim” ifadelerini kullandı.
“Çocuk için travma
”
Kızının televizyonda haberleri izlerken hakime mektup yazılabileceğini gördüğünü, bunun üzerine böyle bir harekette bulunduğunu aktaran Murat B., şöyle devam etti:
"Haberlerde görünce notlarını tutmuş. Kendi kendine evde kalmak istememesinin sebeplerini yazmış. O mektubu okuduğunuzda bir baba olarak ne düşünürsünüz? Bir çocuğun hayatının bu mu olması lazım? Oyun yaşında kıkır kıkır ortalıkta gezmesi lazımken benim çocuğum oradaki sıkıntıları yazarak tekrar tekrar üzülüyor. Gerçekten üzücü bir şey. Böyle bir karar çıkınca şok olduk kaldık. Biz büyükler bir şekilde örtebiliyoruz ama çocuk için travma bunlar. Çocuk unutur mu, unutmaz. Bunun sebebi ne, biz bunu anlayamıyoruz. Ne yapılması gerekiyor? Neden pedagog raporu var, neden uzman kişi var? Nasıl böyle komik bir gerekçeyle reddedilebilir?”
Hakim ile davalı taraf avukatı arkadaş iddiası
Murat B.’nin avukatı ise konuyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:
"Müvekkilin talebi doğrultusunda velayet değişikliği davası açtık. İzmir 1. Aile Mahkemesine tevzi oldu, mahkeme Medeni Kanunun 169. maddesi gereğince istediğimiz tedbir talebimiz doğrultusunda pedagog görüşü istedi. Pedagog uzman ‘babanın yanında kalması çocuğun yararına olacaktır, uygundur’ dedi. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. maddesi ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3. ve 6. maddeleri ve bu doğrultuda Yargıtayın değişik birçok kararında ‘çocuğun üstün yararı dikkate alınmalı, bu hususta uzman görüş alınmalı ve bu doğrultuda karar verilmelidir’ denilmesine rağmen mahkeme uzman görüşün aksine tedbir talebimizi haklı bir gerekçe olmaksızın reddetmiştir. Aynı gün dosyaya bakan hakime hanımın davalı taraf avukatıyla arkadaş olduğunu sosyal medyadan öğrendik. Ertesi günü ‘bu durum hakimin tarafsızlığına gölge düşürmüştür, dosyadan çekilmesi gerekir’ diye reddi hakim talebinde bulunduk. 3 haftadır buna müspet menfi bir karar verilmemiştir.”
“Babam benim ‘bodyguard’ım”
I.B.’nin hakime yazdığı mektuptaki bazı bölümler ise şöyle:
"Ben artık annem ve M.A. ile birlikte yaşamak istemiyorum. Çünkü onlar hep kendilerini düşünüyorlar ve beni hiçbir zaman umursamıyorlar. Ben onların yanında bana mecburiyetten bakıyorlarmış gibi hissediyorum. Çünkü onların bana karşı yaptıkları her şey yapmacık. Ben artık doğruyu ve yanlışı ayırt edebiliyorum. Ben büyüyorum ve benim hayatımda sevginin, ilginin, mutluluğun, önemsenmenin, eğitimin ileride iyi ve doğru bir insan olabilmem için ne kadar önemli olduğunu anlayabiliyorum. Bu yüzden ben bundan sonraki hayatımı babam ve halalarımla birlikte yaşamak istiyorum. Bunun herkes için en doğru ve en güzel karar olduğuna inanıyorum. Özellikle de benim için. Babam bana asla yalan söylemez. Benim sağlığımı, mutluluğumu ve ihtiyaçlarımı kendinden çok düşünür. Saçlarımı her seferinde farklı örer (internetten bakıp öğreniyor.) Çeşit çeşit yemekler yapar, bana da öğretir (ye ye doyamazsınız.)Dişlerimi fırçalamama, ilaçlarıma, yiyeceklerime çok dikkat eder. Hiç bıkmadan her şeyi bana hatırlatır anlayacağım şekilde. Her akşam yürüyüşe çıkarız, ip atlarız sırf ben kilo vereyim diye. 6 ayda bir düzenli hastane kontrollerimi yaptırır. Babam sayesinde iyi bir kayakçı ve yüzücüyümdür. Babamla birlikte yolculuk yapmak, alışveriş yapmak, yürüyüş yapmak, kayak yapmak, dertleşmek, dolaşmak, yemek yapmak, yüzmek, oyun oynamak en sevdiğim şeylerdir. Babam benim ‘bodyguard’ım.”