Erkan Yılmaz

Erkan Yılmaz

Kısa kısa; Kısadan hisse…

Kısa kısa; Kısadan hisse…
Çözüm Önerisi

Seçim barajı %7 olacakmış…
Bence yanlış ve oldukça riskli,
Maazallah, MHP %6 veya %5,99 filan alırsa ne olacak…
En iyisi mi, gelin beni dinleyin…
Kenan Evren gibi yapın.
Hani, "1982'de Anayasa için vereceğiniz oy, benim de Cumhurbaşkanlığıma oy vermektir…" demiş ve seçilmişti ya…
Aynen onun gibi, siz de deyin ki;
"%10'luk seçim barajı kaldırılmıştır.
Baraj, yüzde kaç oy alırsa alsın; MHP'nin alacağı oy oranıdır…"
Bu kadar basit.
Bu sayede, MHP'nin bir seçim kazasına kurban gitme ihtimali de sıfırlanmış olur.

***

Zavallı Halimiz,

Sezen Aksu'nun olay olan şarkı sözlerine, ben de baktım.
Koroya uyayım, ben de onlar gibi konuşayım birazcık;
"Bu kadın resmen kafayı yemiş,
Sen bu sözleri nasıl edersin be ya…
Nedimin deyişiyle;
Sen ol cellâd-ı din, düşman-ı iman mısın kâfir…"

Peki, "o kadın" ne yapmış, ne yapmış?..
İroni yapmış,
Gönderme yapmış,
Teşbih yapmış,
Kinaye yapmış,
Tecahül-ü arif yapmış…

Yahu kadın,
Ademoğlunun ne hale geldiğini görmez misin,
Sen, günümüz insanının hala düşünebildiğini mi düşünmektesin,
Sen hala, Ademoğlunu "arif" sanıp "…tarif gerekmez" diye "Adem-Havva" metaforu nasıl yaparsın!..
Geri kafalısın, geri…
Cehaletin kol gezdiğini, pirim yaptığını, ödüllendirildiğini göremeyecek kadar geri…
Sözün özüne iniyor, derin sözler ediyor, düşünmeyi kaybetmişi "düşündürtmek" istiyorsun!..
Bunlar "eskidendi, çok eskidendi" minik serçe…
Sen hala,
Ahmet Haşim'in dediği gibi;
"Melali(keder-hüzün) anlamayan bir nesle aşina değiliz,
Sana yalnız bir ince taze kadın,
Bana yalnızca eski bir budala
Diyen bugünkü beşer,
Bu sefil iştiha, bu kirli nazar,
Bulamaz sende, bende bir mânâ…" diye, düşünmek istesen de;
Eskidendi, ahhh çok eskidendi,
Seni anlayabilecek o "Anadolu İrfanı" çok eskidi, eskitildi,
İrfan'ın adı kaldı, içi boşaltıldı,
Maarif takvimindeki "Çocuğunuza İsim"den ibaretleşti!..
Seni anlayanlar,
Bir şey dediğinde, ne demediğini algılayanlar,
Yani o güzel, irfan sahibi insanlar,
Aşağılanıp horlandılar,
Çamur deryasında, kirlenmekten sakındılar,
Güzel atlara binip, dağlara taşındılar,
Mağaralara kaçtılar,
Münzevileştiler!..
Artık devir değişti babalık,
Köprünün altından çok sular geçti.
Dindar dincileşti,
İrfan maddeleşti,
Din maskeleşti,
Çok şey gibi; din de, bir tarlaya dönüştü.
Hani, sen bilirsin; Halil Cibran der ya;
"Din bir tarladır insanlar için,
Sadece menfaati olanlar sürer o tarlayı…
Kimi cennete gitmeyi umut eder dindarların,
Kimi de cehennem ateşinden korkar cahilce…
İbadet etmezdi insanlar hiçtir Tanrı'ya;
Yeniden dirilme korkusu olmasaydı…
Ve inkar ederlerdi Tanrı'yı;
Sevap beklentisi olmasaydı…
Sanki, din bir ticarethanedir onlar için; işlettiklerinde kazanıp, ihmal ettiklerinde zarara uğradıkları!.."
Devir, tam da bu devir Sezencik…
Eğer ki;
Taraf değilsen,
Hakim güce destek vermiyor,
Yanlışa yanlış diyor,
Ganimeti reddediyor,
Tapınmıyor,
Eğilmiyor,
Üstüne üstlük, bir de eleştirel oluyorsan;
"Havada bulut var" desen; "sen bize nasıl ördek dersin" iddiasıyla yargılanacağını,
Hatta yargısız infaza uğrayacağını bilmez misin be kadın!..
Sen hala "insan düşünen bir varlıktır" diye düşünüp şarkı yapıyor ve "anlayan anlar" diyorsan;
Heyhattt…
Şaşarım sana Sezen Aksu, şaşarım sana!..
Ama var ya;
Bu şarkıyı yazarken,
Bence her şeyin farkındaydın…
Daha önceleri dediğin gibi;
"Ne gemiler yaktım,
Ne gemiler yaktım.
O kadar yandı ki canım,
Sonunda karşıdan baktım…" dedin ve;
"Yazmadığın bir hikayede,
Uzun ya da kısa vadede,
Az biraz keşfediyorsun;
Öteki olabilmeyi,
Yerine koyabilmeyi,
Geride durabilmeyi,
Öğreniyorsun…" diye söyledin ama "Ne yapayım, Allah da beni böyle yaratmış işte…" diyerek geride duramayıp;
"Kor ateşlerde yürütmeliyim
Değirmenlerde öğütmeliyim
Kazanmalı, kaybetmeliyim…" diyerek, bile bile ateşe yürüdün.
Maskeleri düşürmek,
Riyakârları bağırtmak,
Din kalpazanlarını meydana çıkartmak için ateşte yürüdün.
En günahsız olması gerekirken, en günahkar olanın ilk taşı atacağının farkındaydın.
Ama olsun; bedelse bedel dedin,
Fark edilsin istedin,
Ve gösterdin,
Fark ettirdin,
Farkındaydın, farkındaydın!..

