KKTC’de küçük değil, büyük düşünelim
Ülkemizin dünya siyasi arenasında yakaladığı başarıyı gölgelemeye çalışanlar son tango misali Bizans oyunlarını sahnelemeye başladılar. Bu oyunlarını sahnelemek için de içimizden, bizden, kanımız, canımız; yavru vatanımızı üs olarak seçmeleri can damarımızdan vurdu. Yapılan mitinglerde açılan pankartlarda ki, “Türkiye ne paranı, ne paketini, ne de memurunu istiyoruz” “Ayşe’nin parası bitti, tatilde hırsız oldu” gibi yazılar ne yazık ki! fütursuzca söylemler olarak hafızalarımıza kazındı.
Ayşe tatile çıkabilir şifreli mesajıyla Kıbrıs Barış Harekatı başlamıştı ya hani; o milli olarak kabul ettiğimiz söz ile dalga geçen fütursuzlar neyi amaç edinmişler bunu hepimiz biliyoruz. Lakin bu pankartları taşıyanların görüşlerinin KKTC’de yaşayan kardeşlerimizin tümünün düşüncesi ile yakından uzaktan bir bağlantısının olmadığının da bilinmesi gerekiyor.
2007 yılında Kıbrıs’ta düzenlenen mitinglerde Türk askerini istemiyoruz gibi düşüncelerini seslendiren kesim bu gün sesini aynı hainlikle nemalandığı kesime şirin gözükmek adına devam etmektedir.
KKTC’ye sık sık giden bir gazeteci olarak bölgeyi ve Kıbrıslı Türk kardeşlerimizin fikri ile zikrini çok iyi bilenlerdenim. Son günlerde bizim tarafta yani Kuzey Kıbrıs’ta yapılan provokatif eylemler geçmişte de yapıldı. Bu eylemleri yapanlar Güney Kıbrıs’tan nemalanan kişilerden oluştuğu ise biliniyor.
Ama ne yazık ki! 2011 yılını KKTC için turizm yılı ilan eden T.C Hükümetine minnettar olduğunu söyleyen KKTC Başbakanı İrsen Küçük İstanbul’da benim de katıldığım özel bir toplantıda ortak paydaları artırmak için kendisinin gece gündüz demeden çalışacağını söylemişti.
Yavru vatanda küçük hesaplar ile meydanları güneyin ince hesapları için dolduranların karşısında büyük düşünmenin gerekli olduğunun unutulmaması gerekiyor.
Bence ilk etapta Güney Kıbrıs’ın uzaktan kumanda ile yönettiği maşalarına karşı sessiz kalınmamasının gerekli olduğu unutulmamalıdır. Yavru vatandan, Anavatan protesto edilecek, hem de bu aşağılık bir şekilde yapılacak, sende yönetim olarak buna sessiz kalacaksın. Hatta polisin bu pankartların yanında objektiflere bak ben müdahale etmiyorum dercesine pozlar verecek. Lütfen aklınızı başınıza alınız.
Aynı protesto eyleminin Türkiye de olduğunu düşünseniz; pankartı taşıyanlar Yunanistan’ın bizim buradaki maşaları olduğunu kafanızda canlandırın ve yavru vatanımız ile alakalı çirkin tezahüratların yazıldığı pankartlar ile yürüyüşe geçtiklerini düşününüz. Kafanızda canlandırdınız mı?
Böyle bir eylem olmaz da olsa bile bu tarz bir eylemin oluşumuna izin vermeyiz. Biz bu tablo da bu çirkinliklere çevik bir şekilde çevik kuvvetimizin coplarıyla müsemma gösteremeyiz.
Ben su, elektrik ve maaş miktarlarına hiç girmeyeceğim. Yavru vatandaki kardeşlerimize helal olsun. Ama şehitlerimize karşı taraf yapacağı kadar zulmü geçmişte, hakareti de günümüzde zaten yapıyor. Bari bizler şehit ve gazilerimize saygılı olalım.
Son eylemlerde açılan pankartlarda yazanlar ile bu söylemleri zihinlerinde taşıyanları EOKA ile aynı kefeye koyanlara ise kesinlikle kızmamak gerekli olduğu gözlemleniyor.
Ayşe tatile çıkabilir şifreli mesajıyla Kıbrıs Barış Harekatı başlamıştı ya hani; o milli olarak kabul ettiğimiz söz ile dalga geçen fütursuzlar neyi amaç edinmişler bunu hepimiz biliyoruz. Lakin bu pankartları taşıyanların görüşlerinin KKTC’de yaşayan kardeşlerimizin tümünün düşüncesi ile yakından uzaktan bir bağlantısının olmadığının da bilinmesi gerekiyor.
2007 yılında Kıbrıs’ta düzenlenen mitinglerde Türk askerini istemiyoruz gibi düşüncelerini seslendiren kesim bu gün sesini aynı hainlikle nemalandığı kesime şirin gözükmek adına devam etmektedir.
KKTC’ye sık sık giden bir gazeteci olarak bölgeyi ve Kıbrıslı Türk kardeşlerimizin fikri ile zikrini çok iyi bilenlerdenim. Son günlerde bizim tarafta yani Kuzey Kıbrıs’ta yapılan provokatif eylemler geçmişte de yapıldı. Bu eylemleri yapanlar Güney Kıbrıs’tan nemalanan kişilerden oluştuğu ise biliniyor.
Ama ne yazık ki! 2011 yılını KKTC için turizm yılı ilan eden T.C Hükümetine minnettar olduğunu söyleyen KKTC Başbakanı İrsen Küçük İstanbul’da benim de katıldığım özel bir toplantıda ortak paydaları artırmak için kendisinin gece gündüz demeden çalışacağını söylemişti.
Yavru vatanda küçük hesaplar ile meydanları güneyin ince hesapları için dolduranların karşısında büyük düşünmenin gerekli olduğunun unutulmaması gerekiyor.
Bence ilk etapta Güney Kıbrıs’ın uzaktan kumanda ile yönettiği maşalarına karşı sessiz kalınmamasının gerekli olduğu unutulmamalıdır. Yavru vatandan, Anavatan protesto edilecek, hem de bu aşağılık bir şekilde yapılacak, sende yönetim olarak buna sessiz kalacaksın. Hatta polisin bu pankartların yanında objektiflere bak ben müdahale etmiyorum dercesine pozlar verecek. Lütfen aklınızı başınıza alınız.
Aynı protesto eyleminin Türkiye de olduğunu düşünseniz; pankartı taşıyanlar Yunanistan’ın bizim buradaki maşaları olduğunu kafanızda canlandırın ve yavru vatanımız ile alakalı çirkin tezahüratların yazıldığı pankartlar ile yürüyüşe geçtiklerini düşününüz. Kafanızda canlandırdınız mı?
Böyle bir eylem olmaz da olsa bile bu tarz bir eylemin oluşumuna izin vermeyiz. Biz bu tablo da bu çirkinliklere çevik bir şekilde çevik kuvvetimizin coplarıyla müsemma gösteremeyiz.
Ben su, elektrik ve maaş miktarlarına hiç girmeyeceğim. Yavru vatandaki kardeşlerimize helal olsun. Ama şehitlerimize karşı taraf yapacağı kadar zulmü geçmişte, hakareti de günümüzde zaten yapıyor. Bari bizler şehit ve gazilerimize saygılı olalım.
Son eylemlerde açılan pankartlarda yazanlar ile bu söylemleri zihinlerinde taşıyanları EOKA ile aynı kefeye koyanlara ise kesinlikle kızmamak gerekli olduğu gözlemleniyor.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.