İHA- Kredi kartlarına yönelik taksit sınırlamasını içeren düzenlemelerin yeni yıl öncesi yürürlüğe girmesi beklenirken, bu yılın ilk altı ayında kredi kartı borcunu ödemeyen kişilerin 325 bin 179 kişiye ulaştığı kaydedildi. Uzmanlar, sınırlamaların Türkiye’nin ulaştığı cari işlemler açığına karşılık olduğunu, bireysel kredilerdeki ani frenin bundan kaynaklandığına dikkat çekti.
Türkiye'nin eylül ayında cari işlemler açığı 3 milyar 281 milyon dolar olurken, yıllandırılmış bazda cari işlemler açığı 59 milyar 135 milyon dolar oldu. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından kredi ve kredi kartı sınırlamalarına yönelik düzenlemenin 15 gün içinde yürürlüğe alınmak istenmesini değerlendiren İzmir Ekonomi Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi ve Garanti ve Yapı Kredi Bankaları eski Genel Müdürü Halit Soydan, “Kredi kartları ayağımızla yorganımız arasındaki mezurayı sıklıkla bozuyor. Sonuç da pekiyi olmuyor” dedi.
Vatandaşların kredi kartsız bir yaşam sürdüremediğine dikkat çeken Soydan, şöyle konuştu: “Onlarla da olmuyor, onlar olmadan da yapamıyoruz. Kimi zaman ‘onlarla’ borç ödüyoruz. Daha doğrusu, başka borçları çeviriyoruz. Kimi zaman çok da zorunlu olmayan harcamalarımızda kullanıyoruz. Ayağımızla yorganımız arasındaki mezura sıklıkla bozuluyor. Merkez Bankası’nın bireysel kredilerde ve kredi kartlarında beş yıl boyunca aksayan kişilerimizin sayıları dikkat çekiyor. Buna göre, kredi kartları borcunu ödeyemeyen kişi sayısı 2009 yılında 277 bin 333, 2010 yılında 222 bin 360, 2011 yılında 238 bin 645, 2012 yılında 453 bin 656, bu yılın ocak -mayıs döneminde 325 bin 179 kişiye ulaştı.”
Bankalar kesiminin toplam kredilerin 972 milyar Türk Lirası olduğunu kaydeden Soydan, mevduat bankalarının toplam kredi kart alacak bakiyeleri ve bireysel kredileri toplamı 434 milyar lira ulaştığını söyledi. Soydan, “Tasfiye olunacak tüketici kredileri 5,2, tasfiye olunacak kredi kartları hacmi 4,8 milyar liradır. Sorun kırmızı alarm vermiyor. Aslında sorunlu kredilerimiz Batı ülkelerinin ekonomilerinden daha ılımlı düzeylerde bulunuyor. Şu var ki, makro sakıngan yani finansal istikrar politikaları her yerde moda. Cari açığımız, Ankara'yı belli ki yeni arayışlara itmiş durumda gözüküyor. Bireysel kredilerdeki ani frenin nedeni budur” dedi.
