Orta ve Güney Amerika’ya giden ilk İspanyol kaşifleri, oradaki yerlilerin tütünü bitki yapraklarına sararak içtiklerini görüp, kendileri de denemişler ve daha sonra nedense bu zehiri Avrupa’ya götürmeye karar vermişler.
Doğduğumuzda ağaçları görürüz. Onlarla yaşarız, mezarlarımızda bile ağaçlar vardır.
İnsanlar bugün sosyologların uyuşturucu sınıfına soktuğu profesyonel futbol şirketleriyle, 90-60-90 Türkçesi noksan sunucularla, magazin,birbirinin benzeri diziler, Acun’un yönetiminde birbirinden saçma yarışma programları seyredip birer tüketim mabedi olan AVM’lerde tam anlamı ile 'zaman öldürmek'le meşgul!
'Ses' acaba hangi noktada 'gürültüye' dönüşüyor. Elbette tamamen sessiz bir dünyada yaşamamıza imkân yok.
Eline sağlık Rüştü Erata. Bir ülke 'lisanını' yozlaştırırsa, her şeyini kaybeder diye düşünmüş, dolaşmış, uğraşmış ve araştırmış.
Tüm kıtalar arasında en sancılı geçmişe sahip olan Afrika, önceleri dünyanın en büyük esir pazarı oldu.
Siz avcılığı bir 'spor' kabul ediyorsunuz. Masum ve savunmasız hayvanları son teknolojiler kullanarak aldatıp öldürmeyi bir 'marifet' sayıyorsunuz.
Patili dostlarım kedilerimi hep sokaklardan aldım. Örneğin 'Şeker' ölmek üzere idi.
Çocukken sirklere ve hayvanat bahçesine gitmeye can atardık. Tüm hayvanlardan kendi türüm adına özür dilerim.
Gitmek bir yaşam tarzıdır gezgin için, işte bu nedenle gezgine yol tükenmez!