Bir zalime merhametin yakışmaması gibi, hırsıza namusun yakışmaması gibi, yalancıya doğrunun yakışmaması gibi, katile masumun yakışmaması gibi, rüşvetçiye dürüst yakışmaması gibi günümüz CHP’sine de vatansever, milli hiç yakışmıyor..
Bir zalime merhametin yakışmaması gibi, hırsıza namusun yakışmaması gibi, yalancıya doğrunun yakışmaması gibi, katile masumun yakışmaması gibi, rüşvetçiye dürüst yakışmaması gibi günümüz CHP’sine de vatansever, milli hiç yakışmıyor..
Gezi’den beri tanıyoruz bunları. Güya aydın, ama aslında kapkaranlık yüzlerini o zamanlar göstermeye başlamışlardı. 17/25 de de FETÖ’nün saflarına geçerek kusmuşlardı içlerindeki iğrençlikleri.
Zeytin dalı operasyonu ile bu sözleri yeniden kanıtladı yeni Türkiye. Hiçbir vesayeti, artık kabul etmeyeceğini, ne toprakları üstünde, ne Milleti üstünde, artık kimsenin oyun kuramayacağını, kesin ve keskin bir dil ile dünyaya ilan etti.
Eminim ki hepimiz seyrettik, Afrin’e giden o tankçı arslan parçasını. Muhabirin, ‘Nereye?’ sorusuna, hiç tereddüt etmeden verdiği cevabı: Kızılelmaya!
Bugüne kadar, mümkün olduğunca şahıslar konusuna değinmemeye ihtimam gösterdim. Tabii her zaman bu mümkün olmadı. Ve bu kez hiç mümkün değil..
Sayın Cumhurbaşkanımız, farkındaysanız artık her gün, bir yerde, bir konuşmada.
Bir atasözü der ki; 'Bir kişi ile üç kereden fazla satranç oynarsan, onun hep hangi üç hamle ile başladığını bilirsin.'
FETÖ, kimilerinin sandığı gibi, sadece 15 Temmuz’un maşası değildir. Halkın geniş bir kısmı, FETÖ’yü bu yüzü ile tanımış oldu.
Dünyanın hemen her yerinde, yıl sonuna doğru gidildiğinde, hemen herşey ağırdan alınır, gündem neredeyse yoktur. Rehavete girilir. Özellikle de hristiyan dünyasında bu böyledir.