Muhteşem yalnızlık ve iktidarlar
Allah, kimseyi iktidar yanlısı yazar ve yorumcuların düştüğü duruma düşürmesin!
Yok, yok; dalgasına demedim.
Gerçekten içimden gelerek söyledim.
Hatırlayın;
Bahçeli “Öcalan konuşsun.” dedi,
Bizim muhteremler görevden vazife çıkarttılar,
Hemen başladılar…
Devlet aklı mı dersin,
Ak sakallılar, ak saçlıların derinliği mi dersin,
Bahçeli’nin bilgeselliği mi dersin,
Akla gelen her türlü gizemik ve sofistike güzellemelere başladılar.
Neredeyse Öcalan’ı, değeri bilinmeyen kayıp bilge lider/Turkish Mandela gibi lanse edeceklerdi…
Onları okuyup dinleyince vallahi ben bile az kalsın Öcalan vasıtasıyla terör sorunun çözüleceğine inanacaktım…
Adamlar daha yeni ısınmışken,
Öcalan’ı sayın’laştırmaya doğru giderken,
Öcalancı çözümselliğin ateşi henüz harlanırken bir anda kayyım ataması başlanmasın mı…
Ulan! Ülkede bu gündemsel hız da neyin nesi!
13 ay değil, 13 hafta değil; daha 13 gün önce “Öcalan konuşacak terör bitecek”den, “Öcalancı mücrim belediyelere kayyım atanmasına” gelindi!
Eyvah eyvah…
Yahu kayyım deyince de,
En çok da Ahmet Türk’e üzüldüm.
Adamın başına gelen valla pişmiş tavuğun başına gelmedi.
Üçüncü kez seçildi ve üçüncü kez kayyım atandı.
“Yedi kere geldim altı kere gittim” diyen Demirel’e nazire yapar gibi…
Bre Arkadaş!
Hadi, ilkinde gözden kaçırdınız ve “temiz kağıdı” verip “aday olabilir” dediniz,
Ama ikincide nasıl aday yaptınız?
Hadi onu da geçtik, ya üçüncüde…
Yahu!
Bu adam daha 3-4 gün önce Cumhurbaşkanı Yardımcısı’yla birlikte Şanlıurfa’da Şenyaşar-Yıldız ailelerinin barıştırılma töreninde barış elçisiydi.
3-4 gün sonra nasıl teröriste dönüşüverdi!
Bugün başına gelecekleri bilse gider miydi diyeceğim ama bilse de giderdi bence…
Yoksa iktidar bu adamın soyadına mı gıcık?
Hani, Reis bir ara “Bütün milliyetçiliği ayaklarımın altına aldım!” demişti ya;
Oradan Ahmet Türk’e de subliminal mesaj vermiş,
“Türk-Mürk gibi soyadı olmaz! Değiştir onu!” demek istemiş,
Kürt Ahmet de Türk soyadını kullanmaktan vazgeçmediği için başına bunlar gelmiş olabilir mi ki acaba?
Hani, bıyıksız erkek olmaz dediği için AKP’lilerin pek çoğu bıyıklanmıştı ya onun gibi…
Daldan dala atlıyorum ama biliyor musunuz,
AKP iktidarı DEM Parti’ye öyle bir güzellik yaptı ki; özel sipariş etseler kendileri bile bu kadarını satın alamazlardı!
Nasıl teröristbaşı Öcalan’ı on günde sempatik bir barış güvercinine çevirdilerse,
Sabahtan akşama,
24 saat bile geçmeden,
En uzak duranlara bile DEM Parti’yi sepsempatik hale getirmeyi becerdiler!
DEM Parti, çuvalla para verse böylesi bir PR yapamazdı!
Bu arada,
Atatürkçülük konusunda da aynısı oldu.
Bu iktidar, Atatürk’ü anma toplantılarında bile anmayarak,
Ansa da, dil ucuyla, sadece “Mustafa Kemal” deyip “Atatürk’süz” anarak,
Kendilerince, aktif veya pasif nitelikli ne kadar eleştiri yaptılarsa; bu halkın o kadar fazla ilgi, alaka ve merakı Atatürk’e yöneldi.
