Ertuğrul Özkök'E Kâbe'Den Acizane Mesaj...
3 gün süren Umre programlarının sona ermesinin ardından Türkiye'ye döndüklerinde Gazeteci Ali Bulaç yardımıyla yayına hazırlamaya karar verdikleri yazı dizisi yayınlanmadan herkes ile herkesimin Ertuğrul Özkök'ü eleştiri bombardımanına tuttuğunu, 39 gün sürecek umre ziyaretim için bulunduğum Mekke şehrinden gözlemledim. Hatta birilerinin kendilerine saldırılması için tahrik mekanizmasını devreye koyduğu da hep konuşuldu durdu.
Ertuğrul Özkök ile Ahmet Hakan'ın kutsal topraklara gelmesinden önce Ogün gazetesi ekibi olarak kutsal topraklara geldik ve onlar Umre'lerini tamamlayarak yurda döndüler. Hala biz kutsal topraklardayız ve Eylül ayının 29'una kadar da buralardayız.
Beraber umre yapmak için Mekke şehrinde bulunduğum eş, dost ile telefonla görüştüğüm Türkiye'de ki meslektaşlarıma; ''Lütfen sapla samanı karıştırmamak adına Ertuğrul Özkök patentli, Ali Bulaç destekli, yılın yazı dizisini okumadan ve anlamadan Ahmet Hakan ile Ertuğrul Özkök'ün Mekke ve Medine ziyaretleriyle alakalı peşin yargı ve infaz şeklinde değerlendirmelerden kaçınınız.
Tabi ki! Eleştireceğiz ama anlamadan bilmeden ağızdan dolma, kulaktan duyma olarak yargısız infaz yaparak kimseye; ''Sen benim gibi, ''Merve ile Safa arasında tavaf yapmadın'', ''Hz. İbrahim makamında tavaf namazı kılmadın ve benim gibi oruç tutmadın. Bu nedenlerden dolayı benim gibi yaşamadığından ehl-i sünnetleri uygulamadığından sen Tuk akasın'' diyemeyiz ve diyemeyeceğimiz gibi bunu da yazamayız. Şayet bu gaflete düşersek, maneviyatımıza zarar verebiliriz'' diyerek tavsiyelerde bulunmuştum.
Özkök ile Hakan'ın yaşadığı umre ziyareti Allah ile kul arasında geçtiğinden saygı gösterilmesi gereklidir. Allah, her ikisinin da umresini kabul etsin.
Buradan Ertuğrul Özkök'e de âcizane bir mesajım olacak; ''Her yıl milyonlarca Müslüman'ın hac ve umre için ziyaret ettiği Müslümanların Kıblesi olan Kâbe'nin çevresinde maneviyatın yanı sıra bazı sıkıntılar ve aksaklıklarda yaşanıyor. Ben deniz burada gördüğüm olumsuzlukları yazmam neticesinde İslam âlemine zarar, İslam düşmanlarına ise malzeme vereceğim korkusuyla gördüklerimi bir gazeteci olarak yazıya dökemiyorum. Sizinde buralarda iken, gazetecilik yönünüz ile umre ziyaretiniz arasında kaldığınızı köşenizdeki yazınızdan öğrenmem neticesinde, buradaki keşmekeş yerine buradaki maneviyatı gördüğünüz kadarıyla yazı dizinizde yazdığınız için teşekkür ediyorum. Şayet aksi bir durumda bir yazı kaleme alsaydınız sizi eleştirenleri haklı çıkartacaktınız''
Ertuğrul Bey, ilk umresini Peygamber efendimiz, ikinci umresini Fatih Sultan Mehmed han, üçüncü umresini de Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e hediye etmiş olan bir kardeşiniz ve meslektaşınız olarak, ''Tepki verirken, biraz beklemek her zaman iyidir. O arkadaşların yazı dizisini bekleyip kararlarını ondan sonra vermelerini beklerdim'' tavsiyelerinize uyarak ben kutsal topraklarda sizin yazı dizinizi bekledim ve yazınız yayınlandığı zaman ise sizin gözünüzle Medine'yi bende hoş seda bırakacak bir şekilde okudum. Ramazan bayramını Medine'de geçirecek ve sizin yazınızdan aklıma kazınan İslam araştırmaları müzesinde bulunan peygamberler istatistiğini de inceleyeceğim.
Hâkimiyet Hakkındır diyerek haykıran Necip Fazıl Kısakürek sohbetleriyle yetişen, tam anlamıyla akıncı bir babanın oğlu olarak Türk Milliyetçisi olarak büyüyen ben deniz, Mustafa Kemal Atatürk'e umre yapıp hediye etmişken, sizin anlatımınız ile ''Çocukluğundan itibaren laik bir çevrede, Atatürk ilkelerine bağlı, tam anlamıyla Batılı bir dünyada büyüyen'' Ertuğrul Özkök'ün kutsal topraklarda atamızı anıp, anmadığını, onun için tavaf yapıp, yapmadığını da ayrıca merak ettiğimi de belirtmek isterim.
Tavaf'ı, ''Düzenli kaos'' olarak ifade eden ve açıklamasını da, ''Galaksiler, yaratıcı bir merkezin etrafında dönüyor'' diyerek yapan Kâbe'yi ise ''o siyah küp şeklindeki yapı'' tarifiyle yazıya dökenlerin, Kâbe ile Tavaf ve Allah ile kul ilişkisinin farkına varmada sınıfta kaldıkları gözlemleniyor.
