Babam mezardan çıkabilse, o da “EVET” derdi
Geçmişimizde Evet, Hayır denilince aklımıza Erkan Yolaç'ın sunduğu yarışma gelirdi.
Bu tatlı yarışta Yolaç yarışmacıya yaptığı sohbet süresince Evet ve Hayır kelimelerini söyletmeye çalışırdı. Kafasını emme basma tulumba gibi sallamayan ve günümüzün meşhur bu iki sözünü kullanmayanlar ödül alırlardı.
Yani Evet ve Hayır sözcükleri olmadan hayatımızın ne kadar boş olduğunu o zamanlar bizlere Erkan Yolaç öğretmişti.
Bu tatlı yarışmaya konu olan bu iki sözcüğün yerini günümüzde ciddi anlamda yaşanan siyasi bir yarışa bıraktığı hafızalarımıza kazınıyor.
Önümüzdeki referandum ile alakalı Evet ile Hayır cephelerinin oluşmasının ise ortamı bayağı gerdiği gözlemleniyor.
Lakin bu cephelerde bulunan bazı kişilerin karşı cephedekilere ağır hakaretlerde bulunarak kendi cephesine taraftar toplamaya çalışması bu anlamlı referandumu çamur atma referandumuna çevirmeye yetiyor.
Ülkemiz genelinde her iki cephede bulunanlar referandumun sonucunun kendi istedikleri gibi olması için gece gündüz demeden çabalarken, 70 milyon insan olup, bitenleri hayretler içerisinde seyir ediyor.
REFERANDUM SONUCU, “EVET” OLURSA, AK PARTİ, “HAYIR” OLURSA, CHP KAZANMAYACAK. KAZANAN DA, KAYBEDEN DE TÜRKİYE OLACAK.
Referandum sonucunun EVET olması durumunda ki sonuç karşısında bir partinin kazanmayacağı kazananın Türkiye olacağı unutulmamalıdır. Bu olaya partizanca bakılmamanın gerekli olduğu gözlemleniyor.
Rica etsem, sizde EVET diyeceksiniz, neden ve niçinlerinizi anlatarak çevredekilerinizi aydınlatır mısınız?
FETHULLAH GÜLEN’İN AÇIKLAMASI BENDE HOŞ BİR SEDA BIRAKTI
Referandum konusunda, Fethullah Gülen’in yaptığı açıklamaları dinlerken, hem üslubu, hem de gerçekleri bende hoş seda bıraktı.
Söylediği gibi 12 Eylül'de yapılacak referandum demokrasi adına çok önemli bir adımdır. Ve geçmişte bizim kesime yapılan haksızlıkların bir daha tekrarlanmayacağı anlamı taşıdığından Evet demek te kesinlikle “Hayır” vardır.
Rahmetli Babam’a, mezarından kalkma imkânı tanınsa, Gülen’in dediği gibi o da “Evet” kullanmak için koşa koşa ebediyetten günümüze intikal edenlerden olurdu.
Fethullah Gülen’in Hayır cephesinde bulunanlarla alakalı hiçbir negatif söylemde bulunmayarak, onların yaptıkları güzel işlerden bahis etmesi, örnek olunacak bir konuşma olarak zihinlerimize kazınırsa, bence çok isabetli olur diyerek düşünüyorum. Bence herkes ile her kesimde böyle düşünmeli…
Her iki tarafta nedenler ile niçinleri anlatmalı ve olayı genel ile yerel seçimlerden farklı olarak siyaset üstü olarak değerlendirmelidirler.
Çoğunluğu mutlu ya da mutsuz edebilecek kararları oluşturan ve uygulayan da hep siyaset mekanizmasıdır.
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN; “REFERANDUM TERCİHİ HİÇ BİR PARTİNİN TEKELİNDE DEĞİLDİR”
Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı’nın davetlisi olarak Nostalji Kayısı bahçesinde düzenlenen iftar programına katıldığımda, Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in referandum ile alakalı görüşlerini dinleme fırsatı da yakaladım.
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, partizanca bir yaklaşım sergilemek yerine referandum tercihinin hiçbir partinin tekelinde olmadığını belirterek, “sizler bizi seçenler olarak yakamızdan tutarak seçimlerde şu sözü vermiştiniz diyerek bizden hesap sorabiliyorsunuz. Muhtardan, Belediye Başkanından, Başbakandan, Bakandan ve Milletvekilinden de hesap sorabiliyorsunuz. Bu en tabi hak olup, benimde hoşuma giden bir haktır. Lakin bir Tapu-Kadastro Müdüründen veya Emniyet Personeli ile Kamu Personelinden hesap soramıyorsunuz. Herkesten hesap sorabilmemiz adına “EVET” demenin gerekli olduğunu söylemek isterim” diyerek nedenler ile niçinler konusunda bizlere hiçbir partiyi kötülemeden açıklamalarda bulundu.
