55. Hükümet,
ANASOL-D Hükümeti,
(Haziran-1997/Ocak-1999)Mesut Yılmaz’lı Anavatan Partisi, Ecevit’li Demokratik Sol Parti ve Cindoruk’lu Demokrat Türkiye Partisi,Deniz Baykal’ın CHP’sinin de dışardan desteğiyle kurulan hükümet.

11 Kasım-1998…
Kanal 6’nın, akşam ana haber bülteni,
Korkmaz Yiğit’e ait bir kaset yayınlanıyor.
Kim bu Korkmaz Yiğit.?
O dönemde Bank Ekspres’in sahibi,
Ahmet Özal’dan Kanal 6 ve Kanal E’yi, Aydın Doğan’dan Milliyet, Dinç Bilgin’den Yeni Yüzyıl Gazetesini satın alarak medyaya giren ve gün be gün kamuoyunca adı gündemden düşmeyen birisi…

Türkbank (Türk Ticaret Bankası)ihalesini de kazanıyor.
Fakat durum göründüğü kadar basit değil.
İhalenin perde gerisinde yaşadıkları nedeniyle “Polis beni alırsa yayınlansın” diye bir video çekiyor.
Video’da ana konu, Türkbank ihale sürecinde Alaattin Çakıcı’nın rolü ve Korkmaz Yiğit’le yaptığı telefon görüşmeleri…
Haber bülteni başlıyor ve Kanal 6 ile Kanal E eş zamanlı Korkmaz Yiğit’e ait bu kaseti yayınlıyor.
“Onunla konuşurken tükürüklerim kuruyor, vücut kimyam bozuluyordu.
Konuşmam diyemiyordunuz,
…………………”

Ortalık karıştı.
Sadece bu ikili değil; ANAP’lı bakan Eyüp Aşık’ın da Çakıcı ile telefon görüşmeleri yaptığı ortaya çıktı.
Dolayısıyla, kirli ilişkilere ANAP’da dahil olmuş oldu.
Deniz Baykal hükümetten desteğini çekti.
Ve, 55. Hükümet düştü.

Son günlerde ilginç olaylar oluyor.
Mesela, Kripto Para üzerinden vurgun yapan/dolandıran ve ülkeden kaçan birisinin fotoğrafları yayınlanıyor.
Filan siyasetçiyle,
Falanca bakanla,
Feşmekanca milletvekili veya oğluyla…
Ve ne manidardır ki; Arnavutluk gibi bir ülkeye kaçan bu şahıs, bir türlü yakalanmıyor/yakalanamıyor.
Yoksa yakalamak istenmiyor mu; onu bilemem.

Akabinde, yurtdışında olan Sedat Peker video serisi yayınlamaya başlıyor ve ikinci yayını da yapıyor.
“Sonrakileri de bekleyin/görün; Ben aklımı tatile gönderdim.
Adeta, azdan az çoktan çok gider bağlamında; neler söyleyeceğim neler”, diye devam ediyor…
Henüz yayınlanan kısmıyla dahi, az-buz şeyler söylemiyor.
Hem de, çok az kişinin veya istihbarat örgütlerinin bilebileceği şeyleri, yer/zaman ve isim zikrederek konuşuyor.
Üstelik bunlar,kamuoyunca bilinen/meşhur isimler.
Adeta, savaş baltaları çekilmiş gibi…
Sanki Peker, "Pandora’nın Kutusunu" açtı/açıyor.

Abdurrahman Dilipak gibi muhafazakar camianın sembol ismi bile, konunun hassasiyet/anlam/kapsam ve önemini öne çıkartarak “ Şimdi Tevbe Zamanıdır” başlıklı yazısında şunları söylüyor;
“Peker’in (Sedat Peker) açıklamaları Wikileaks’dan daha beter vurdu.
Bu süreç Ankara’yı da vurur.
Bu işten sadece AK Parti değil, diğer partiler de payını alır.
Bu işten Sermaye, siyaset, bürokrasi, STK’lar, Media herkes payına düşeni alır. Mafia deyip geçmeyin.
Bu iş yargıya da uzanır, akademiye de…
Dahasını da söyleyeyim Cemaat yapılarından bazılarına da ulaşır.”

Durum benim de dikkatimi çekti.
Yukarıda bahsettiğim Korkmaz Yiğit-Alaattin Çakıcı/Türkbank İhalesi ve düşen 55. Hükümeti anımsattı.
Hadi hayırlısı diyelim ama bu durum sanki yılın ikinci yarısında olacak/olası ekstrem/şaşırtıcı ve sonuçları itibariyle manidar olayların işaret fişeği gibi geldi…
Belki ben evham yapıyorumdur,
Belki de komplo teorisi üretiyorumdur…
Fakat bir şeyler farklı/rutindışı/normalüstü/değişik,
Evham yapmaya/komplo teorisi üretmeye çok davetkar…