Saldırıyı sert bir dille kınayan Türkiye İnternet Gazeteciliği Derneği Genel Başkanı Okan Geçgel; "Bu alçak saldırıyı TİGAD olarak kınıyor ve hukuki alanda gazeteci kadın arkadaşımızın yanında olacağımızı kamuoyuna beyan ediyoruz. Şiddetin her türlüsünün yaşanmamasını basın etik kuralları olarak benimsemiş gazeteciler topluluğu olarak, hele bir kadına ve gazeteci bir kadına yapılan fiziksel ve sözlü saldırı asla cezasız kalmamalı ve bu hukuki cezanın yüce Türk adaletinde tecelli etmesi için TİGAD olarak sayın gazetecimiz Hatice Satgun asla yalnız değildir. Toplumda kadına şiddet son bulana kadar bu tür davranışları sergileyen kim olursa olsun karşısında olacağız..
Bu Alçak saldırıyı duyar duymaz kıymetli gazetecimize ulaşarak gerekli desteği vereceğimizi beyan ettik ve olayın takipçisi olacağız. Kendisini gazeteci olarak tanıtan saldırganın gerekli cezayı alması için kamuoyu nezninde gerekli girişimleri yapacağız. Türkiye hukuk ülkesidir, bunun böyle kalması için mücadelemiz hukuk alanında olacak. Saldırgan S.K'nın kendisini gazeteci olarak tanıtması asla karşılık bulmayacaktır. Saldırıya uğrayan Hatice Satgun'un doktor kontrolünde vücudunun bir çok yerinde darbe izine rastlanmış ve bir çok yara almıştır. Ramazan ayında bir kadına bu suçu işleyen canavar ruhlu insanları kınıyoruz.." ifadelerini kullandı
GİRESUNLU GAZETECİ HATİCE SATGUN'UN OLAYLA İLGİLİ İFADESİ
16 Nisan 2022 Cuma günü Saat:14:00'te Giresun'da yerel TV'lere program çeken S.K. adlı kişi tarafından, Dosteli TV stüdyosunda E.B'nin ofisinde fiziksel şiddete ve sözel saldırıya uğradım.
Dosteli TV çalışanı olarak görünen S.K., TV sahibi E.B'nin beni davet ettiği ve benim de E.B. ile istişarelerde bulunduğum sırada ofise geldi ve beni gördü. Başını sağa sola sallamaya, ayakta tuhaf hareketler yapmaya başladı. Ofistekiler ve benimle konuşmaya başladı.
"Yayınlarımda bugüne kadar en fazla 6000 görüntüleme alabildim" diyen S.K.'ya; "geçen hafta yaptığım Dereli bölgesi canlı yayın çekimlerim 35 bini aşmış" dedim, şaşırdı. "İspatlayamazsan şerefsizsin" dedi. Bir dakika dedim, yayını bulmaya çalıştım. O arada "şerefsizsin, şerefsizsin ve terbiyesiz bir kadınsın" diyerek sesini git gide hiddetlendirdi. Sosyal medyada yayınlanan yayınımı açıp kendisine gösterdim. Bir an durdu. "Sen terbiyesizsin" dedi. Geçenlerde yediğim meyvenin dibini caddeye attığım için bana söz söyledin" dedi. "Evet doğru" dedim "o çöpü çöp kutusuna atar mısınız?" dedim. Bundan üç hafta önce caddede elinde yediği meyvenin çöplerini caddeye attınız. Dedim "Yağmur yıkar" dediniz. Peçete uzattım size "bununla alın atın" dedim, almadınız. Üstelik hak iddia ederek yaptığınız güzelmiş gibi "bana yerden çöpü aldıracakmış" diyerek ofsitekilere de haklılık gururu içine giriyorsunuz dedim. "Seni dövesim var" dedi. "Sen nasıl konuşuyorsun benimle, böyle saygısızca?. Otur, derdin ne bakayım, düzgün cümleler ile anlat" dedim.
Sana vurmak istiyorum’ dedi. Sonra da benim ‘geçmişte dolandırılma hadisesi yaşadığımı söyleyerek, o ‘dolandırıcı kişiler ile beni S.K. tanıştırdı’. dedin diyerek gelip, bana tekme ile tokat ile vurmaya başladı. E.B. araya girdi ancak ona engel olamadı, orada çalışan C.K. hanım da onu tutamadılar, durduramadılar, canavarca saldırmaya ve tekme atmaya devam etti. Beni yere düşürdü. Küfürler etmeye başladı, "Oğluma diyeyim seni de gerekeni yapar sana" dedim, ona da söverek küfürler ve Sin Kaf'lı sözler etti .
Benim kültürümü yansıtan belimdeki Peştemalı göstererek; "şunun giydiğine bak, şunun giydiğine bak, giyinmeyi bile bilmiyorsun, peştemal takmış beline, altına bak, üstüne bak, köylü…" vb. gibi sözler diyerek; kültürüme ve Giresunî mahlası ile çeşitli TV yayın ve gazetelerde Kültür Elçisi olarak ulusal ve uluslararası tanıtım yaptığım kıyafetime hakaret ettiği için de ayrıca şikayetçi oldum.
"Senin annen yaşındayım ve kanser ameliyatı geçirmiş biriyim, bana nasıl saldırıyorsun sen, sen nasıl bunu yaparsın? Seni Allah'a havale ediyorum ama polisi de arayacağım" dedim, 155'i aradım. İşyeri sahipleri "arama konuşalım" dediler, onu mutfağa kapatmaya çalıştılar…
Polisi aradığımda polisler, sağ olsunlar hemen geldiler.
Durumu, olan biteni anlattım, şahıs hakkında şikayetçi olduğumu bildirdim. Polisler ile hastaneye gittik, rapor aldık. Çınarlar Karakolu'na giderek şikayetçi olarak ifademi verdim.
Şahsın gazeteci olarak sorumluluk, saygı ve insanlık gerektiren bir gazetecilik yapması gerekirken, bir gazeteciye yakışmayan hal ve hareketlerde bulunduğunu, üstelik hem fiziksel hem de sözel şiddet uygulayarak, sanki uyuşturucu kullanmış bir canavar görüntüsünde bunu sergilediğini buradan duyurarak kınıyorum.
Toplumun önünde "Kadına Şiddet" ve "Çevreci" haberler yaparak tanıtan ancak gerçekte kadına şiddeti kendisinin gerçekleştirdiği bu ikiyüzlü şahsı yaptığı saldırı ve darp nedeniyle kamuoyu önünde kınıyor ve gereken cezaya çarptırılması için de ilgili mahkemede haklarımı aramaya da devam edeceğimi bildiriyorum.
