Özer, savunmasında, Diyarbakır yüksek güvenlikli ceza infaz kurumunda ele geçirilen delillerde adının geçmesiyle ilgili olarak, hayatı boyunca demokratik özerklikle ilgili çalışması olmadığını, bu yönde düşünmediğini iddia etti.
Telefon konuşmalarına ilişkin tapelerin sıradan taziye görüşmesi olduğunu savunan Özer, "İddia edilen tek bir cümleye bağlamından kopuk bir anlam yüklenerek bana terör örgütü üyeliği isnat edilmesi kabul edilemez. Sadece annelik sıfatına atıf yapan, nezaketen jenerik cümlelerle sarf edilmiş sözlerdir." dedi.
Hakimlik kararında, Özer'in tutuklandığı tarihten bu zamana kadar toplanan deliller ve yapılan soruşturma işlemlerinde tutukluluk halinin sonlandırılmasını gerektirecek nitelikte, lehine yeni bir gelişme olmadığını belirtti.
Özer'in üzerine atılı suçu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesini gösterir somut deliller bulunduğunu, henüz tüm delillerin toplanmadığını ve tutuklamayı gerektiren nedenlerin ortadan kalkmadığını belirten hakimlik, Özer'in tutukluluk halinin devamına karar verdi.