***

Trajikomikliğimiz

Bir TV kanalı,
Program yöneticisi ve üç-dört tane yorumcu,
Konu: Küresel Sorun Enflasyon,
Yorumculardan birisi, "mandasız ekonomist" bir konuk, gelişmiş ülke ekonomilerinin bile bizden ne kadar kötü olduğunu anlatıyor.

Rakamları tabloya aktarmış;
ABD 7.0
Euro Bölgesi 5.0
Almanya 5.3
Fransa 3.4
İspanya 6.7
İtalya 4.2
Belçika 6.4
Türkiye 36.08

Mandasız ekonomist abimiz hararetle anlatırken, programın daimi yorumculardan birisi;
"Bunlar niye toplanıyor hocam, ortalaması alınması lazım değil mi? Altta 36……… yazıyor" diye söylemez mi…
Yerli ekonomist abimiz hemencecik ve ağız çabukluğu ile;
"Yok, bu Türkiye'nin enflasyonu, toplama değil o…" diyerek, güzellemesine ve diğer ekonomilerin daha perişanlığını anlatımına devam ediyor.

Zordur zor,
İnanın çok zor,
İmkansızı ve insanın kendisinin bile inanmadığı bir şeyi savunmak çok zor.
Ne yaparsan yap; zırt-fırt diye, bir şekilde patlak veriyor işte…

***

Hayranım bu Merkel'e…

Artık yeter, zamanı geldi dedi ve Almanya Başbakanlığını zirvedeyken bıraktı.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri üst düzey bir danışma kurulu başkanlığı görevi teklif etmiş,
Teşekkür edip reddetmiş…
Bizde olsa var ya….
"Ölümüne ve ölene kadar kabul…" derdik!..

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
  • Hakan Demirci
    Gündeme dair güzel oldu, teşekkürler...
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet elektronik sigara cinsel sohbet su böreği sipariş oyun haberleri tıkanıklık açma dijital pazarlama ajansı galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı