Cuma günü yayınlanan, özellikle total grubu izleyici tarafından çok sevilen dizi Aşk ve Mavi’nin yerine, yine aynı gün, aynı hedef kitle için Hercai başarılı bir şekilde yerini aldı.

Hercai’nin oyuncu kadrosunda; Akın Akınözü,

Ebru Şahin, Gülçin Santırcıoğlu, Serhat Tutumluer,

Ayda Aksel, Macit Sonkan, Serdar Özer, Oya Unustası, Tansu Taşanlar, İnci Şen, Eda Elif Başlamışlı yer alıyor. 


Özellikle dizinin iki başrol oyuncusu popüler ve gündemde olmayan kişilerden seçilmiş ise de izleyici tarafından pek sevildi. 

Dizinin hikayesine gelecek olursak; klasik intikam hikayesi, konak-mutfak-avlu sahneleri-örf-adet- şive falan...dozlar farklı olsa da aynı reçete.

Esas kızımız adeta külkedisi.

Esas çocuk ise intikam için aileye giren ve görür görmez külkedisine aşık olan, bir nebze Kenan İmirzalıoğlu, bir tutam Özcan Deniz, biraz da kahküllü saçlarıyla Ahmet Kural’ı andıran bir karakter, oyunculuk? 

Diğer yandan dizide Mardin’in görselliği fonda çok güzel kullanılmış. 

Otel olduğunu tahmin ettiğim mekanı sanat yönetmeni çok güzel işlemiş ve biraz olsun ev havası vermiş. 

Müzikler; çoğu dizilerde olduğu gibi gıy gıy gıy içini kıymıyor.

Özellikle başrol oyuncularının olduğu sahnelerde kullanılan müzik, “Dila Hanım” filminin meşhur müziğini hatırlatıyor. 

Aslında tümden bakarsak; dizi güzel tasarlanmış, üstüne bayağı düşünülmüş, iyi kompozisyon çıkarılmış ve sonucunda izleyicinin neyi seveceği iyi hesaplanmış, şablona iyi oturtulmuş bir proje olmuş.

Genel oyuncu kadrosunun da birbiriyle uyumunu es geçmemek lazım. 

Kısacası yapımcı işini layıkıyla yerine getirmiş. 

Dizinin ömrü Aşk ve Mavi gibi uzun soluklu olacak gibi duruyor. 

Yolu açık olsun. 




Haftanın Filmi: Ben is Back 

Başrollerini Julia Roberts ve Lucas Hedges’ın paylaştığı filmin konusu kısaca şöyle: 

Ben Burns (Lucas Hedges), uyuşturucu yüzünden rehabilitasyonda yatan bir gençtir. 

Noel’i ailesiyle birlikte geçirmek için bir günlüğüne rehabilitasyon gördüğü hastaneden ayrılır. 

Ben’in babasından ayrılmış, yeni kocasından da iki çocuk yapmış olan ve öz kız kardeşi dahil dördü birlikte yaşayan annesi Holly (Julia Roberts), oğlunun bu sürpriz gelişine hem çok sevinir hem de endişe duyar. 
Çünkü son geldiğinde ortalık karışmıştır.

Filmi izlerken adeta koltuğunuza yapışıp kalıyorsunuz. 

Aile dramı gibi görünse de filmin hikayesi, 24 saatlik bir zaman diliminde geçmesine rağmen, gerilimi ufak ufak verilen ve bir sonraki sahnesinde nasıl bir gelişme olacak diye meraklandıran, sürükleyici bir kurguya sahip. 

Julia Roberts’ın oyunculuğu yine muazzam, yine muazzam. 

Bir annenin dramını, bir annenin oğlu için nasıl mücadele verdiğini mükemmel bir şekilde aktarmış. 

Filmi izlerken verilen mesajı çok ama çok iyi anlıyorsunuz. 

Uyuşturucunun ne kadar kötü bir şey olduğunu, yalnızca bağımlı olan kişinin değil, ailesi ve çevresinin de hayatını nasıl mahvettiğini, bundan kurtulmanın ne kadar zor olduğunu gözler önüne seriyor. 

Her şeyden önce, filmin verdiği mesaj için kesinlikle ibretlik olsun diye izlenmeli diyorum. 




Haftanın Dizisi: Flack 

The Piano filmiyle, 11 yaşındayken “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu” Akademi Ödülü'nü (Oscar) kazanmış ve tarihte bu ödülü en genç kazanan ikinci isim olan Anna Paquin’in başrolde olduğu bir komedi-drama dizisi Flack.   

7 sezon süren True Blood dizisiyle de gönülleri fetheden Anna Paquin, bu dizide yine sempatik bir karakter çıkarmış. 

İlk sezonu 6 bölümden oluşan Flack’ın kısaca konusu şöyle:

Ünlülerin PR ilişkilerini yöneten bir şirkette çalışan Robyn (Anna Paquin), kriz yönetimi konusunda oldukça başarılıdır. 

Annelerinin intiharından sonra kız kardeşiyle birlikte Amerika’dan gelip, İngiltere’ye yerleşmişlerdir. 

Ünlülerin kendi başlarına açtıkları beladan kurtaran, sansasyonel yani ses getirecek haberler çıksın diye fikirler üreten Robyn’in eğlenceli, komik ve bir o kadar stresli iş dünyası vardır. 

İş hayatında gayet profesyonel, akıllı, hazır cevap, becerikli, iş bitirici ve başarılı olan Robyn, özel hayatında ise “elbette ki” bir o kadar hassas, başarısız ve çıkmaz durumda olacaktır. 

İzlemesi keyifli, diyalogları komik, diğer karakterlerinde oldukça renkli olduğu bir dizi olmuş. 

Bir çeşit light ve kadınsı Ray Donovan.

Sıkılmadan, keyifle izliyorsunuz.

Herkese iyi seyirler, iyi haftalar.