SİYASET SADECE SİYASİLERE BIRAKILMAYACAK DENLİ ÖNEMLİ BİR KONUDUR
Bu nedenle ironik bir yaklaşımla ifade edersek, “Siyaset sadece siyasetle uğraşanlara bırakılamayacak denli önemli bir konudur”
Bu sebeple, Referandumu da siyaset üstü olarak kabul ettiğimden dolayı “EVET” demenin nedenleri ile niçinlerini çevremdekilere duyurmayı bir borç olarak görmekteyim.
Hemen hemen bölücü olmayan ve Vatan ile millet sevdalısı olan her partiye gönül vermiş olan Üstat Necip Fazıl’ın talebeleri geçmişte yaşadıkları çirkinliklerin bir daha yaşanmaması için Evet demeleri gerekecektir. Necip Fazıl’a yapılan Zulümlere ve haksızlıklara neden olan anlayışa karşı durabilmek ve Üstad’ın itibarının yeniden iadesini alabilmemiz adına hamle yapmamızın gerekli olduğu unutulmamalıdır.
Artık devir değişti ve Türkiye’nin esas evlatları da kendisini çok geliştirdi. Lüks otellerin tepe barlarında ellerinde puro ve viskilerle oturan kodamanların bu ülkeyi kendi menfaatleri çerçevesinde yönetmesine seyirci kalmamayı örgendiler.
Türk milleti vatan toprağının kutsallığının geçmişte farkında olduğu gibi bu günde yeterince farkındadır. Türk Milliyetçilerinin kararı da net bir şekilde bellidir. Ayrıca, Türk milliyetçilerinin bir partinin tavanı ile tabanına sığmayacak kadar geniş kitle sahibi olduğunun da unutulmamasının bu günlerde gerekli olduğu da gözlemleniyor.
C–5 KOĞUŞLARINDA İŞKENCE İLE TIRNAKLARI ÇEKİLEN BÜYÜKLERİMİZ İÇİN
C–5 koğuşlarında tırnakları çekilerek işkenceye maruz kalan büyüklerimize bin bir çeşit işkence uygulayanları unutmadık.
Bu işkenceye sebebiyet veren kişinin Antalya da zevki sefa içerisinde olması ve sanatçı kimliğini de boynuna takarak liyakat sız olmasına rağmen liyakat madalyalarıyla dolaşması akrabam olan şehidimiz Davut Turan gibi bu ülkenin evlatlarının kemiklerini sızlatmıyor mu sanıyorsunuz.
1980 öncesinde Namaz kılarken şehit edilen bu ülkenin esas evlatlarını şehit edenlerin bu gün “HAYIR” diyeceğinin ise unutulmaması gerekiyor.
TERÖR ÖRGÜTÜ DESTEKÇİSİ BİR PARTİ “HAYIR” DİYORSA, BEN “EVET” DİYORUM
Terör örgütü ile kol kola giren bir siyasi parti Hayır diyor ise ben EVET diyorum.
Üstünlerin hukuku yerine hukukun üstünlüğü için; “EVET”
Bu güne kadar hayal görünen memura grev hakkının anayasal güvence altına alınması için; “EVET”
Kamuya yakışmayan davranışlarda bulunan kamu görevlilerinin makam ve mevkilerinin maskesinin arkasına sığınamayarak, yargı karşısında hesap verebilmeleri için; “EVET”
Ülkemizin her ferdinin sözde değil, özde eşit sayılabilmesi için; “EVET”
Ombudsmanlık sistemi ile vatandaş’ın kamu kurumlarıyla haksızlık yaşadığı durumlarda hesap sorabilmesi için; “EVET”
Kişisel mahremiyetimizin korunması için; “EVET”
Vatanımda yaşadığım haksızlıklar karşısında devletimi AİHM’ye şikâyet ederek, tezat bir başvuruda bulunmak yerine, Anayasa mahkemesine kişisel başvuru yapabilmem için; “EVET”
Yurt dışında çıkarken 30 tl maliye borcumdan dolayı havalimanından geri dönmemek için; “EVET”
Geleceğimiz olan çocuklarımızın devlet güvencesi altında korunması için; “EVET”
Darbecilerin yargılanması için; “EVET”
Barış, sevgi ve hoşgörü için; “EVET”
Eskisi gibi anayasanın sorun olmaması için
Ve haklarımızın çiğnenmemesi için
Eşitlik ilkesinin işlemesi için
Türkiye’nin kazanması için EVET diyelim
Bu tatlı yarışta Yolaç yarışmacıya yaptığı sohbet süresince Evet ve Hayır kelimelerini söyletmeye çalışırdı. Kafasını emme basma tulumba gibi sallamayan ve günümüzün meşhur bu iki sözünü kullanmayanlar ödül alırlardı.
