İhracata büyük katkı
Madencilik sektörünün, Türkiye’nin sanayisinin gelişmesi ve enerji üretiminin sürdürülebilirliği açısından kritik bir rol oynadığını ifade eden ESO Başkanı Kesikbaş, “Ülkemiz yer altı zenginlikleri ve madencilik altyapısı ile dünya çapında önemli bir oyuncu konumundadır. 2023 verilerine göre, Türkiye’nin maden ihracatı 7 milyar dolara yaklaşmış olup, bu rakam ülke ekonomisine önemli katkılar sağlamaktadır. Aynı zamanda madencilik sektörü, Türkiye’nin istihdam sağlama noktasında da önemli bir rol oynamaktadır. 2022 yılı itibariyle yaklaşık 100 bin kişi, maden sektöründe çalışmakta ve bu sayı her geçen yıl artmaktadır.” dedi.
Ancak madenciliğin sunduğu fırsatlar kadar, beraberinde getirdiği sorumlulukların da büyük olduğunu söyleyen Kesikbaş, “Teknoloji ve yeniliklerin gücüyle daha çevre dostu ve güvenli madencilik yöntemleri geliştirilmeye devam etmeliyiz. Madencilik sektörünün modernleşmesi, yerel kalkınmayı desteklemesi ve çevreyi koruması için atılan her adım büyük önem taşımaktadır. Bu vesile ile 4 Aralık Dünya Madenciler Günü’nü kutluyor, başta şehit madencilerimiz olmak üzere, tüm madencilerimize sağlık, mutluluk ve başarılar diliyorum.” diye konuştu.
Stratejik öneme sahip
Madenciliğin yalnızca bir sektör değil; tüm sanayinin hammaddesini ve ara ürününü sağlayan yerli ve milli sanayinin vazgeçilmezi olduğunu savunan ESO Yönetim Kurulu Üyesi ve Madencilik Komitesi Üyesi Mehmet Rallas, “Enerji, savunma, inşaat, teknoloji ve tarım gibi pek çok sektör, madencilik ürünleriyle katma değer oluşturmakta ve üretim yapmaktadır. Bu nedenle madencilik sektörü, endüstrinin her alanına hammadde ve ara ürün sağlayan stratejik bir öneme sahiptir. Ancak bu kaynakların yalnızca çıkarılması yeterli değildir; ileri teknolojilerle işlenerek katma değerli ürünlere dönüştürülmesi gerekmektedir. Sanayide dışa bağımlılığı azaltmanın anahtarı, madenciliğin katma değerli ürünlere dönüştürülmesidir.” dedi.
Yeşil ekonominin bel kemiği
Özellikle yeşil dönüşüm sürecinde güneş panelleri, rüzgar türbinleri ve elektrikli araç bataryaları gibi teknolojiler için vazgeçilmez olan endüstriyel minerallerin, madenciliğin geleceğin dünyasında ne denli kritik bir rol oynayacağını gözler önüne serdiğine dikkat çeken Rallas, “Bu nedenle, madencilik sektörüne yapılan her yatırım, yalnızca bugünün değil, yarının ekonomisine yapılan bir yatırımdır.” yorumunda bulundu.
Kaynakların doğru yönetimi
Madencilik sektörünün sürdürülebilirliği ve rekabetçiliği için nakliye maliyetlerini artıran motorindeki ÖTV’nin madencilik özelinde tıpkı deniz taşımacılığında olduğu gibi muafiyet sağlanması gerektiğini savunduklarını belirten Rallas, “Madencilik bir kaynak endüstrisi olduğu için kaynakta yapılacak her iyileşme mutlak surette son ürüne yansıyacaktır. Ayrıca, motorindeki ÖTV muafiyetiyle birlikte sağlanan tasarrufun Ar-Ge faaliyetlerine yönlendirilerek sektörün inovasyon kapasitesinin artırılması, yerli ve milli üretim hedeflerimize ulaşmamızı kolaylaştıracaktır. Ar-Ge’ye dayalı inovasyon, madenciliğin katma değerli ürünler üreten bir güç merkezi haline gelmesi için kritik bir unsurdur.” dedi.
Doğru madencilik
Madenciliğin doğru yapılmadığı bir ortamda sanayiye katma değer üretemediğini ve yerli üretim hedeflerimize ulaşmanın mümkün olmadığına değinen Rallas, “Madenciliğe sağlanan desteklerin aslında tüm sanayiye sağlandığını bir kez daha vurgulamak istiyorum. Türk sanayisinin üretmiş olduğu ürünlerin girdi maliyetleri ne kadar düşük seviyede ve kalitesi de ne kadar yüksek seviyede olduğu sürece, dünya ticaretinde stratejik konuma sahip olabiliriz.” dedi.
Güçlenen Türkiye
Yeryüzünün derinliklerinden zenginlik çıkararak ülkemize, insanlığa alın ve akıl teriyle hizmet eden tüm madencilerimizin emeklerine ve fedakarlıklarına teşekkür etmek gerektiğini anlatan Rallas, “Madencilik, yalnızca bir sektör değil, bağımsız ve güçlü bir Türkiye’nin en sağlam destek noktasıdır. 4 Aralık Dünya Madenciler Günü’nüz kutlu olsun. Daha iyi bir madencilikle, daha güçlü bir Türkiye ve daha yaşanabilir bir dünya için birlikte çalışmaya devam edeceğiz.” diye konuştu.