dış ticaret ve bölgede yaşanan karmaşadan dolayı üç önemli sorunun olduğunu ve çözümün yeni anayasa ile sağlanacağını söyledi.
İZMİR (İHA) - Swiss Otel'de İzmir Ticaret Borsası'nın (İTB) 120. kuruluş yıldönümü söyleşilerine katılan Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin en öncelikli sorununun yıllardır süre gelen eğitim politikaları yüzünden işsizliğe bağlı mesleksizlik olduğunu belirtti. Meslek liselerine yeterli destek verilmediğini söyleyen Hisarcıklıoğlu, "Birinci meselemiz işsizlik. Bütün anketlerde sorulduğu zaman işsizlik geliyor. Bunu TÜİK rakamlarına göre işsiz sayısı 3 milyon. Bir yıldan fazla iş arayıp da umudunu kaybedenlerin sayısı 2 milyon. Şimdi stokta 5 milyon işsizimiz var. Türkiye'nin bir an önce işsizliğin çözümü için çalışması gerekiyor.
Bunun için girişimciye, yatırıma ve yeni yetişen işsiz insanlara meslek edindirecek bir eğitim sistemimizin olması lazım. İnsanları altın bilezik sahibi yapmamız lazım. Meslek sahibi yapmamız lazım. Yıllardır yanlış giden eğitim politikasından dolayı mesleksiz yapıyoruz" dedi.
Anadolu'da kahvehanelerin işsiz vatandaşlara dolu olduğunu söyleyen Hisarcıklıoğlu, "Kahvehanelerde binlerce işsiz var ama sorduğun zaman meslekleri yok. Türkiye'deki en önemli sorun işsizlik değil demek ki, en önemli sorun mesleksizlik. Bunu aklınızdan çıkarmayın. Meslek lisesindeki eğitim değerini bulmamız lazım" diye konuştu.
Türkiye'nin ikinci sorunun dış ticaret ve beraberindeki cari açık ile tarımda yaşanan sıkıntılar olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, "İhracatı yeteri kadar artamayan ama ithalatı artan bir ülkeyiz. Bunun sonucu cari açık. Cari açığın oluşmasının ana nedeni ithalatla ihracatın arasındaki fark. Cari açığın azaltılması için Hazine Müsteşarlığı, BDDK tedbirlerini doğru buluyoruz. Uzun vadeli tedbirler Türkiye'nin üretim modelini, sanayisini teşvik edeceği, cari açık vereceği kalemlerde muhakkak yatırıma ve üretime gidiyor alması lazım. O sektörleri teşvik ediyor olmamız lazım. Aramalını kendimiz üretiyor olmamız lazım. Bunun için yeni teşvik politikasını oluşturup aramalını üreten, teşvik eden ülke konumuna gelmemiz lazım" dedi.
Tarımın karın doyurma değil para kazanma sektörü olduğunu açıklayan Hisarcıklıoğlu, tarımda ölçek ekonomisine geçilmesi gerektiğini savundu. Hisarcıklıoğlu, "Kesinlikle miras hukukunda değişikliğe giderek arazileri küçültmememiz, tam tersine büyütmemiz lazım. Tarım envanterini yapıyor olmamız lazım" dedi.
"TEHDİTLER FIRSAT DOĞURUR"
Türkiye'nin üçüncü sorunun ise bölgede yaşanan karmaşa olduğunu dile getiren Hisarcıklıoğlu, istikrarsızlık zemininde ve ekonomik gelişmelerden dolayı Türkiye'nin yeni bir anayasa ile fırsatları iyi değerlendirmesi gerektiğini belirtti. Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti:
"İstikrarsız zeminin ortasında güçlü bir aktör gerekiyor. Batının en güvendiği bankalar 2008 yılında gitti. Şimdi yeni bir ekonomik model geliyor, hazırlıklı olun. Güneyimizde ise yeni bir siyasi dönüşümün arefesindeyiz. Bu tarafta ekonomik kriz, bu tarafta da yeni bir siyasi dönüşüm var. Tam bunun ortasında Türkiye var. Eğer istikrarımızı koruyabilirsek biz umduğumuzdan daha önce tüm dünya içinde yıldız olabilmek için şansımız var. Burada ekonomik sarsıntı, burada da siyasi çalkantı var. Birlikte hareket edebilirsek bizim önümüz açık. Ama hepimiz ayrı baş çekersek o zaman bunların içinde biz de yok olur gideriz. Haberiniz olsun. Onun için hepimiz aklımızı başımıza toplamalıyız. Yeni bir Anayasa yapılmasını 11 yıldır söylüyoruz. Tüm siyasi partilerimiz mutabakat içinde. Tek isteğimiz kavga dövüş etmeden 74 milyonun mutabakat sözleşmesini yürürlüğe koymaları. Siyasi partiler ve yeni anayasa. Halkın bağıyla vekillerin arasındaki bağın güçlenmesi lazım."
İTB Başkanı Işınsu Kestelli ise, Türkiye'nin yeni bir büyüme modeline ihtiyacının olduğunu ve bunun da her yıl yüzde 7-8 oranında büyümeyle gerçekleşebileceğini belirtti. Türkiye'nin yeni bir anayasa ile bölgesel güç konumuna erişeceğini ifade eden Kestelli, "Türkiye 12 Haziran seçimlerini olgunlukla tamamladı. Bugün önümüzde dört yıl ve güçlü bir siyasi iktidar ve yapılacak çok iş var. Eğer bu dönemde uzlaşmayla yeni bir anayasa yaparak başlayabilirsek, ülkemizin önündeki büyük psikolojik bariyerlerden birini aşmış olacağız. Bu dönemin başarısı, Türkiye'yi bölgesel güç olmanın bir adım ötesinde taşıyarak küresel güç olma fırsatını oluşturacaktır" dedi.
