DenizBank Finansal Hizmetler Grubu CEO’su Hakan Ateş, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Ateş, "DenizBank olarak 1997 yılında, bankacılık aracılığıyla ülkesinin dört köşesine hizmet götürmeye kendini adamış bir avuç insanla sektöre adımımızı attık. Bugün itibarıyla, halka arz dahil olmak üzere 26 yıllık hikayesine dört hissedar değişimi sığdırmış, 81 ilde şubesi olan iki bankadan biri haline gelmiş, 15 bine yaklaşan çalışanıyla Türkiye’nin en büyük 5. özel bankası olarak yolumuza devam ediyoruz" dedi.
"Cumhuriyetimizin değerlerini yaşatmak için var gücümüzle çalışıyoruz"
Ateş, sözlerine şöyle devam etti: "Bu topraklara borcunu ödemeyi ödevi bilen büyük bir aile olarak, mesleğimizi misyonumuz olarak görüyor ve Cumhuriyetimizin değerlerini yaşatmak, Türkiye’yi muasır medeniyetler seviyesine taşıyacak her konuda gelişimi, değişimi desteklemek üzere var gücümüzle çalışıyoruz. Bu yaklaşımla, 2002’de özel bankalar arasında tarımı ilk kez sahiplenerek bu alanın finansmanına dair örnek bir model oluşturduk. Ekonomimizin yapı taşı olan KOBİ’lerin darboğaza sürüklendikleri her an onlara can suyu sağladık. Belediyeleri finanse ettik, ülkemizin kalkınma stratejisinde hayati rolü bulunan turizmin ve geçiş ekonomisi olmamız nedeniyle denizciliğin yanında durduk. 3. Köprü, 3. Havalimanı, Kıbrıs Barış Suyu ve Ankara Tren Garı’nın bulunduğu birçok önemli projenin en büyük finansörleri arasında yer aldık."
Toplumsal gelişimin önemli sacayaklarından biri olarak gördüğü kültür ve sanatın farklı dallarını ve özellikle de çok sesli müziği de yine ilk günden itibaren sahiplendiklerinin altını çizen Ateş, "20 yıldır İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası (İDSO)’nun ana destekçisi olarak, İstanbul’un kültür sanat hayatında ayrıcalıklı yer edinen, dünyaca ünlü şef ve solistlerin eşlik ettiği konserlere ismimizi veriyoruz. Yine ülkemizin en büyük müzik kurumlarından biri olan yarım asırlık İzmir Devlet Senfoni Orkestrası’nın (İZDSO), 2023 yılından bu yana ana destekçiliğini üstleniyoruz. 2024 itibarıyla ise Cumhuriyet tarihinin ilk müzik kurumu olan, dünyanın, kuruluşundan itibaren varlığını kesintisiz sürdüren en eski orkestraları arasında yer alan Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın ve Türkiye’nin en geniş kitleli profesyonel acapella topluluğu Devlet Çoksesli Korosu’nun ana destekçiliğini üstlendik. Senfoni orkestralarımızın yürüttüğü Anadolu turneleri ve seferberlik projeleri ile çok sesli müziğin ülkemizin en düşük nüfuslu köyler dahil her noktaya ulaşması ve erken yaşta benimsenmesi yönündeki çalışmalarda da payımız bulunmasından mutluluk duyuyoruz" açıklamalarında bulundu.
Ateş, "Bütün bunları yaparken, ardımızdan gelen nesillerin üzerinde güvenle yaşam sürebileceği bir dünya için sorumluluklarımızı unutmuyoruz. Finans sektörünün, ülkemizin yeşil ekonomiye geçiş ve karbonsuzlaşma sürecinde oynadığı yönlendirici rolün bilincindeyiz. O nedenle, çalışmalarımızın tamamını finansal olduğu kadar çevresel ve toplumsal etki ve boyutları da kapsayan bakış açısıyla değerlendiriyor; kredi süreçlerimiz, yatırımlarımız, sağladığımız sendikasyon kredilerinde kendimize belirlediğimiz performans hedefleri gibi farklı kriterlerde tamamen sürdürülebilirlik bakış açısını benimsiyoruz. Yine teknoloji tarafında da sürdürülebilirliğe hizmet eden girişimleri destekliyoruz. Yakın dönemde, iştirakimiz NEOHUB ve Birleşik Krallık’ta faaliyet gösteren Oxentia iş birliğinde, sürdürülebilirlik temasına odaklanan start-up’ların yurtdışına açılabilmesi için onlara danışmanlık sunan TRUK Hızlandırma Programımızı hayata geçirdik" dedi.
Ateş, sözlerini şöyle tamamladı: "Cumhuriyeti sadece yönetim şekli değil, yaşam biçimi gören bir kurum olarak Türkiye’de kalkınmayı, gelişimi, fırsat eşitliğini destekleyecek her alanda, bugüne kadar olduğu gibi yarın da elimizi taşın altına koymaya devam edeceğiz."