İrtica söylemleriyle dindar insanların ikinci sınıf vatandaş konumuna düşürüldüğü, sırf başörtüsü takıyor diye genç kızlarımızın eğitim haklarının ellerinden alındığı, namaz kıldığı için personelin memuriyetten, ordudan atıldığı post-modern bir darbenin başlangıç süreciydi.

Bu ülke darbelerden çok çekti, her darbe ülkemizi 30 yıl geriye attı. Demokrasiye, seçilmiş olana saygının olmadığı ülkelerde gerçekleşen darbe hareketleri o ülkeleri kaosa, iç savaşa sürüklemiştir.

Ülkemizde de yıllar boyunca gerek dış mihraklar gerekse onların içerdeki uzantıları tarafından defalarca bu yolla karanlığa çekilmek istendi. İşte 28 Şubat süreci bu karanlık günlerden biriydi.

Bu darbeden etkilenen binlerce kadın erkek mağdur bugün o yaraların izlerini hala taşımaktadır. Çok şükür ki milletimiz sağduyu ile bir iç savaşa sürüklenmeden bu darbeleri atlatmıştır. Ancak yol açtığı maddi manevi zararlar çok fazla olmuştur.

Artık devletimiz çok güçlü. Teknolojik imkanların gelişmesi, iletişimin artması darbe girişimlerine fırsat vermemekte, milletimiz de bu tarz eylemlere itibar etmemektedir. Bunun en açık örneğini 15 Temmuz darbe girişiminde gördük. Yıllarca hazırladıkları hain planları bir gecede yerle bir oldu, kazdıkları kuyulara kendileri düştüler.

"Bin yıl sürecek" dedikleri darbe süreçleri on yıl bile sürmedi. Biz de onlara diyoruz ki "Zulüm ile abad olanın ahiri berbad olur."

Allah bir daha bu milleti darbelerle sınamasın, devletimiz ebed müddet baki olsun.
Allah'a emanet olunuz!