Hedefleri bir iki günde Kiev'e ulaşmak, Zelenski'nin teslim olmasını görmek ve "Ben Rusya'yım" diyerek Ukrayna üzerinde planladığı hâkimiyetti. Fakat hesapları hiç umdukları gibi olmadı. Kısaca Putin'in evdeki hesabı çarşıya uymadı. Karşısında her alanda direnen bir Ukrayna gördü ve bunun üzerine maalesef sivil halka silahlarını döndürdü.

Zelenski'nin şehri terk etmemesi Ukrayna için çok önemli bir karardı. "Ben buradayım öleceksem de halkımla birlikte öleceğim" diyerek, sürekli sıcak bölgeden paylaşımlar yaparak halkını bu savaşın içinde (Ülkelerini) savunmaya çağırdı. Takdir etmek gerekir ki Ukrayna halkı bu çağrıya harfiyen uydu.

Peki, Putin; bu hataya niçin düştü? ABD ve Batının istediği şekilde neden hareket etti? Putin bu savaşta halkının tepkisini niçin aldı?

İşte tüm bu soruları mutlaka kendisine soruyordur.

Rusya için bu savaşın sonuçları olacak ve bedel ödeyecek, hatta halkı ile birlikte bedel ödeyecek. Ekonomik anlamda yaptırımlar çok ciddi ve sert. İşte görüyoruz ki savaş sonrası kazanan asla olmaz. Ama başta Rusya ve Ukrayna olmak üzere ekonomik etkileri Pandemi sonrası ciddi olacak.

İşte ABD tamda bunu istiyordu ve Putin bu tuzağa düşmüş oldu.

Zelenski; ABD ve Batılı dostlarına neden güvendi? ABD ve NATO neden Ukrayna'nın sahada yanında yer almadı? Bunun gibi sorulması gereken çok soru var ama bir taraftan da bu soruların cevapları da var aslında.
• ABD ve NATO Ülkeleri tarafından yapılan açıklamalar.
• Bu savaşın içinde olmayacağız askerlerimizi göndermeyeceğiz ama silah desteği vermeye devam edeceğiz.

Kısaca Zelenski'ye diyorlar ki "Hadi aslanım saldır biz arkandayız. Ne kadar uzatırsan bu işi biz Rusya'yı o kadar hırpalarız. Ekonomik olarak yaptırımlarımızla işini bitiririz. Haydi koçum Ukrayna diren biz arkandayız" diyorlar. Şu bir gerçek ki ABD ve Batı ülkeleri Zelenski'yi tek başına bırakıyorlar ve uzatabildikçe uzatmasını istiyorlar ve Ukrayna'da insanların ölmesi onların çok umurlarında değil, çünkü onlar için Rusya'nın konumu önemli. AB Genel kurulu içinde Zelenski'yi ayakta alkışlamaları ise sadece bir süre daha diren diye alkışlamalarından başka bir şey değil.

Sözün özü ise Putin'i yok etmek için Ukrayna'da yüzlerce, binlerce kişinin ölmesi gerek. BM ve AB ülkeleri istedikleri oyunu sahneye sürmüşler ve perde arkasında senaryonun tıkır tıkır işlemesini seyrediyorlar. Oysa Ukrayna'yı savunmak için günler öncesinden etkin hava savunma sistemlerinizi ve askerlerinizi Ukrayna içine konuşlandırabilirdiniz, Rusya'ya karşı caydırıcı bir güç oluşturabilirdiniz. Ama sizin planınız başkaydı ve bunu Zelenski bilmiyordu. Aslında belki gözden kaçan bir başka konu var.

Bu konu tam anlamıyla bizi ilgilendiriyor yani Türkiye'yi. Nedir o?

Bu anlamsız savaşın bir parçası olmamız. Bu savaşın içine çekilmemiz. İşte Sn. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bu planı boşa çıkardı ve dedi ki "Bizim için (Rusya ve Ukrayna) ikisinden de vazgeçmemiz mümkün değil. Sorunun diyalog ile çözülmesi için elimizden ne geliyorsa yapmaya hazırız ve yapıyoruz. Montrö boğazlar sözleşmesini harfiyen uygulayacağız" dedi.

ABD-AB, Türkiye taraf olsun Rusya'nın direk karşısında yer alsın istediler. Ama kusura bakmayın biz sizin nasıl kalleş olduğunuzu iyi biliriz. Cumhurbaşkanımızın "biz bu süreçte sadece kendi stratejimizi uygulayacağız" cevabı ise hepsini susturdu.

İşte lider olmanın, güçlü olmanın verdiği öz güven budur. Kesinlikle hiç birimiz savaş istemeyiz ama Suriye'de, Libya'da, Irak ve Afganistan'da katledilen Müslümanlar için kılınız kıpırdamadı. O göçmenler için kapılarınızı kapattınız ölüme terk ettiniz. Şimdi ise AB Genel kurulunda tüm dünyaya göstere göstere Ukrayna tişörtlerini giydiniz, tabi bunlar güzel bir şey ama katledilen Müslümanlar içinde neden aynı hassasiyeti göstermediniz.

Savaş olmasın. Çocuklar, günahsız insanlar ölmesin, tüm Dünya'da barış olsun.