Sınır güvenliği ve terör önlemi için, ikinci defadır Suriye topraklarında başarılı askeri harekat yapan Türkiye’ye, ileride elde edilmesi planlanan petrolden pay verilmemesi için süper güçlerin gayretleri daha doğrusu oyunları şimdiden sezinleniyor.
Sınır güvenliği ve terör önlemi için, ikinci defadır Suriye topraklarında başarılı askeri harekat yapan Türkiye’ye, ileride elde edilmesi planlanan petrolden pay verilmemesi için süper güçlerin gayretleri daha doğrusu oyunları şimdiden sezinleniyor.
Bir yandan Türkiye'nin giriştiği 'Zeytin Dalı Harekatı', diğer yanda şaşkın Hollanda'nın akıl almaz 'soykırım' girişimi kararı daha Nisan'a gelinmemesine rağmen, Ermenistan'a iftiralarını başlatmış bulunuyor.
Dikkat edilirse, Hariri'nin davranışları, kararları kısacası yaşantısı saati saatine uymuyor.
Son 5 yıldaki çatışmalardan daha doğrusu kan dökmelerden sonra Orta Doğu’nun ne denli 'ateş çukuru' olduğu artık iyice anlaşılmış bulunuyor.
Bir gazeteci olarak; ilk gördüğüm ve mesleğimi icra ettiğim yabancı ülke olması, dikkatlerimi daima Suudi Arabistan’ın üzerine çekiyor.
Peşmergebaşının Kuzey Irak’ta bütün ihtarlara hatta tehditlere rağmen gerçekleştirdiği hukuk dışı “referandum”un gerçek tahribatı başlamamış bulunuyor.Üstelik; İsrail’in açık seçik, ABD’nin de örtülü desteğine rağmen Irak’ın Kuzey’inde hiçbir zaman; güven, barış ve refahın sağlanamayacağı da biliniyor.
Çok uzun yıllardan beri, İslam alemine karşı büyük saldırıların devam ettiği, ne yazık ki, ancak zaman zaman fark ediliyor.
Dünya barışı ve özellikle Avrupa'nın güvenliği için yıllardır ayakta tutulan NATO şimdi de, IŞİD gibi terör örgütleriyle mücadele etmek için Orta Doğu belasına "resmen" bulaşıyor.
Uzun yıllardan beri kim 'Başkan' olursa olsun ABD'nin Orta Doğu'daki asıl hedefi, petrol ve İsrail'in güvenliğini korumakla özetleniyor.
Geçmiş yakın yılların, bütün acı ve ağır süreçlerinin içinde kendini bulan 2016; ne yazık ki tehlikeli ve trajik mirasını 2017 yılına devretmiş bulunuyor.