“SAĞLIK ORDUMUZUN BİR SAVAŞTA OLDUĞUNU DÜŞÜNMELİYİZ”
Düzenli, sağlık çalışanlarına şiddet uygulanmasına tepki göstererek, “1,5 yıldır önde çalışan sağlık çalışanlarımız çok büyük emek sarf ettiler. Bazı şeyler yanlış gitmiş olabilir ama bunları elbette konuşarak halledebileceğimizi düşünüyorum. Şiddet bugüne kadar hiçbir şeyi çözmemiş ki; bugünden sonra çözsün. Eğer ordumuz savaşa girdiği zaman askerlerimize büyük özen gösterip o askerleri her türlü desteği sağlıyorsak, şuanda da sağlık ordumuzun bir savaşta olduğunu düşünmeliyiz” ifadelerini kullandı.
“OTURUP ELİMDE OLMADAN AĞLAMAYA BAŞLADIM”
O güne tekrar dönen Dr. Ayça Gümüş ise şunları söyledi: “Hastanın öldüğünün haberini veremedim. ‘Siz benim gözlerime bakın, anlayın’ dedim. Hasta yakını anlayıp hemen yere oturdu. Ben hiçbir şekilde kimseyi görmek istemedim, çünkü çok etkilenmiştim. Çok zordu. Sekreter hanım beni arayıp, hasta yakınlarının benimle görüşmek istediğini söyledi. Bu gibi durumlarda hasta yakınlarının benimle görüşme sebebi, hastanın neden kurtarılamadığı yönünde görüşmeydi. Şuana kadar yaşadıklarım hep böyleydi. Gittiğimde hastanın eşi gözlerimin içine baktı ve ‘Verin o ellerinizi öpeyim, çünkü en son siz ona dokundunuz” dedi. Hasta yakının böyle bir şey demesi beni çok etkiledi. Orada sandalyeye oturup onlarla birlikte elimde olmadan ağlamaya başladım. Hastanın kızı beni, ‘içeride sizin hastalarınız var, lütfen güçlü olun’ diye teselli etti. Yaşayabileceği en büyük acı anında, beni teselli etmeye başladı. Böyle bir şeyi beklemiyordum. Bu bende bir umut oldu. Hala bizim hastalara verdiğimiz değeri gören, bizim gerçekten canla başla yapabileceğimiz her şeyi yaptığımızı bilen insanların olması beni umutlandırdı.”