Yani Evet ve Hayır sözcükleri olmadan hayatımızın ne kadar boş olduğunu o zamanlar bizlere Erkan Yolaç öğretmişti.
Bu tatlı yarışmaya konu olan bu iki sözcüğün yerini günümüzde ciddi anlamda yaşanan siyasi bir yarışa bıraktığı hafızalarımıza kazınıyor.
Önümüzdeki referandum ile alakalı Evet ile Hayır cephelerinin oluşmasının ise ortamı bayağı gerdiği gözlemleniyor.
Lakin bu cephelerde bulunan bazı kişilerin karşı cephedekilere ağır hakaretlerde bulunarak kendi cephesine taraftar toplamaya çalışması bu anlamlı referandumu çamur atma referandumuna çevirmeye yetiyor.
Ülkemiz genelinde her iki cephede bulunanlar referandumun sonucunun kendi istedikleri gibi olması için gece gündüz demeden çabalarken, 70 milyon insan olup, bitenleri hayretler içerisinde seyir ediyor.
REFERANDUM SONUCU, “EVET” OLURSA, AK PARTİ, “HAYIR” OLURSA, CHP KAZANMAYACAK. KAZANAN DA, KAYBEDEN DE TÜRKİYE OLACAK.
Referandum sonucunun EVET olması durumunda ki sonuç karşısında bir partinin kazanmayacağı kazananın Türkiye olacağı unutulmamalıdır. Bu olaya partizanca bakılmamanın gerekli olduğu gözlemleniyor.
Rica etsem, sizde EVET diyeceksiniz, neden ve niçinlerinizi anlatarak çevredekilerinizi aydınlatır mısınız?
FETHULLAH GÜLEN’İN AÇIKLAMASI BENDE HOŞ BİR SEDA BIRAKTI
Referandum konusunda, Fethullah Gülen’in yaptığı açıklamaları dinlerken, hem üslubu, hem de gerçekleri bende hoş seda bıraktı.
Söylediği gibi 12 Eylül'de yapılacak referandum demokrasi adına çok önemli bir adımdır. Ve geçmişte bizim kesime yapılan haksızlıkların bir daha tekrarlanmayacağı anlamı taşıdığından Evet demek te kesinlikle “Hayır” vardır.
Rahmetli Babam’a, mezarından kalkma imkânı tanınsa, Gülen’in dediği gibi o da “Evet” kullanmak için koşa koşa ebediyetten günümüze intikal edenlerden olurdu.
Fethullah Gülen’in Hayır cephesinde bulunanlarla alakalı hiçbir negatif söylemde bulunmayarak, onların yaptıkları güzel işlerden bahis etmesi, örnek olunacak bir konuşma olarak zihinlerimize kazınırsa, bence çok isabetli olur diyerek düşünüyorum. Bence herkes ile her kesimde böyle düşünmeli…
Her iki tarafta nedenler ile niçinleri anlatmalı ve olayı genel ile yerel seçimlerden farklı olarak siyaset üstü olarak değerlendirmelidirler.
Çoğunluğu mutlu ya da mutsuz edebilecek kararları oluşturan ve uygulayan da hep siyaset mekanizmasıdır.
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN; “REFERANDUM TERCİHİ HİÇ BİR PARTİNİN TEKELİNDE DEĞİLDİR”
Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı’nın davetlisi olarak Nostalji Kayısı bahçesinde düzenlenen iftar programına katıldığımda, Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in referandum ile alakalı görüşlerini dinleme fırsatı da yakaladım.
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, partizanca bir yaklaşım sergilemek yerine referandum tercihinin hiçbir partinin tekelinde olmadığını belirterek, “sizler bizi seçenler olarak yakamızdan tutarak seçimlerde şu sözü vermiştiniz diyerek bizden hesap sorabiliyorsunuz. Muhtardan, Belediye Başkanından, Başbakandan, Bakandan ve Milletvekilinden de hesap sorabiliyorsunuz. Bu en tabi hak olup, benimde hoşuma giden bir haktır. Lakin bir Tapu-Kadastro Müdüründen veya Emniyet Personeli ile Kamu Personelinden hesap soramıyorsunuz. Herkesten hesap sorabilmemiz adına “EVET” demenin gerekli olduğunu söylemek isterim” diyerek nedenler ile niçinler konusunda bizlere hiçbir partiyi kötülemeden açıklamalarda bulundu.
