Sayın Yaman; yüz yıllardır örf, adet, gelenek ve göreneklerinin en yoğun yaşandığı “Halk Oyunları”, Türk Milleti’nin yaşadığı coğrafyalarda geçmişten günümüze süzerek getirdiği ve her zerresi yaşanmışlık kokan değerlerimizdir.

Bu sebeple diyoruz ki, Halk Oyunları işte o değerleri, gelecek yüz yıllara aktarılmasının en önemli öğesi olmuştur. Bu paha biçilmez değerlerin, milletleri millet yapan özümüzdür.

Bu özümüz olan has mayayı dünya benimsemiş, yeryüzü kabullenmiş, insanımız sevincinde ve üzüntüsünde damarlarındaki akan kan kadar içinde hissetmiştir.

Kelimelerini kifayetsiz kullanan kalemler, maalesef bu toplumdan uzak, işi olmadığı halde değerlerimize söz söylemeleri, ne kadar anlamsız ve yersiz olduğunu haykırmak ve hatta biraz tebessümle “hadi oradan Sayın Profesör” demek istiyorum.

Ne olur git ve kendi işinle uğraş.

Toplum sizden bu ipe sapa gelmez fikirlerinizden ziyade, alanınız ile ilgili adınıza yakışır işler bekler.

Mesela!
Gençlerimizin dinimizi daha güzel nasıl öğretebiliriz ve nasıl çocuklarımıza bunu sevdirip, nasıl yaşatabiliriz (i) araştırmasını öneririm.

Şuraya not düşelim mi?
Halk Oyunları; Devlet ve Sivil Toplum Örgütleri Halk Oyunları Federasyonları ile üst çatıda konfederasyonları, okullar ve üniversitelerde, konservatuvarlarda Derneklerde Spor Kulüpleri ve de Halkın her kesiminde vücut bulmuş “Çok büyük bir Ailedir.”

Ne olur zihninizi yormayın.

Bizler kadınlar ve erkekler, ana baba, çocuklar olarak el ele omuz omuza şerefli Türk Milletiyiz.

Rahat olun, bizde yanlış olmaz.

Unutmayın ki! Zaten yıllardır bunu yaşıyor ve yaşatıyor.