Zaman artık o zaman değil…
Gençler o gençler değil,
Kentler o kentler değil,
Parti o parti değil,
Seçmen o seçmen değil,
Zaman da o zaman değil…
Cumhurbaşkanımız Hatay'da toplu açılış töreninde konuştu.
(Bu arada, Hatay Stadyumu açıldı. Hayırlı olsun. Süper lige çıktığı sene, oldukça başarılı olan Hatayspor'a, bu yeni statla birlikte daha büyük başarılar diliyorum.)
Konuşmasında parti teşkilatlarına ve partili gençlere de seslenerek, "gençliğe bizi, yaptıklarımızı, farkımızı anlatın ve iyi anlatın…" mealinde sözler söyledi.
Bu söylem bağlamında bir değerlendirme yapacak olursak;
Sandığa ilk defa giden genç seçmende, Ak Parti tercihi azalıyor.
Bu azalış, zaman geçtikçe hızlanıyor.
Bugün, yaklaşık olarak seçmen kitlesinin üçte biri, 31 yaş ve altı seçmenlerden oluşmaktadır.
2011 seçimleri sonrasında, bu kesimin Ak Parti'ye ilgisi, gün be gün azalıyor.
Hal böyleyken, Cumhurbaşkanı'nın partililerine, "gençlere bizi anlatın…" uyarısını nasıl okumalıyız?..
Ya, genç seçmenin algılama sıkıntısı var, ya da anlatan anlatamıyor; yani anlatanın anlatışında bir sıkıntı var…
Açıkçası, "gençlerin" algılama sıkıntısı olduğunu sanmıyorum ve bilakis, algıları "fazla açık".
Gençlik eleştirilecekse buradan eleştirilmeli (!)
O halde, anlatanda veya anlatımda bir sorun var demektir.
En güzel anlatım nedir?
Uygulamalı olan,
Pratiğe dökülebilen,
Söylem eylem tutarlılığı olan,
Eskilerin tabiriyle "etvar"la,
Yani, tavırla-davranışla ve yaşayarak yapılan anlatımdır.
Demek ki, bu noktada bir tutarsızlık var.
Var ki; gençlik, anlatıya ve anlatana uzak kalıyor.
Hani, dili hak ama yaşayışı hakikatsiz olanları anlatmak için derler ya;
"Hocanın dediğini yap ama yaptığını yapma" diye…
Aynı onun gibi; anlatanın "sahiciliği" kaybolmuşsa; anlatılanın inancı da kaybolur.
Sen, inandığın ve konuştuğun gibi yapmıyor ve yaşamıyorsan; "nesine inanayım, de get yalan dünya…" demezler mi!
Derler derler…
Hele bir de;
Bir toplumu,
Gençleri de olan bir toplumu,
Belli bir "bilinç-düşünüş ve aklediş" noktasına getirmişsen,
Değişimi teşvik etmiş ve gelişimi önermişsen,
Ve, bir an gelip de; sen yerinde saymaya, "bilinç-düşünüş ve aklediş"in toplumun gerisinde kalmaya başlamışsa,
Samimiyet, sahicilik ve inandırıcılık kaybolur…
Söylemde "biz", eylemde "ben" öne çıkarsa,
"Dilin başka söyler, nefsin başka der" , yaptığın köşeyi dönmekse,
İşte o zaman, "anlamazlık-anlatamazlık-anlaşılmazlık" ve kaçınılmaz şekilde, anlaşmazlık başlar.
Üstelik,
Toplum gelişirken sen durmuşsan,
Toplum değişirken, sen dönüşmüşsen,
Artık, başladığın an, nostaljiye dönüşmüşse;
Filmi başa saramazsın,
Gençlere kendini anlatamazsın,
Fabrika ayarlarına dönemezsin…
Kaldı ki;
Bugüne kadar anlatamamışsın,
Aslında umursamamışsın,
Geleni yok saymışsın,
Genci gözden kaçırmışsın,
Çantada keklik sanmışsın,
Gençliği ayrıştırmışsın,
Kemmiyeti baz almışsın,
Ve, azalmaya başlamışsın,
Hızla azalmaktasın…
Geç kalındı geç,
Gençliği artık pas geç,
Hangi yolu seçersen seç,
Üsküdar'ı geçti; atı alan genç,
Ne yaparsan yap; artık, vakit çok geç…
Yahya Kemal Beyatlı:
Dönülmez akşamın ufkundayız. Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!..
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz, böyle bir teselliyle…
"Günün Sözü" Hatay'da konuşan Cumhurbaşkanımızdan:
"Biz, demokratlık görüntüsü altında faşistlik yapmıyor; herkesin hakkını, hukukunu, özgürlüğünü teminat altına alıyoruz………"
Kentler o kentler değil,
Parti o parti değil,
Seçmen o seçmen değil,
Zaman da o zaman değil…
Cumhurbaşkanımız Hatay'da toplu açılış töreninde konuştu.