SİYASET SADECE SİYASİLERE BIRAKILMAYACAK DENLİ ÖNEMLİ BİR KONUDUR
Bu nedenle ironik bir yaklaşımla ifade edersek, “Siyaset sadece siyasetle uğraşanlara bırakılamayacak denli önemli bir konudur”
Bu sebeple, Referandumu da siyaset üstü olarak kabul ettiğimden dolayı “EVET” demenin nedenleri ile niçinlerini çevremdekilere duyurmayı bir borç olarak görmekteyim.
Hemen hemen bölücü olmayan ve Vatan ile millet sevdalısı olan her partiye gönül vermiş olan Üstat Necip Fazıl’ın talebeleri geçmişte yaşadıkları çirkinliklerin bir daha yaşanmaması için Evet demeleri gerekecektir. Necip Fazıl’a yapılan Zulümlere ve haksızlıklara neden olan anlayışa karşı durabilmek ve Üstad’ın itibarının yeniden iadesini alabilmemiz adına hamle yapmamızın gerekli olduğu unutulmamalıdır.
Artık devir değişti ve Türkiye’nin esas evlatları da kendisini çok geliştirdi. Lüks otellerin tepe barlarında ellerinde puro ve viskilerle oturan kodamanların bu ülkeyi kendi menfaatleri çerçevesinde yönetmesine seyirci kalmamayı örgendiler.
Türk milleti vatan toprağının kutsallığının geçmişte farkında olduğu gibi bu günde yeterince farkındadır. Türk Milliyetçilerinin kararı da net bir şekilde bellidir. Ayrıca, Türk milliyetçilerinin bir partinin tavanı ile tabanına sığmayacak kadar geniş kitle sahibi olduğunun da unutulmamasının bu günlerde gerekli olduğu da gözlemleniyor.
C–5 KOĞUŞLARINDA İŞKENCE İLE TIRNAKLARI ÇEKİLEN BÜYÜKLERİMİZ İÇİN
C–5 koğuşlarında tırnakları çekilerek işkenceye maruz kalan büyüklerimize bin bir çeşit işkence uygulayanları unutmadık.
Bu işkenceye sebebiyet veren kişinin Antalya da zevki sefa içerisinde olması ve sanatçı kimliğini de boynuna takarak liyakat sız olmasına rağmen liyakat madalyalarıyla dolaşması akrabam olan şehidimiz Davut Turan gibi bu ülkenin evlatlarının kemiklerini sızlatmıyor mu sanıyorsunuz.
1980 öncesinde Namaz kılarken şehit edilen bu ülkenin esas evlatlarını şehit edenlerin bu gün “HAYIR” diyeceğinin ise unutulmaması gerekiyor.
TERÖR ÖRGÜTÜ DESTEKÇİSİ BİR PARTİ “HAYIR” DİYORSA, BEN “EVET” DİYORUM
Terör örgütü ile kol kola giren bir siyasi parti Hayır diyor ise ben EVET diyorum.
Üstünlerin hukuku yerine hukukun üstünlüğü için; “EVET”
Bu güne kadar hayal görünen memura grev hakkının anayasal güvence altına alınması için; “EVET”
Kamuya yakışmayan davranışlarda bulunan kamu görevlilerinin makam ve mevkilerinin maskesinin arkasına sığınamayarak, yargı karşısında hesap verebilmeleri için; “EVET”
Ülkemizin her ferdinin sözde değil, özde eşit sayılabilmesi için; “EVET”
Ombudsmanlık sistemi ile vatandaş’ın kamu kurumlarıyla haksızlık yaşadığı durumlarda hesap sorabilmesi için; “EVET”
Kişisel mahremiyetimizin korunması için; “EVET”
Vatanımda yaşadığım haksızlıklar karşısında devletimi AİHM’ye şikâyet ederek, tezat bir başvuruda bulunmak yerine, Anayasa mahkemesine kişisel başvuru yapabilmem için; “EVET”
Yurt dışında çıkarken 30 tl maliye borcumdan dolayı havalimanından geri dönmemek için; “EVET”
Geleceğimiz olan çocuklarımızın devlet güvencesi altında korunması için; “EVET”
Darbecilerin yargılanması için; “EVET”
Barış, sevgi ve hoşgörü için; “EVET”
Eskisi gibi anayasanın sorun olmaması için
Ve haklarımızın çiğnenmemesi için
Eşitlik ilkesinin işlemesi için
Türkiye’nin kazanması için EVET diyelim
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
