Yeni Zelanda diye bir ülke var.
Büyük Okyanusta bir ada devleti.
Avusturalya'nın güneyinde kalıyor dersem, kafanızda daha somutlaşabilir.
5 milyon civarı nüfusu var.
Kişi başına milli geliri 40-45 bin dolar civarında.
Sosyal, siyasi ve ekonomik açıdan yetkin ve gelişkin bir ülke.
Terör saldırısıymış, toplumsal kargaşaymış, etnik çatışmaymış; pek yaşanmayan bir ülke.

Hatırlarsınız,
2019 yılında radikal bir Hristiyan, iki camiye saldırı düzenleyip katliam yapmıştı da bütün dünya buna şaşırmıştı.
Daha doğrusu böyle bir olayın Yeni Zelanda'da yaşanmasına şaşırmıştı.
Demem o ki;
Yönetsel açıdan zorluk derecesi yüksek kimi coğrafya ve ülkeler gibi yöneticisini yoran, yıpratan ve tüketen bir ülke hiç değil.
Bu ülkenin bir de başbakanı var.
Jacinda Ardern,
Bir kadın ve bir anne.
2017'de,
Daha 37 yaşındayken başbakan oldu.
Şuanda 42 yaşında.
Beş yıldır nasıl başbakanlık etti acaba diye sorarsanız;
İyi etti, güzel yönetti ve Yeni Zelanda halkı çok memnun...
Eminim seçime girse yine gelir.
Ama o, bambaşka bir şey yaptı ve siyasette zirvedeyken bırakabilmek nasılmış tüm dünyaya gösterdi.

Geçen gün bir açıklama yaptı ve dedi ki;
"Şubat ayında görevi bırakıyorum.
Benden buraya kadar.
Bu işin insandan neler götürdüğünü biliyorum,
Ve artık bunu yapacak gücüm kalmadığının ve bu işin hakkını verecek kadar iyi olmadığımın farkındayım.
İşte bu kadar basit…
Politikacılar da bir insandır.
Ve benim için zaman doldu,
Artık ailem ile vakit geçirme zamanı…"

Türkiye'de ve Türk siyasetinde kimse üstüne almasın.
Salak(!) bir başbakanın zırvaları bunlar; dikkate bile alınmasın!
Parti başkanlıklarında, iktidarda, siyasette ölümüne ve ölene dek mücadeleye devam.
Türkiye siyaseti teneşirliktir, müebbettir.
Siyaset yapmak ilelebettir.
"Benden buraya kadar" diyen, terk eden sevgili gibidir.
Aşkı sönen, hizmet aşkı körelendir.
Buna bizde korkaklık denir…

Ey Türk Siyasileri,
CHP'lisi, AKP'lisi, İyi'si, Deva'sı, Gelecek'lisi,
Kısaca hepsi…
Sizler cesursunuz,
Kurtsunuz, aslansınız, kaplansınız!
Vazgeçmezsiniz,
Vazgeçilmezlersiniz,
Kutsal seçilmişlersiniz!
Sakın ha, bırakmayın,
Buraya kadar filan demeyin!
Eğer ki bırakırsanız;
Bu milleti, başı kesilmiş tavuk gibi biçare bırakırsınız.
Bu ahali, yolsuz-yolaksız ve avare kalır,
Alimallah, ülkenin istiklal ve istikbali karanlığa gark olur!