TİC Holding Header
  • USD 32.377
  • EUR 34.976
  • Altın 2324.157
  • BIST 100 8880.09
  • Dünya

İsrail'in yıkım tehdidi altındaki okulun öğrencileri karara direnerek eğitimlerini burada sürdürmek istiyor

İsrail, işgal altındaki Batı Şeria'nın Beytullahim kenti kırsalındaki Cubbu Zeyb İlkokulunu yıkmaya çalışırken öğrenciler ise eğitimlerini burada tamamlamak istediklerini belirtiyor.
İsrail'in yıkım tehdidi altındaki okulun öğrencileri karara direnerek eğitimlerini burada sürdürmek istiyor
AA -

İsrail makamları, Batı Şeria'da Filistinlilere ait mülklere yönelik "ruhsatsız" olduğu iddiası başta olmak üzere çeşitli sebeplerle yıkım kararı çıkarıyor.

Filistin Eğitim Öğretim Bakanlığı, geçen yıl Batı Şeria ve Doğu Kudüs'ün çeşitli bölgelerinde 36 okulun yıkım tehdidi altında olduğunu açıklamıştı.

Batı Şeria'nın İkinci Oslo Anlaşması çerçevesinde "C bölgesinde" bulunan Cubbu Zeyb İlkokulu da İsrail makamları tarafından yıkım tehdidi altındaki yapılar arasında yer alıyor.

Daha önce de İsrail tarafından yıkılan ve 2017'de tekrar inşa edilen okulda öğrenim gören Filistinli öğrenciler, yıkım kararına direniyor.

Yalnızca yıkım kararına değil Yahudi yerleşimcilerin okul çevresinde verdiği rahatsızlıklara da direnen öğrenciler, eğitimlerini burada tamamlamak istiyor.

Yaklaşık 40 öğrencinin eğitim gördüğü okul, Filistin Eğitim Öğretim Bakanlığı tarafından da savunuluyor.

Filistin Eğitim Öğretim Bakanlığından konuyla ilgili yapılan yazılı açıklamada, uluslararası kurumlara ve insan hakları kuruluşlarına Cubbu Zeyb İlkokulunu korumak ve eğitim hakkını savunmak için müdahale etme çağrısında bulunuldu.

Açıklamada, Bakanlığın okulu savunmaya devam edeceği, İsrail'in eğitim kurumlarına yönelik ihlallerini ortaya çıkarmak için hukuki, siyasi ve diplomatik yollardan çalışmalarını sürdüreceği kaydedildi.

"Öğrenciler için güvenli olmadığını iddia ediyorlar ama yenilemeye izin vermiyorlar"
Okul Müdürü Şirin Ebu Taha, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail'in okulu 2017'de "ruhsatsız" olduğu gerekçesiyle yıktığını, aynı yıl bölge halkı tarafından Avrupa Birliğinin eğitime katkı için verdiği destekle yeniden inşa edildiğini söyledi.

Ebu Taha, İsrail'in okulu bu sefer de "öğrenciler için güvenli olmadığı" gerekçesiyle yıkmaya çalıştığını belirterek, "Öğrenciler için güvenli olmadığını iddia ediyorlar ama yenilemeye ya da yeniden inşaya da izin vermiyorlar." dedi.

Tuğladan yapılan tek katlı yapının güvenli olduğunu aktaran Ebu Taha, binanın güvenliğinden ziyade Yahudi yerleşimcilerin saldırılarının öğrencileri ve öğretmenleri rahatsız ettiğini dile getirdi.

Yıkım tehlikesi altındaki okulda eğitim gören 8 yaşındaki Filistinli kız çocuğu Liyn Yusuf, İsrail'in yıkım kararına karşı direndiklerini, eğitimini burada tamamlayıp sonra da burada öğretmenlik yapmayı istediğini ifade etti.

Yusuf, "Eğitim hakkımız. Okulumuzun yıkılmasına izin vermeyeceğiz." dedi.

Dördüncü sınıf öğrencisi Dima Nasır da "Okulumun yıkılmasını istemiyorum. Gidebileceğimiz başka bir yer yok." diye konuştu.

İsrail, yerleşim planlarını uygulamak için okul yıkıyor
Ayrım Duvarı (Utanç Duvarı) ve Yahudi Yerleşim Birimleriyle Mücadele Konseyi Beytullahim Ofis Müdürü Hasan Bericiyye, "İsrailli yetkililer, yerleşim faaliyetlerini genişletmek için okulu yıkmayı hedefliyor." dedi.

Bericiyye, okulun İsrail Yüksek Mahkemesinden yıkılmaması yönünde bir karar aldığını ancak İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich'e bağlı Rehabim Yerleşim Derneğinin dosya ile uğraşmayı kendine görev edindiğini vurguladı.

Söz konusu derneğin okulun öğrenciler için güvenli olmadığı iddiasıyla İsrail Sivil İdaresi aleyhine dava açtığını ve okulun yıkılmasına karar veren İsrail Merkez Mahkemesi'ne dosya sunduğunu kaydetti.

"Güvenli olmadığını iddia ediyorlar ancak gerçek şu ki yerleşimcilerin yararına bölgenin nüfusunu azaltıp, yerleşim projeleri lehine alanı boşaltıp kontrol altına almak istiyorlar." diyen Bericiyye, velilerin ise çocuklarının okulda eğitim almasında ısrarcı olduğunu ve okulun yıkılmasını önlemek için ellerinden geleni yapacağını dile getirdi.

Filistin ile İsrail yönetimi arasında 1995'te imzalanan "İkinci Oslo Anlaşması" çerçevesinde işgal altındaki Batı Şeria A, B ve C bölgelerine ayrılmıştı.

Yüzde 18'i kapsayan "A bölgesi"nin yönetimi idari ve güvenlik olarak Filistin'e, yüzde 21'lik "B bölgesi"nin idari yönetimi Filistin'e, güvenliği ise İsrail'e devredilirken, yüzde 61'ini kapsayan "C bölgesi"nin idare ve güvenliği İsrail'e bırakılmıştı.

Yorum Yazın