Geçen hafta bir gazeteci dostumla beraber katıldığım Shop&Miles Boat Show'da Platinum Lounge'de oturuyoruz.

Sağ cenahımızdaki masada modayı yakından takip eden hatta Kadıköy Moda'lı olduğunu da herkes ile herkesime bir bakışta hissettiren bir hanımefendi var.

Sol masamızda ise Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın eşi Semiha Yıldırım ile kızı Büşra Köylübay Yıldırım oturuyor. (Bakan beyi bekliyorlar)

Binali Yıldırım'ın ailesi mütevazı bir şekilde otururken, sağ cenahtaki bayanın yanındaki beyefendiye sessizce Allah be....rını versin demesini duyunca hem şaşırdım hem de yadırgadım.

Her zaman duruşu ve hanımefendiliğiyle saygı duyduğum Semiha hanım'a yapılan kışkırtıcı bakışlar ve beddua ile ayrılmalarının ardından sarf edilen sözler benim gerçekten bulunduğum ortamdan ayrılmama neden oldu.

Bu yaşadığım olay benim güzel ülkemdeki mozaik yelpazemin kara tarafı değil de nedir?

Bu yaşadığım olaydan bir hafta kadar geçti ve ben deniz İstanbul Gazeteciler Derneği Başkanı değerli büyüğümüz Engin Köklüçınar'ın davetlisi olarak Yeşilköy Wow Hotel'de düzenlenen Cumhuriyet Balosuna katıldım.

Ne kokteyl'de ne de Yemekte şarap içmemem yanımda oturan beyefendinin dikkatini çekmiş ve neden içmediğimi sordu. Bir nedeni yok içmiyorum ve içmeye ihtiyaç duymuyorum dedim. (Cevap yeterli bulunmadı)

Bu olayın ardından beyefendi'yi şarap çarpmış olacak ki! Hiçbir neden yok iken, ''dünyadaki tüm din adamlarını asacaksın acayip rahat ederiz'' dedi.

Masadaki bulunan 10 kişiden 8'i bu söz karşısında dondu ve sözden memnuniyet duymadıklarını surat ifadeleriyle gösterdiler. Tabi arkadaşın yanında ki arkadaşı konuşmasını bir noter edasıyla hemen onayladı. ''Evet, kesmeli hatta h...... h.....'ları da''

Bunlarda bizim mozaik taşlarımızın kara olanlarından hem de kapkara olanlarından...

 

 

 




CRA 31.Ekim.2009 Cumartesi - 03:49:00