Keinon, "Esad yönetimindeki zayıflamış bir Suriye rejimi, İsrail'in çıkarına olacaktır. Ancak sorun şu: İsrail Esad'ın zayıfladığını görmek istiyor, ancak çok fazla değil ve devrilmemesini istiyor." ifadelerini kullandı.
İsrail'in Suriye'de rejim karşıtı gruplar ya da İran destekli milisleri sınırında görmek istemeyeceğine emin olduğunu belirten Keinon, Tel Aviv’in zayıflamış bir Esed rejimi görmek istemesinin ardında yatan sebeplere değindi.
Keinon, “Böylece Suriye nesiller boyu İsrail'e karşı inandırıcı bir tehdit oluşturamayacak. Uzun süredir devam eden iç savaş Suriye'yi konvansiyonel bir tehdit oluşturabilecek ülkeler çemberinin dışına çıkarmıştır. (İsrail’in Lübnan’a ve Gazze’ye saldırıları süresince) Esad'ın İsrail’e karşı ek bir cephe açmamasına, Suriye ordusunun havaya uçurulması için bahane vermek istememesine dikkat edin.” değerlendirmesinde bulundu.
Esed rejiminin devrilmesinin kaosa yol açabileceğinin altını çizerek, bunun İsrail için iyi bir şey olmadığını öne süren Keinon, yazısına şöyle devam etti:
“İsrail, genel olarak öngörülebilirliği seviyor ve Suriye'de Esad bunu sağlıyor. Esad dost olmasa da İsrail en azından ondan ne bekleyeceğini biliyor - ne yapıp ne yapamayacağını. Şam'da Sünni cihatçılardan oluşan yeni bir yöneticinin ne yapacağı kestirilemez."
Yazar yazısında, Tel Aviv yönetiminin Suriye’de “öncelikle İran-Suriye-Hizbullah eksenini zayıflatmak, İran'ın geçmişte olduğu gibi Suriye'yi Hizbullah'ı yeniden silahlandırmak ve güçlendirmek için kullanmasını önlemek gibi belirli çıkarları” olduğunu öne sürdü.
Keinon ayrıca, İsrail'in Suriye'deki gelişmelere yaklaşımının “güvenlik çıkarları doğrudan ya da derhal tehdit edilmediği sürece kavganın dışında kalmak” olacağını belirtti.