Belki neden ve niçin olduğunu bile bilmeden Atatürkçülüğe mesafeli duranların uyanışına vesile oldular ve onların da Atatürk’ü tanımasını sağladılar!
Durun durun,
Konuyu dağıttım iyice…
İktidar yanlısı yazar ve yorumcular diyordum…
Kayyım atamaları sonrası bakalım ne diyecekler?
Yeniden Öcalan düşmanlığına nasıl geçiş yapacaklar?
Açıktan olmasa da,
İçten içe, “Yahu bu kadar da olmaz yani! Bizi peçeteye çevirdiniz!” mi diyecekler,
Yoksa “Zaten böyle olacağını biliyorduk! Muhalefet ne diyecek diye öyle söylüyorduk” mu diyecekler!
Kesin çark edecekler de, nasıl çark edeceklerini ben de merakla bekliyorum doğrusu…
Bu arada,
Bir de, CHP ve Kılıçdaroğlu konusu var.
Arkadaş!
Bir insan, hiç mi susmaz,
Hiç mi kenara çekilmez,
Ve hiç mi haysiyetini düşünmez?
Ulan!
Ülke gündemi alev alev,
İktidar, topuyla tüfeğiyle CHP’ye saldırıyor,
Ama birileri çıkmış Kılıçdaroğlu’nun araçları diyor,
Korumalarının yemek parası diyor,
Daha bilmem ne, deyip duruyor!
Yahu, Muhteremler!
Bu neyin hırsı,
Bu husumet neden!
Mahalle yanıyor, siz saç tarama derdindesiniz!
Neyse geçtik,
Konuşmaya değmez!
Bitireyim en iyisi…
Pardon pardon…
Az kalsın unutuyordum,
Yaşananlara ve diğer bazı konulara dair kimi AKP yönetici ve siyasetçilerinin açıklamaları var.
Bahsetmemek olmaz.
Mesela AKP Meclis Grup Başkanı Abdullah Güler demiş ki:
“Belediye başkanlıkları suç işleme alanı değildir!”
Haklısın Muhterem,
Haklısın!
Belediye muhalif mi?
Al görevden,
Rant büyük mü?
Al elinden,
Ahmet Türk mü?
Soyadını değiştirip öyle gelsin,
AKP’li belediye?
Suçtan azade, muaftır,
Suçu sabit AKPliler?
Zaman aşımındadır,
Ya kaymakam?
O şimdi kayyım,
Peki vali?
Belediye başkanvekili,
Demokrasi nerede?
Kime ne gerek?
Seçmen mi?
O da kim?..
Bahçelinin çıkışı?
Devlet aklıdır,
Adalet Bakanı?
Bırak, yargı işini yapsın,
İçişleri Bakanı?
Hala İstanbul’da aklı,
Erdoğan’ın bakışı?
Reis ne derse haktır, hakikattir ve haklıdır!
Arkadaş!
Bazı AKP’liler ne yiyor ne içiyor; anlamakta zorlanıyorum.
Bir Sakarya vekili var ki sözleri akla ziyan.
“Eğer bu iktidar başta olmasaydı siz yiyecek ekmek bulamazdınız, vatanınız olmazdı!” diyor!
He yav, he he!..
Bu sözler karşısında insanın aklını kafatasında tutabilmesi bile inanın çok zor.
Sanki 20 yıl önce Türkiye’de ekinler başak tutmuyor,
Ahali, buğdayın başaksız kısmını yiyordu!
2002’de nüfus 65 milyondu,
Buğday üretimi 20 milyon ton!
2024’de nüfus 85 milyon,
Buğday üretimimiz 22 milyon ton…
Ulan!
Birilerine yaranmak,
Konuşmuş olmak için konuşmak,
Veya yalakalığın dibine vurmak istiyorsan konuş,
Bunun sağlığa bir zararı yok!
Ama birazcık olsun destekli konuş be muhterem!