Umre vizesi ile kutsal topraklara gelen bir gazeteci olarak normal vize alıp buralara gelmiş gibi hareket edip, kamu yararı olmaksızın eleştirisel yazılar yazarak, mesleğimize ihanet etmek yerine buradaki maneviyatı dolu dolu yaşamak tüm meslektaşlarımıza nasip olur inşallah...
CRA 10.Eylül.2009 Perşembe - 04:23:00
Ertuğrul Özkök ile Ahmet Hakan'ın kutsal topraklara gelmesinden önce Ogün gazetesi ekibi olarak kutsal topraklara geldik ve onlar Umre'lerini tamamlayarak yurda döndüler. Hala biz kutsal topraklardayız ve Eylül ayının 29'una kadar da buralardayız.
Beraber umre yapmak için Mekke şehrinde bulunduğum eş, dost ile telefonla görüştüğüm Türkiye'de ki meslektaşlarıma; ''Lütfen sapla samanı karıştırmamak adına Ertuğrul Özkök patentli, Ali Bulaç destekli, yılın yazı dizisini okumadan ve anlamadan Ahmet Hakan ile Ertuğrul Özkök'ün Mekke ve Medine ziyaretleriyle alakalı peşin yargı ve infaz şeklinde değerlendirmelerden kaçınınız.
Tabi ki! Eleştireceğiz ama anlamadan bilmeden ağızdan dolma, kulaktan duyma olarak yargısız infaz yaparak kimseye; ''Sen benim gibi, ''Merve ile Safa arasında tavaf yapmadın'', ''Hz. İbrahim makamında tavaf namazı kılmadın ve benim gibi oruç tutmadın. Bu nedenlerden dolayı benim gibi yaşamadığından ehl-i sünnetleri uygulamadığından sen Tuk akasın'' diyemeyiz ve diyemeyeceğimiz gibi bunu da yazamayız. Şayet bu gaflete düşersek, maneviyatımıza zarar verebiliriz'' diyerek tavsiyelerde bulunmuştum.
Özkök ile Hakan'ın yaşadığı umre ziyareti Allah ile kul arasında geçtiğinden saygı gösterilmesi gereklidir. Allah, her ikisinin da umresini kabul etsin.
Buradan Ertuğrul Özkök'e de âcizane bir mesajım olacak; ''Her yıl milyonlarca Müslüman'ın hac ve umre için ziyaret ettiği Müslümanların Kıblesi olan Kâbe'nin çevresinde maneviyatın yanı sıra bazı sıkıntılar ve aksaklıklarda yaşanıyor. Ben deniz burada gördüğüm olumsuzlukları yazmam neticesinde İslam âlemine zarar, İslam düşmanlarına ise malzeme vereceğim korkusuyla gördüklerimi bir gazeteci olarak yazıya dökemiyorum. Sizinde buralarda iken, gazetecilik yönünüz ile umre ziyaretiniz arasında kaldığınızı köşenizdeki yazınızdan öğrenmem neticesinde, buradaki keşmekeş yerine buradaki maneviyatı gördüğünüz kadarıyla yazı dizinizde yazdığınız için teşekkür ediyorum. Şayet aksi bir durumda bir yazı kaleme alsaydınız sizi eleştirenleri haklı çıkartacaktınız''
Ertuğrul Bey, ilk umresini Peygamber efendimiz, ikinci umresini Fatih Sultan Mehmed han, üçüncü umresini de Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e hediye etmiş olan bir kardeşiniz ve meslektaşınız olarak, ''Tepki verirken, biraz beklemek her zaman iyidir. O arkadaşların yazı dizisini bekleyip kararlarını ondan sonra vermelerini beklerdim'' tavsiyelerinize uyarak ben kutsal topraklarda sizin yazı dizinizi bekledim ve yazınız yayınlandığı zaman ise sizin gözünüzle Medine'yi bende hoş seda bırakacak bir şekilde okudum. Ramazan bayramını Medine'de geçirecek ve sizin yazınızdan aklıma kazınan İslam araştırmaları müzesinde bulunan peygamberler istatistiğini de inceleyeceğim.
Hâkimiyet Hakkındır diyerek haykıran Necip Fazıl Kısakürek sohbetleriyle yetişen, tam anlamıyla akıncı bir babanın oğlu olarak Türk Milliyetçisi olarak büyüyen ben deniz, Mustafa Kemal Atatürk'e umre yapıp hediye etmişken, sizin anlatımınız ile ''Çocukluğundan itibaren laik bir çevrede, Atatürk ilkelerine bağlı, tam anlamıyla Batılı bir dünyada büyüyen'' Ertuğrul Özkök'ün kutsal topraklarda atamızı anıp, anmadığını, onun için tavaf yapıp, yapmadığını da ayrıca merak ettiğimi de belirtmek isterim.
Tavaf'ı, ''Düzenli kaos'' olarak ifade eden ve açıklamasını da, ''Galaksiler, yaratıcı bir merkezin etrafında dönüyor'' diyerek yapan Kâbe'yi ise ''o siyah küp şeklindeki yapı'' tarifiyle yazıya dökenlerin, Kâbe ile Tavaf ve Allah ile kul ilişkisinin farkına varmada sınıfta kaldıkları gözlemleniyor.
Umre vizesi ile kutsal topraklara gelen bir gazeteci olarak normal vize alıp buralara gelmiş gibi hareket edip, kamu yararı olmaksızın eleştirisel yazılar yazarak, mesleğimize ihanet etmek yerine buradaki maneviyatı dolu dolu yaşamak tüm meslektaşlarımıza nasip olur inşallah...
CRA 10.Eylül.2009 Perşembe - 04:23:00
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.