İki ana konu,
İktidarın iki partisi (AKP ve MHP),
Ve iki ayrı duruş…
İş bölümü yapılmış gibi,
Ama işin esası pek de öyle değil…
Ana konulardan Suriye’deki gelişmeler AKP’nin ana gündemi.
Fetihçi bir duruş,
Sahiplenici bir yaklaşım,
Ve olası bir erken seçimde AKP kampanyasının omurgasını oluşturacak başarı hikayesinin ana konusu…
MHP ise Suriye konusuna sessiz denecek kadar uzak ve ilgisiz…

Ana konulardan PKK ve Öcalan’la ilgili gelişmeler ise MHP’nin ana gündemi.
Sanki sadece MHP tarafından yürütülen bir süreç.
Adeta 2013 çözüm sürecinden ağzı yanan AKP ve Erdoğan mesafeli durmayı tercih etmiş gibi…

Öyle ki;
DEM Parti heyetiyle Erdoğan bile görüşmüyor ve şimdi adını hatırlayamadığım AKP Meclis Grup Başkanı’nı görüştürüyor.
Sanki olurda başarısızlık olursa; “bizim duruşumuz aynı idi. Caniler ya silahları gömecekler ya da kendileri gömülecekler noktasında idik hep” diyebilecek bir konumlama içindeler…
Ama şunu söylemeden geçemeyeceğim;
AKP ve Erdoğan ne kadar sakınırsa sakınsın,
PKK ve Öcalan konulu bu yeni sürecin,
Eğer bir faturası olacaksa,
-Ki kesin olacaktır-
Bu fatura, sandıkta MHP’ye değil, kesinlikle AKP’ye kesilecektir.
Yani demem o ki,
Uzak ve mesafeli duruş hiçbir işe yaramayacaktır!
Neticede Bahçeli’ye göre hava hoş.
Keçisi otlasa da, otlamasa da bir tas sütü hep var.
Kaldı ki,
Baraj altı kalma riskini de çok umursadığını sanmıyorum.

İç Gündem
Gündemde Ayasofya var mı?
Var.
Emevi Camii var mı?
Var.
Mescid-i Aksa ve Kudüs var mı?
Var.
Ayetli, hadisli konuşmalar yapılıyor mu?
Evet.
Muhalefet dört koldan ablukaya alınmış mı?
Evet.
Ekonomide “nass” yaklaşımı başladı mı?
Evet.
Ne demek bu?
Erken Seçim hazırlığı...
Aslında kibarlık abidesi Çalışma Bakanı’nın, buğulu sesiyle diksiyon dersi verir gibi Asgari Ücret açıklamasına Hadisle başlamasını görünce işin nereye varacağını anlamıştım.
Hele de tam rakam açıklayacağı anda, duraksayıp yutkunması bu sene bir erken seçimin işareti gibiydi.
Çünkü rakam düşük olacaktı ve öyle oldu.
Neden?
Şimdi az vermeliler ki; seçimden önce yine verebilsinler ve oy alabilsinler.
Keza emekli maaş artışında da aynı yaklaşım söz konusu…

Mehmet Şimşek demiş ki:
“Vatandaşımızın geçim sıkıntısını çözmek en büyük önceliğimizdir.”
İki şey söyleyeceğim;
Birincisi:
“En büyük önceliğimiz” diye bir söylem olmaz.
Öncelik önceliktir; Önceliğin küçüğü büyüğü mü olurmuş!
Galiba, bu Muhterem önce İngilizce düşünüp sonra Türkçesini söylemiş.
Ama söylemeliyim ki; Google çevirisi bile Bay Şimşek’in Türkçesinden  daha başarılı…
İkincisi:
Eğer önceliğiniz bu ise,
Hatta kuvvetli ve şiddetli önceliğiniz bu ise,
Öncelik vermemiş haliniz nasıl olurdu ki acep…