Millet olarak nerelere gittiğimizi bilmeden, rahmetli Aziz Nesin'in dediği gibi, tam bir koyun misali, bir çoban'ın peşine takılmış gidiyoruz.
             
Hergün yeni bir gündem, hergün kargaşa, hergün korkacak yeni bişey yaşıyoruz. İhanetler, entrikalar, sağ gösterip sol vurmalar herkesin canına yetti..(Hürrem Sultan'ın bile aklına gelmeyecek entrikalar dönüyor.. Eminim yattığı yerde ''bunları ben nasıl düşünemedim'' diye hayıflanıyordur..)Millet olarak, canımıza yetmesine rağmen, korkar olduk.. Tepkilerimiz, eylemlerimiz, VATAN MİLLET SAKARYA'mız yok oldu.. sindirildik..
           
Memleket alevler içinde.. Bu güzelim Vatanımızı bu hale getirenlerin YATACAK YERLERİ yok..
           
Ülkemiz maalesefki, T.C tarihinin en önemli dönemindedir. Türk Milletinin refaha ulaşacağı yollar bir bir kapatılıyor, setler kuruluyor.. Bu setleri kuranlar, Atatürk'çü düşünceyi ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. Hemde bunları yapan yobazlar, cahil cesaretleriyle, Laik Atatürk Cumhuriyeti'ni maalesefki şeffaf olmayan, demokrasiyi bir maske gibi kullanarak yok etmeye çalışıyorlar.
           
Bu ülkeye emek vermiş, herbirimizin evladını, hatta şu an ki hükümetin her bir ferdini hayata hazırlamıs, bu ülkeyi seven, memleketinin emperyalizme peşkeş çekilmesine karşı çıkan, ülkenin zenginliklerinin türlü hilelerle satılmasını engellemeye çalışan, halkını, emekçisini, vatanını, toprağını, börtü böceğini seven herkese bir leke sürülüyor, hatta VATAN HAİNİ sıfatıyla yargı önüne çıkarılıyor..
           
Bu yapılanlar SİVİL DARBEDİR. T.C nin güvencesi olan TSK yok edilmeye, halkın gözünde küçük düşürülmeye çalışılıyor.. Kirletiliyor.. Yıllarca eğitim almış, bir orduyu yönetmiş, Vatan topraklarını korumak amacıyla yıllarca sosyal hayattan uzak kalmış, dağlarda teröristle çarpışmış komutanlar birer VATAN HAİNİ gibi yargılanıyor, cezaevlerine gönderiliyor.. Dağdan inen bir takım köpeğe bile uygulanmayan bir şekilde yargılanıyorlar.. Bu hükümet bir çok evladımızı katletmiş, vatanı bölme eyleminde bulunmuş şerefsizlere bile bu muameleyi yapmazken, kendilerinin dahil, bu ülkeyi dış güçlere karşı savunmaya çalışan bir orduyu yok etmeye çalışıyorlar.. Tarihte de çok gördüğümüz üzere; tahttan inmemek için kardeslerini bile öldürten padişahlara benziyorlar..
          
Bir takım dış güçlere ''bakın biz ne kadar kararlı bir hükümetiz'' imajını vermek için, zavallı işçilerin direnişleri, göz yaşları bile görmezden geliniyor ve acımasızca uzlaşma yoluna gidilmeden perişan ettiriliyor.. Hoş o işçilerin oradaki direnişlerine cevap vermemek  işlerine geliyor çünkü, akıllarınca güç gösterisi yapıp diğerlerine gözdağı veriliyor..
         
Ülke'nin bölünmesi için gereken tüm planlar yapılmış, tüm hesaplar kullanlmış ve istenilen hedefe de yaklaşılmaya başlanmıştır. Ülkemizde yıllardır refah içinde yaşayan halkın içine nifak tohumları serpilmiş, sağ-sol-Türk-Kürt, laik-şeriatçı gibi kutuplaşmalar başarıyla sağlanmıştır.. Biz zavallı vatandaş ise bize gösterilen yerde oynamaya çalışırken yeni stratejileri iş işten geçtikten sonra fark etmeye başlar hale gelmişizdir..
        
TSK'ya güveni yitirmeye çalışan hükümete ve TSK'nın en üst düzeyindeki Amiraller'ini yargılayan yargının bağımsızlığına neden inanalım? Yargı bağımsızmı? Bağımsızdıda neden teröristleri yargılamadı ve birer kahraman ilan edilmelerine sessiz kaldı?
        
Hükümet işini güçünü bırakmış, acaba bize kim darbe yapmaya çalışıyor?, kim kiminle telefonlarda ne konuşuyor?, hangi gazeteci aleyhlerinde yazı yazıyor, basının sesini nasıl kesebiliriz? hangi beyin plan yaparsa hükümetin işini bitirebilir?, onun derdine düşmüş.. İşi gücü bu olmuş..
       
İşsizlik almış basını gidiyorken, ulusal milli gelir en üst seviyede gösteriliyor, Ekonomi batma noktasına gelmişken kimsenin ilgilendiği bile yok. Enflasyon rakamları halka minimum gösteriliyor ve ülke yangından mal kaçırır gibi yağmalanıyorken herkes sessiz kalıyor..
      
Medya nın halka ayna olması gerekirken, onlarda bu baskıdan nasibini alıyor.. Taraf tutmaktan veya sessiz kalmaktan başka çare bırakılmıyor. Birkaç cesur gazete ve yazarın dışında kimse yazılı ve görsel basında ses çıkarmamaya başladı. Bir zamanlar hükümete rakip olan, kafa tutan Cem Uzan'ın ,Aydın Doğan'ın akibetine uğramamak veya Ergenekoncular gibi yargılanmamak için sessiz kalıyorlar..
      
Ükemiz maalesef ılımlı islam denilen yönetime doğru gidiyor.. Peki bu iki gücü eline geçiren şimdiki hükümetin bir sonraki aşaması ne olabilir... Bu iki önemli gücü ele geçirince diğer dengeleyici kuvvetler olan Yargı, Sivil Toplum Örgütleri ve Medyada ele geçer ve halkın çok büyük bir kısmını yanlarına çekmeyi başarırlar... Tabi ki ele geçirdikleri medya ile Türk Silahlı Kuvvetlerini de yıpratıp olabildiğince etkisiz hale getirebilir ve tüm gücü ele geçirince İşte o zaman süpriz ılımlı İslam gelmiş olur...
Senoryo ülkemiz için bu kadar basit...
      
Peki susacakmıyız?.. Ükemizi bu kaostan ancak bu halk sandıkta çıkaracaktır.. En büyük darbe sandıktan cıktıktan sonra , ülkemizi sömürenler bu hakla nasıl hesap verecekler çok merak ediyorum..