(Bu arada, Hatay Stadyumu açıldı. Hayırlı olsun. Süper lige çıktığı sene, oldukça başarılı olan Hatayspor'a, bu yeni statla birlikte daha büyük başarılar diliyorum.)
Konuşmasında parti teşkilatlarına ve partili gençlere de seslenerek, "gençliğe bizi, yaptıklarımızı, farkımızı anlatın ve iyi anlatın…" mealinde sözler söyledi.
Bu söylem bağlamında bir değerlendirme yapacak olursak;
Sandığa ilk defa giden genç seçmende, Ak Parti tercihi azalıyor.
Bu azalış, zaman geçtikçe hızlanıyor.
Bugün, yaklaşık olarak seçmen kitlesinin üçte biri, 31 yaş ve altı seçmenlerden oluşmaktadır.
2011 seçimleri sonrasında, bu kesimin Ak Parti'ye ilgisi, gün be gün azalıyor.
Hal böyleyken, Cumhurbaşkanı'nın partililerine, "gençlere bizi anlatın…" uyarısını nasıl okumalıyız?..
Ya, genç seçmenin algılama sıkıntısı var, ya da anlatan anlatamıyor; yani anlatanın anlatışında bir sıkıntı var…
Açıkçası, "gençlerin" algılama sıkıntısı olduğunu sanmıyorum ve bilakis, algıları "fazla açık".
Gençlik eleştirilecekse buradan eleştirilmeli (!)
O halde, anlatanda veya anlatımda bir sorun var demektir.
En güzel anlatım nedir?
Uygulamalı olan,
Pratiğe dökülebilen,
Söylem eylem tutarlılığı olan,
Eskilerin tabiriyle "etvar"la,
Yani, tavırla-davranışla ve yaşayarak yapılan anlatımdır.
Demek ki, bu noktada bir tutarsızlık var.
Var ki; gençlik, anlatıya ve anlatana uzak kalıyor.
Hani, dili hak ama yaşayışı hakikatsiz olanları anlatmak için derler ya;
"Hocanın dediğini yap ama yaptığını yapma" diye…
Aynı onun gibi; anlatanın "sahiciliği" kaybolmuşsa; anlatılanın inancı da kaybolur.
Sen, inandığın ve konuştuğun gibi yapmıyor ve yaşamıyorsan; "nesine inanayım, de get yalan dünya…" demezler mi!
Derler derler…
Hele bir de;
Bir toplumu,
Gençleri de olan bir toplumu,
Belli bir "bilinç-düşünüş ve aklediş" noktasına getirmişsen,
Değişimi teşvik etmiş ve gelişimi önermişsen,
Ve, bir an gelip de; sen yerinde saymaya, "bilinç-düşünüş ve aklediş"in toplumun gerisinde kalmaya başlamışsa,
Samimiyet, sahicilik ve inandırıcılık kaybolur…
Söylemde "biz", eylemde "ben" öne çıkarsa,
"Dilin başka söyler, nefsin başka der" , yaptığın köşeyi dönmekse,
İşte o zaman, "anlamazlık-anlatamazlık-anlaşılmazlık" ve kaçınılmaz şekilde, anlaşmazlık başlar.
Üstelik,
Toplum gelişirken sen durmuşsan,
Toplum değişirken, sen dönüşmüşsen,
Artık, başladığın an, nostaljiye dönüşmüşse;
Filmi başa saramazsın,
Gençlere kendini anlatamazsın,
Fabrika ayarlarına dönemezsin…
Kaldı ki;
Bugüne kadar anlatamamışsın,
Aslında umursamamışsın,
Geleni yok saymışsın,
Genci gözden kaçırmışsın,
Çantada keklik sanmışsın,
Gençliği ayrıştırmışsın,
Kemmiyeti baz almışsın,
Ve, azalmaya başlamışsın,
Hızla azalmaktasın…
Geç kalındı geç,
Gençliği artık pas geç,
Hangi yolu seçersen seç,
Üsküdar'ı geçti; atı alan genç,
Ne yaparsan yap; artık, vakit çok geç…
Yahya Kemal Beyatlı:
Dönülmez akşamın ufkundayız. Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!..
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz, böyle bir teselliyle…
"Günün Sözü" Hatay'da konuşan Cumhurbaşkanımızdan:
"Biz, demokratlık görüntüsü altında faşistlik yapmıyor; herkesin hakkını, hukukunu, özgürlüğünü teminat altına alıyoruz………"
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
Hakan D.