Mescid-i Aksa’dan sorumlu Kudüs İslami Vakıflar İdaresine göre cuma namazına yaklaşık 80 bin kişi katıldı. Cuma hutbesinin konusu ise geçen hafta olduğu gibi yine Türkiye ve Suriye’yi vuran deprem felaketiydi.
“Mallarınızın zekatını Türkiye ve Suriye’deki kardeşlerinize gönderin”
Mescid-i Aksa İmam ve Hatibi Şeyh Muhammed Selim’in verdiği hutbede, Kahramanmaraş merkezli depremler sonucu Türkiye ve Suriye’de hayatını kaybedenler için rahmet, yaralılar için acil şifalar dilendi.
Şeyh Selim, deprem felaketine ilişkin Kur'an-ı Kerim’deki Bakara suresinin, "Ant olsun biz sizi biraz korku, açlık ve bir parça mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle sınav edeceğiz. Sabredenleri müjdele." şeklindeki 155. ayetini hatırlattı.
Müslümanları Türkiye ve Suriye’deki kardeşleriyle dayanışmaya çağıran Mescid-i Aksa İmamı, "Mallarınızın zekatını güvenilir kurumlar aracılığıyla Türkiye ve Suriye’deki depremden zarar gören kardeşlerinize gönderin." dedi.
Müslümanlar için cenaze namazının önemine de dikkati çeken Şeyh Selim, "Cenaze namazı Müslümanların birliğinin ve dayanışmasının vurgulanmasıdır." ifadelerini kullandı.
Deprem felaketi sonucu Türkiye ve Suriye’de hayatlarını kaybeden ve zarar görenler için dualar edilen hutbe ve cuma namazının ardından, deprem kurbanları için gıyabi cenaze namazı kılındı.
Türk olduklarını anlayınca para dolu poşet bırakıp gitti
Namaz ve duaların ardından Harem-i Şerif’te kurulan sandıklarda depremzedeler için bağış toplandı.
Bu arada Mescid-i Aksa’ya cuma namazını kılmaya gelen, Türkiye’nin Filistin nezdindeki Kudüs Başkonsolosluğuna bağlı çalışan bir Türk yetkilinin başına gelen olay dikkati çekti.
Filistinli yaşlı bir adam, Türkçe konuştuklarını anladığı iki kişinin yanına gelerek, depremzedelere ulaştırılmak üzere para dolu bir poşet teslim etti.
AA muhabirine konuşan ve adının açıklanmasını istemeyen Türk yetkili, kendisini çok duygulandıran bu olayı şöyle anlattı:
"Cuma namazına giderken yanımda bulunan yakınımda Türkçe konuşuyorduk. Yaşlı bir amca bizi çevirdi. Arapça, ‘Türk Büyükelçiliğinden misiniz?’ diye sordu. ‘Evet’ dedim. ‘O zaman bunu depremzedeler için ulaştırabilir misiniz?’ diye sordu. Ardından elime para dolu bir poşet tutuşturdu ve hemen gitti. Ben teşekkür etmeye fırsat bulamadan ayrıldı ve gözden kayboldu. O an karmaşık duygulara kapıldım. Sonuçta Filistin'de zorluklar altında ve yardıma muhtaç insan çok. Buna rağmen yoldan çevirdiği bir Türk’e depremzedelere ulaştırılmak üzere bu parayı emanet etmesi duygusal olarak beni çok etkiledi."