Hitler ve Musollini yattıkları azap mezarlığında 3. Dünya savaşını planlıyorlarmış.

Adamın teki ise bunları dinliyor.

Adam, bu sefer ne yapacaklarını sorar.
Hitler; “14 milyon Yahudi ve bir bisiklet tamircisini öldüreceğiz”.
Adam; “Bir bisiklet tamircisini mi..?”
Hitler Musollini’ye döner ve manalı bir sırıtışla der ki;
“Gördün mü; Sana kimsenin 14 milyon Yahudi’yi takmayacağını söylemiştim.”

Poşet de böyle oldu galiba.
Neler oldu neler…
Kimsenin umuru değil.

Ama “poşet” diye bir materyal çıktı ki; ülke gündemi onunla hemhal.

Gündem belirliyor yahu, gündem.

İktidarın dilinde, muhalefetin dilinde, senin dilinde, benim dilimde,

Varsa yoksa poşet..
Kur krizi,
Hayat pahalılığı,
Enflasyon,
1002 TL’lik trafik cezaları,
Vatandaşı çıplak sokağa çıkartan, cinnetlik elektirik faturaları,
Fırat’ın Doğusuna Harekat,
Adalet,
Enerji,
Eğitim,
İşsizlik,
Terör,
ABD’nin çelişik tavırları filan da nedir ki…

Nurtopu gibi bir “poşet” sorunumuz var gari…

Elimizle taşırdık.
Şimdi dilimizde…

Aslında poşetin dili olsa da konuşsa; sürekli konuşulup, gündem belirleyen bu “naylon olgu” ben miyim diye şaşardı…

Yakında meydanlar, sokaklar seçim renkleşmesi ve restleşmesine sahne olacak.

Muhalefet mitinglerinde döviz ve pankartları düşünüyorum;
“Poşet bizimdir bizim kalacak,
İktidar, Poşetime Dokunma,
Emekçi, poşetine sahip çık,
Bugün poşete yarın sana,
Poşet bizim hakkımız, söke söke alırız,
Mesele sadece Poşet değil arkadaş, sen hala anlamadın mı…” gibi gibi, poşetsel içerikler….

İktidar mitinglerinde ise;
“File’nin Dönüşü…
Yerli ve Milli Torba; File, Kese Kağıdı ve Bez Torba,
Kese Kağıtları candır,
Bez Torba tarihimizdir,
Tarih File’de canlanıyor,
Poşete son, yaşasın File,
Dış Güçler; poşeti bir daha getiremeyeceksiniz,
Poşet Biz’den değildir,
Poşet İslami değildir, Gavur icadıdır,
Poşet aslında içimize girmiş bir fitne ve virüstür,
Poşet gitti, fitne bitti…” gibi gibi, poşetsizlik içeren içerikler…

Kaşkol, şapka, bayrak yerine;
Muhalefetin dağıttığı poşetler,
İktidarın dağıttığı file ve bez torbalar...

Yahu bir “poşet” nelere kadirmiş.
14 mikronluk da varmış, 40 mikronluk da.
25 kuruşluk da varmış bir liralık da.

Yakında  mikronize poşet ve fiyat kontrol timleri de kurulursa şaşırmayın.

Geldiğimiz noktada gördük ve anladık ki;.
Poşet asla sadece bir poşetten ibaret değilmiş.
Ellerde kıymetsiz idi, dillerde vazgeçilmez oldu.
Galiba seçim sonucu da poşetten çıkacak.
Poşet’e dair uygulamaya ben de tarafım.
Güzel bir düşünce ve karar.

Ama merak da ediyorum; hükümet bu poşet karmaşa ve komplikasyonunu nasıl lehine çevirecek.

Çünkü hepimiz alışveriş yapıyoruz.

Geçen gün markette, kasada sıra bekliyorum.
Zavallı kasiyer son derece kibar ve zarif bir dille teyzeye soruyor;
Poşet istermisiniz.?

Teyze bir hışımla kızcağıza bakıyor ve sanki kem söz etmiş gibi;

Hayır istemem, kendim taşırım.! diyor ve aldıklarını kucaklayıp, sinirle kapıya yöneliyor…

Açıkçası “ücretli poşet” uygulamasının, seçim arifesinde neden bugün uygulamaya sokulmasına, ben akıl erdiremedim.

Espirisini bilen önden buyursun…

Ama arkadaş; sanki kendi topuğuna kurşun sıkar gibi, seçime giderken zamanlama sizce de “manidar” değil mi..?