Herkes için barış herkes için refah
Uzun zamandır sosyal medyada Ukrayna'daki savaşla ilgili olumlu veya olumsuz pek çok paylaşıma şahit oluyorum, oluyoruz. Bu yazımı yazmamdaki amaç Rusya – Ukrayna savaşını yorumlamak değil, bu olaylar üzerinden yapılan tartışmalara bir eleştirimi dile getirmektir.
Dünya üzerinde yıllardır çeşitli olaylar vuku buluyor. Özellikle içinde bulunduğumuz dönem oldukça zor bir dönem. Pandemi, deprem vs. derken bir süredir de uluslararası krizler yaşanıyor. Uzunca bir süredir Dünya'nın pek çok yerinde insanlar zulüm görüyor. Önceden Doğu Türkistan vardı, Filistin vardı, Myanmar vardı. Bunlar kapanmadan Irak eklendi, Suriye eklendi ve daha nicesi… Geçen sene Kıbrıs krizi yeniden gündeme geldi. Ermenistan yine vahşice Azerbaycan'a saldırdı. Bu sene Rusya – Ukrayna savaşı çıktı. Türkiye'de bu olaylardan gerek ekonomik olarak gerek toplumsal olarak etkilendi, etkilenmeye de devam ediyor. Fakat son zamanlarda Rusya – Ukrayna savaşı üzerinden çok çirkin bir kıyas, çok çirkin bir polemik başladı. Kimisi Suriyelilere verilen özenin Ukraynalılara verilmediğini söylüyor; kimisi Ukrayna için ayağa kalkanların Suriye için, Filistin için sessiz kaldığını iddia ediyor. İnsanlar ölüyor, insanlık ölüyor ama gereksiz polemikler tükenmiyor…
Arkadaşlar, beyler, hanımlar!
Öncelikle bir şeyin farkına varmamız lazım. Her nerede olursa olsun, kimin başına gelirse gelsin zulüm, savaş, işkence kötüdür. Yıllardır Kıbrıs'ta, Suriye'de, Irak'ta, Doğu Türkistan'da, bugün Ukrayna'da hiçbir suçu olmayan masum halk ölüyor. Daha neyin ne olduğunun farkında olmadan bebekler, çocuklar ölüyor. Savaş, askerlerin veya siyasilerin arasında kalmıyor; masuma, günahsıza değiyor. Üstte filler tepişiyor, altta çimler eziliyor…
Allah aşkına şu polemikleri bir kenara koyun. Çocuklar ölürken hiç mi canınız acımıyor? Mustafa Kemal Atatürk'ün çok güzel bir sözü var. Atatürk, Başkomutanlık Meydan Muharebesi kazanıldıktan sonra savaş alanını gezerken ölen askerlere bakarak "Eğer vatan savunması için şart değilse her savaş bir cinayettir" demiştir. Ülkenize karşı bir saldırı olmadan savaşmak bir insanlık suçudur.
Nerede, kiminle kimin arasında olduğu fark etmez. Masum insanların, çocukların öldürülmesi kabul edilemez. Dünya vatandaşları yangına körükle gitmek yerine el ele vererek bu savaşların, zulümlerin dinmesi; herkes için barışın ve refahın sağlanmasına katkı sağlamak için ne yapılabilir bunları tartışmalıdır…
Bin yaşayan yılan, size dokunmadan durmaz!
Arkadaşlar, beyler, hanımlar!
Öncelikle bir şeyin farkına varmamız lazım. Her nerede olursa olsun, kimin başına gelirse gelsin zulüm, savaş, işkence kötüdür. Yıllardır Kıbrıs'ta, Suriye'de, Irak'ta, Doğu Türkistan'da, bugün Ukrayna'da hiçbir suçu olmayan masum halk ölüyor. Daha neyin ne olduğunun farkında olmadan bebekler, çocuklar ölüyor. Savaş, askerlerin veya siyasilerin arasında kalmıyor; masuma, günahsıza değiyor. Üstte filler tepişiyor, altta çimler eziliyor…
Allah aşkına şu polemikleri bir kenara koyun. Çocuklar ölürken hiç mi canınız acımıyor? Mustafa Kemal Atatürk'ün çok güzel bir sözü var. Atatürk, Başkomutanlık Meydan Muharebesi kazanıldıktan sonra savaş alanını gezerken ölen askerlere bakarak "Eğer vatan savunması için şart değilse her savaş bir cinayettir" demiştir. Ülkenize karşı bir saldırı olmadan savaşmak bir insanlık suçudur.
Nerede, kiminle kimin arasında olduğu fark etmez. Masum insanların, çocukların öldürülmesi kabul edilemez. Dünya vatandaşları yangına körükle gitmek yerine el ele vererek bu savaşların, zulümlerin dinmesi; herkes için barışın ve refahın sağlanmasına katkı sağlamak için ne yapılabilir bunları tartışmalıdır…
Bin yaşayan yılan, size dokunmadan durmaz!
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