Hele bir de Kocaeli Belediye Başkanı var ki evlere şenlik!
Ahmak Davası üzerinden güya İmamoğlu’na çakacak.
“…O zaman ben de sana söylüyorum bu bir suç değilse sen ahmaksın Ekrem İmamoğlu. O zaman dava açmayacaksın.
Susuyorsak edebimizden susuyoruz ha!..”
Bak bak!
Bir de edebinden susuyormuş!
Eğer edebinden sustuğun halin bu ise, edepsiz halinden Allah esirgesin!
Aynı konuşmada bir cümlesi daha var ki; tam bir ikrar:
“Biz bir ülkeyi karıştırmak için operasyon yapacağız diyelim, o zaman karamsarlık yayın deriz.”
Bence yapmadığınız bir şey değil başkan!
Belki de en iyi yaptığınız şey;
Önce millete eşeğini kaybettir, sonra bul ve sonrasında ise “eşeğini buldum, oyunu bana ver” diye minnet altına sok!
“Onlar konuşur Ak Parti yapar!” değil mi başkan!
Bu arada,
Sizin de dikkatinizi çekti mi, bilmiyorum ama benim dikkatimi çeken bir görüntü gerçekten manidardı.
Ülkenin sınırları delik deşikken,
Her gelen girebiliyorken
İstanbul’un göbeğinde Esenyurt belediye binasının etrafının bariyerlerle kapatılması ne kadar trajikomik değil mi?..
Yıllar, yıllar önce,
Daha AKP iktidar olmamışken
Başörtülü kadınların girişini engellemek için üniversite kapılarına polis bariyerleri çekilirdi.
Şimdi AKP iktidarda,
Esenyurt belediye binasının etrafı polis bariyerleriyle çevrili,
Ve girmek isteyenler engelleniyor…
Ne kadar dramatik ve ironik değil mi?..
Şunu sorabilirsiniz:
“Peki de Arkadaş!
Madem öyle,
Olanlar ve olacak olanlar madem iktidarın işine yaramıyor;
Bunca yapılan mühendislik,
Siyasal manevra,
Almalar, atamalar, gözaltılar, tutuklamalar boşuna mı yapıldı, yapılıyor ve yapılacak?
İktidara ne kaldı ne kalacak?
Cevap veriyorum:
—Kutuplaştırma stratejisi tutmadı,
—Toplumsal tepkisizlik tehlikeli bir hal aldı,
—İktidara ise “Muhteşem Yalnızlık” kaldı!
Muhteşem yalnızlık bumerang gibidir,
Kısır döngüsellik de içerir,
Sıktığın her kurşun kendi topuğuna gelir.
Ve dünyanın herhangi bir ülkesinde herhangi bir iktidar “Muhteşem Yalnızlık” ile malul olmuşsa iktidarda kalması mümkün değildir!
Ezcümle
Bugün Salı,
Bahçeli konuştu ve ağzındaki baklayı çıkarttı.
“Sayın Erdoğan millet sevdalısıdır, bize göre tek seçenektir.
Erdoğan bir daha seçilmelidir!
Bu kapsamda yeni Anayasa yapılmalıdır!”
Aslında ne diyor veya ne demek istiyor?
“Sayın Erdoğan millet sevdalısı ve bize göre tek seçenek değildir.
Erdoğan bir daha asla seçilmemelidir.
Bu kapsamda yeni bir Anayasa yapılmamalıdır!”
Peki, onca söylediği diğer sözler?
Zemin hazırlama,
Kafa karıştırma,
Ve asıl fikrini kamufle sözleridir.
Olacakları yaşayacak ve bunun böyle olduğunu hepimiz göreceğiz!
Güncelite
TÜPRAŞ’ta patlama olmuş,
Rutin, doğal ve tesadüfen mi acaba…
Yoksa son günlerde,
Gizliden gizliye “Mehmet Şimşek değişmeli” diyen İstanbul sermayesine bir gözdağı mı…
Yok yok; ciddiye almayın,
Öylesine aklıma geldi ve söyleyiverdim!
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
egemen