Şu anda ülkemizde yaşadıklarımız ve kabullenmek zorunda kaldıklarımız sonucunda Türk milleti olan bizlerin beyninde gerçek anlamıyla sıkıntılar yaşanmaktadır.

O nedenle ya beynimizdeki loblarımızı çıkarmak için yakında birbirimizle yarışacağız gibi gözüküyor.

‘BİZİM KURALLARIMIZA UY, YA DA ÜLKEMİ TERK ET’ SÖZÜMÜ TEKRAR EDİYORUM

Geçen sayımızda; “Kurallarımıza uy ya da ülkemi terket” başlıklı bir yazı kaleme almıştım.

O yazımda; “’Biz ya sev, ya terket’ düşüncesiyle kendi milletimize bile kırmızı kart gösterirken, mültecilere, ‘bizim kurallarımıza uy, ya da ülkemi terk et’ demekten çekinmemeliyiz” diyerek kamuoyu ile düşüncemi paylaşmıştım.

Yazımdan bazıları çok rahatsız olurken bazı okurlarımızda söylemlerimden memnun olduklarını belirttiler.

ALMANYA’YA GİDEN GURBETÇİLER VATANLARINI SAVAŞ VAR DİYE TERK ETMEDİLER

“Almanya’ya giden Türkler orada itilip, kakılmadılar mı? Yaşam hakkı tanınmayan gurbetçilerimiz canlı canlı yakılmadılar mı?” diyerek Almanya gerçeğini günümüz Suriyeli mültecilerin durumu ile karşılaştırmalarınaa bir anlam veremiyorum.

BU MÜLTECİ AKINI ABD VE AB PROJESİDİR

Suriye’de savaş var diye gençlerin, eli silah tutan erkeklerin Türkiye’ye gelmeleri normal bir durum değildir.

Bu durum planlı olarak Türk düşmanı ABD ve AB’nin yaptığı bir kaos gerçeğidir. Önce Türklerin arasına başka milletleri yerleştir ve daha sonra kaos planlarını uygula…

SAVAŞTA ÇOCUKLARIMIZ VE KADINLARIMIZ NEDEN VATANINI TERK ETMEDİ

İtilaf devletleri, çeşitli bahanelerle Türk yurdunun çeşitli bölgelerini işgale başladılar.

İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan harp gemileri Çanakkale boğazından geçerek 13 Kasım 1918 günü gemilerini İstanbul limanına demirlediğinde biz neden kaçmadık.

Ermeni çeteleri Doğu Anadolu’da 523 bin Müslüman Türk’ü katlederken, erkeklerimizi bırakın, kadınlarımız ve çocuklarımız neden kaçmadı.

BENİM NİNEM VE ŞEHİT BÜYÜKDEDEM KAÇMAYI AKILLARINDAN BİLE GEÇİRMEDİ

Cephede benim ninem Gümüşhane Şiran’da askere cephane taşırken, sırtında taşıdığı dedemi neden kaçırmadı başka diyarlara da yiğitçe vatanı için emek harcadı.. Dedemin babası başka ülkeye kaçmak yerine neden Şiran’da düşmana karşı yiğitçe çarpışarak, şehitlik mertebesine kavuştu.

ZİHNİMİZDEKİ GERÇEK YERİNE YALAN OLANLARI HAYKIRANLARA ŞAŞIYORUM

Burada bir gerçek var ve biz bu gerçeği bildiğimiz halde yalan olanı haykırmakta ısrar ediyoruz, zihnimizdeki doğru olanı haykırmak yerine…

Fransızlar Adana ve Mersin’e; İngilizler Samsun, Merzifon ve Gaziantep’e,Kahramanmaraş’a, Urfa’ya; İtalyanlar Antalya, Fethiye, Bodrum ve Konya’ya girdiği zaman bizim millet neden kaçmadı.

Yurdun birçok yerlerini işgal etmiş olan İngiliz, Fransız, İtalyan, Yunan ve Ermeni kuvvetlerine karşı başlangıçta millî kuvvetlerle, daha sonra teşkilâtlı ordu ile karşı konulmuştur.

Milli kuvvetler yurda düşman girdiği için ülkesini terk etmeyen, kadın, yaşlı, erkek ve çocuklardan oluşuyordu.

Yani bizler de Suriye’liler gibi canımızı vatanımızdan değerli görseydik, şu an ne bizim yaşayacağımız ne de mültecilerin sığınacağı bir Türkiye olmayacak idi.

O nedenle sap ile samanı karıştırmamalıyız ve gerekeni gerektiği gibi yapmalıyız.

Biz yardım eden bir milletiz, lakin salak yerine konulmak istemeyiz.

SURİYELİ MİSAFİRİMİZDİR VE MİSAFİR GİBİ HAREKET ETMELİDİR

Konuk, ev sahibinin kendisini çok şeylerle ağırlamasını bekleyebilir. Ama ev sahibi ona ancak evinde bulunanı ikram eder.

“Misafir umduğunu değil bulduğunu yer” atasözü ile yazımızı sonlandıralım…