Almanlar neden Fransız kalıyor?
Bu Fransız talanı her sene bir önceki seneye nazaran artınca Almanlar çareyi Osmanlı Sultanına durumu yazıp, yardım istemeye karar verirler.
Alman elçi nezaretinde sultanımıza ulaşan mektupta ise şu ifadeler yer almaktadır. ''Sultanım! Fransızlar her sene bizlere zulüm ederek, mahsullerimizi ellerimizden almaktadırlar. Siz ki, dünyaya adalet dağıtan emsalsiz Osmanlı imparatorluğunun sultanısınız. Bizi bu zulümden ancak ve ancak siz kurtarabilirsiniz. Asker göndererek lütfen bu zulümden bizleri kurtarın. Bizde sizin adaletiniz sayesinde yok olmaktan ve zulüm görmekten kurtulalım''
Osmanlı düşmanlarının hain planlarını işleme koydukları ve hanedanlık için sıkıntılı dönemlerin başladığı günlerde yardım isteğini inceleyen sultanımız asker göndermeyi gerekli görmez. Bu olay için yalnızca asker elbisesi göndermeyi kâfi bulur ve cevabı bir ferman ile beraber içi yeniçeri elbiseleriyle dolu üç çuval yollar.
Almanlar, çuvalı alıp mektubu şaşkınlık içerisinde okurlar: ''Ben Osmanlı sultanı Fransızların korkak adamlar olduğunu bildiğimizden onlara yeniçeri askerlerimizi göndermeye gerek duymadık. Ve bu sebeple yeniçerimizin kıyafetini görmeleri yapacakları talanı yapmalarını engellemek için kâfidir. Çuval içindeki Osmanlı askerinin elbiselerini adamlarınıza giydirin. Mahsul zamanı, nehrin çeşitli yerlerinde dolaştırın. Fransızlar için yeniçeri asker elbiselerini görmeleri kâfidir ve bu sizin sıkıntılarınıza derman olacaktır''
Bağ bahçe sahipleri hemen Osmanlı yeniçeri askerlerinin kıyafetini giyerler. Hasat vakti Fransızların talana gelecekleri zamanda nehrin muhtelif alanlarında dolaşmaya başlarlar. Ertesi gün, Fransızların yaşadığı taraftan sevinçli bir haber gelir.
''Osmanlıların yardım için Almanların imdadına geldiğini düşünen Fransızlar, korkudan apar topar yaşadıkları yerleşim alanını terk ederek iç kesimlere doğru kaçmaya başlarlar. Yeniçeri elbiseleri sayesinde zulüm sona ermiştir''
Yıllardır zulüm karşısında çıtı çıkmayan fakat yaşam mücadelesinde son noktaya gelen Almanlar bu olay karşısında Osmanlıya olan hayranlıklarını bir kat daha artırmışlardır. Giydikleri yeniçeri kıyafetlerini, daha sonra Mülhaym'a bağlı Karlsruhe müzesine koyup ziyarete açarlar.
Şehrin en yüksek binasına da Osmanlı bayrağı asarlar. Ayrıca, halen olayın yıldönümünde de şehirde bir karnaval düzenleyip hadiseyi temsilen kutluyorlarmış.
Bir taraftan Kıbrıs Rum Yönetimi ile askeri konularda savunma ve işbirliği anlaşması imzalayan Fransa'nın, diğer taraftan sözde Ermeni Soykırımı'nı tanıyarak Ermenistan'ın hamiliğine soyunması ile Türk ve İslam düşmanlığı yapmasının ardında Yeniçeri elbiselerinin faktörü olduğu inancındayım.
Dedelerini Fransızların elinden kurtardığımız Almanlara ne olur neden bu düşmanlık neden bu hıyanet ile ihanet…
Alman elçi nezaretinde sultanımıza ulaşan mektupta ise şu ifadeler yer almaktadır. ''Sultanım! Fransızlar her sene bizlere zulüm ederek, mahsullerimizi ellerimizden almaktadırlar. Siz ki, dünyaya adalet dağıtan emsalsiz Osmanlı imparatorluğunun sultanısınız. Bizi bu zulümden ancak ve ancak siz kurtarabilirsiniz. Asker göndererek lütfen bu zulümden bizleri kurtarın. Bizde sizin adaletiniz sayesinde yok olmaktan ve zulüm görmekten kurtulalım''
Osmanlı düşmanlarının hain planlarını işleme koydukları ve hanedanlık için sıkıntılı dönemlerin başladığı günlerde yardım isteğini inceleyen sultanımız asker göndermeyi gerekli görmez. Bu olay için yalnızca asker elbisesi göndermeyi kâfi bulur ve cevabı bir ferman ile beraber içi yeniçeri elbiseleriyle dolu üç çuval yollar.
Almanlar, çuvalı alıp mektubu şaşkınlık içerisinde okurlar: ''Ben Osmanlı sultanı Fransızların korkak adamlar olduğunu bildiğimizden onlara yeniçeri askerlerimizi göndermeye gerek duymadık. Ve bu sebeple yeniçerimizin kıyafetini görmeleri yapacakları talanı yapmalarını engellemek için kâfidir. Çuval içindeki Osmanlı askerinin elbiselerini adamlarınıza giydirin. Mahsul zamanı, nehrin çeşitli yerlerinde dolaştırın. Fransızlar için yeniçeri asker elbiselerini görmeleri kâfidir ve bu sizin sıkıntılarınıza derman olacaktır''
Bağ bahçe sahipleri hemen Osmanlı yeniçeri askerlerinin kıyafetini giyerler. Hasat vakti Fransızların talana gelecekleri zamanda nehrin muhtelif alanlarında dolaşmaya başlarlar. Ertesi gün, Fransızların yaşadığı taraftan sevinçli bir haber gelir.
''Osmanlıların yardım için Almanların imdadına geldiğini düşünen Fransızlar, korkudan apar topar yaşadıkları yerleşim alanını terk ederek iç kesimlere doğru kaçmaya başlarlar. Yeniçeri elbiseleri sayesinde zulüm sona ermiştir''
Yıllardır zulüm karşısında çıtı çıkmayan fakat yaşam mücadelesinde son noktaya gelen Almanlar bu olay karşısında Osmanlıya olan hayranlıklarını bir kat daha artırmışlardır. Giydikleri yeniçeri kıyafetlerini, daha sonra Mülhaym'a bağlı Karlsruhe müzesine koyup ziyarete açarlar.
Şehrin en yüksek binasına da Osmanlı bayrağı asarlar. Ayrıca, halen olayın yıldönümünde de şehirde bir karnaval düzenleyip hadiseyi temsilen kutluyorlarmış.
Bir taraftan Kıbrıs Rum Yönetimi ile askeri konularda savunma ve işbirliği anlaşması imzalayan Fransa'nın, diğer taraftan sözde Ermeni Soykırımı'nı tanıyarak Ermenistan'ın hamiliğine soyunması ile Türk ve İslam düşmanlığı yapmasının ardında Yeniçeri elbiselerinin faktörü olduğu inancındayım.
Dedelerini Fransızların elinden kurtardığımız Almanlara ne olur neden bu düşmanlık neden bu hıyanet ile ihanet…
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.