MHP'ye yapılan çirkin saldırılar, şantajlar ahlak sınırlarını iyice aştı. Bunu yapanlar eğer bunu bir iş olarak görüyorsa bu durum, 'iş ahlakı'na, eğer bir vatandaşlık görevi diye tanımlıyorlarsa 'insanlığa', bir siyasi rekabet olarak görüyorlarsa 'edep'e, bir dini görev olarak görüyorlarsa da 'inanca' sığmayan aşağılık bir durumdur.

Sn.Devlet Bahçeli'yi sürekli istifaya davet etmeleri de bu tuzağın son perdesidir. Ancak Sn.Devlet Bahçeli bir açıklama yaparak bu tuzakların,şantajların artık partililerini bölmesini, yaralamasına izin vermeyeceğini, birlik beraberliklerini hiçbir iftiranın bozamayacağını açıklayarak "Bundan sonra kimse istifa etmeyecek, ederlerse de kabul etmeyeceğim, MHP lideri olarak görevimin başındayım, hiçbir yere gitmiyorum" diyerek bu şantajlara, iftiralara boyun eğmeyeceğini göstererek partililerini koruma altına almıştır. Olması gereken de budur.

Bizler vatandaşlar olarak parti içindeki gelişmelerden haberdar olamıyor bu yüzden de sağlıklı düşünemiyoruz. Fevri hareket edip, saldırıya uğrayanları yargısız infaz ediyoruz. İnsanların bir anlık zayıf anlarını tüm yaşantılarına mal edip sanki o yönde insanları yönlendiriyormuş konumuna sokuyoruz. Bu şantajları yapanlar hiçmi bu insanların ailelerini düşünmezler? Yapılan bu çirkin saldırı karsısında sorgusuz sualsiz istifa ettirilen yöneticiler kendilerini savunma şansı bile bulamadılar. Kasetleri yayınlayanların da istediği buydu ve amaçlarına ulaştılar. Ancak hesalayamadıkları Sn.Devlet Bahçeli'nin partililerine sahip çıkıp kuru gürültüye pabuç bırakmayacağını göstermesiydi. Ellerinde yeni kasetler olduğunu iddia eden "çete"nin iddiaları karşısında Sn. Devlet Bahçeli tavrını açıkça ortaya koymuştur.

MHP'yi tamamen yıkmak için şantajlarına devam edenler, bir kaç kaset gösterip devamı olduğunu da iddia ederek ellerini güçlendirmeye çalışıyorlar. MHP lideri bu şantajlara boyun eğmeyeceğini ve partililerininde bu iddialar karşısında dik durmaları gerektiğini alelen ifade etmiştir. Çünkü türlü şantajlar karşısında yöneticileri istifa ettirmek ve bu şantajlara boyun eğmek malum güruhun partiyi dizayn etmesine izin vermek demektir. Bahçeli bu konuda ki tavrını sert bir dille ortaya koymuştur. Bu durumda yapılacak olan şey bu şantajlar karşısında sonuna kadar direnmek ve bedeli ne olursa olsun bu işi tezgahlayan hainlerin (kaldı ki bu işi tuzak kurup yapmak o işi yapmaktan daha aşağılık bir durumdur. Çünkü bu durum sadece bir erkeğin zayıf anıdır ve özelidir) üzerlerine gidip gerçek yüzlerini insanlara anlatmak gerekmektedir. Eğer yeni bir şantaja boyun eğilirse 'şantaj çetesi yaratıkları' emellerine kavuşmuş olur.

Sn.Devlet Bahçeli partisine ve partililerine sahip çıkarak çok doğru hareket etmiştir.Şimdi Türk Milliyetçilerinin üzerine düşen görev de bu konuda duygusal düşünmeyip bu zor dönemde Milliyetçiliklerine, değerlerine ve partilerine sahip çıkıp seçim sonrasında da sağlam bir yapı oluşturabilmek için çalışmak olmalıdır.

'Ne mutlu Türküm diyene' sözünü kışkırtıcı olarak tanımlayan Allah'tan korkmayan kendini bilmez  'şantaj çetelerine' karşı vakit inadına beraber olma vaktidir.

Çünkü bir çok parti yandaşları bile MHP üzerine oynanan çirkin oyunları görmüş ve sahip çıkmaya çalışmıştır.

Hal böyleyken Milliyetçiler derhal kendi içlerindeki kavgaya son vermeli, birlik beraberliklerini bozmamalı ve kurulan tuzaklara düşmemelidir.