Lakin hainler ile bebek katilleri, bu ülkenin tüm bireylerinin olduğu gibi benimde beynimi ciddi anlamda bulandırıyor.  Yunus Emre'nin, ''Yaratılanı severim, Yaradan dan ötürü'' sözü birbirimizi sevmenin gerekliliğini her daim bizlere hissettirdi.

Cengiz Kaan'dan, Osman Gazi'ye, Fatih Sultan Mehmed Han'dan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e ve cihan imparatorluğunun yıkılmasından Türkiye Cumhuriyeti devletimizin kurulmasına ve o günden bu güne kadar geçen zaman içinde her ırktan, her milletten, her mezhepten insana gönül kapılarımızı da, sınır kapılarımızı da sonuna kadar hep açık tuttuk.
İmparatorluk ve cumhuriyet yıllarımızda bu iyi niyetlerimizin hainler tarafından suiistimal edilip durduğunu hepimiz iyi biliriz.  İlkokul çağlarında tek kanallı dönemlerde TRT ekranlarından izlediğim haberlerde haber spikerleri dağda yakalanan sünnetsiz PKK'lıları anons ederler ve içlerinden sünnetli bir terörist çıktığı zamanda enteresan bir durumla karşılaşmış edasıyla ''içlerinde biri sünnetli idi'' diyerek sünnetli teröristi flash olarak bizlere ulaştırırdı.

Tabi o küçük yaşlarda duyduklarım hafızama belirsizlik ve anlamsızlık edasıyla kazınmıştı.
Lakin sünnetsizler içten içe hain planlarını devreye koyarak beyin yıkama yolları ile içimizden olan bizden birilerini hain olarak sahneye çıkardılar.
Çanakkale'de Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkeziyle et ve tırnak olarak destan yazılması ile bu ülkenin bayrağının kanla boyandığını birilerinin görmezden geldiği gözlemleniyor.

BÖLMEYE GÜÇLERİ YETMEZ
Ama bu sinsi ve haince planların maşası olan bebek katilleri unutmamalıdır ki! 70 milyon Türk insanını bölmeye kimsenin gücü yetmeyecektir.
Ermeni taşeronu içimizdeki hainler, dış güçlerden beslenen bebek katili Apo'nun yandaşları Allah'ın izniyle yok edilecektir.
Birliğimizi ve beraberliğimizi çekemeyerek, insanların en temel hakkı olan yaşama hakkına saldırı düzenleyenler karşılarında, geçmişte olduğu gibi bugün de, yarın da güvenlik güçlerimizi ve yüce devletimizi bulacaklardır.
Ancak çok iyi bilinmelidir ki! Milletimizin bütünlüğüne asla zarar gelmeyecek, demokrasimiz kendini geliştirmeye devam edecektir.
Lakin Yüce devletimiz fakirliğe darbe vurmak ve vatandaşların insan onuruna yakışır şekilde yaşamasını sağlamak ve sağlık hizmetlerinden eşit şekilde faydalanmasına imkân vermek için uygulamaya koyduğu yeşil kart sisteminin ne kadar başarılı bir şekilde dil, din, ırk farkı gözetmeksizin halkın derdine derman olarak başarıya ulaştığını hepimiz görüyoruz.

HAİNLERİ DIŞLAMALIYIZ
Şimdi yeşil kart'ta yakalanan başarının Kırmızı kart sistemi kurularak, halkın huzuru noktasında başarının yakalanmasının gerekli olduğu gözlemleniyor.
Ülkemiz üzerinde yaşayan bireylerin huzuruna kast edenler ve misakı milli sınırlarımız ile dalgalanan şanlı bayrağımızdan rahatsız olan bireylerin tek tek tespit edilerek artık bu hainlere kırmızı kart göstere göstere verilmesinin zamanı gelmiştir.
Güzel yurdumuzun doğusunda batısında kuzeyinde güneyinde yaşayan Alevisi,Sünnisi, Kürdü, Türkü, Lazı, Çerkezi ve tüm bireylerinin refah içerisinde yaşanması için Kırmızı kart uygulamasının acilen başlatılmasının gerekli olduğu için acilen gündeme getirilmeli ve kırmızı kart sahibi olmaya hak kazananlar anında sınır dışı edilmelidir.
Tüm şehit annelerimizin ellerinden öpüyor, gösterdikleri sabır karşısında huzurlarında saygıyla eğiliyorum.


 




CRA 03.Mayıs.2009 Pazar - 09:00:00

 





Gazete baskısı için tıklayınız..