Evet; Neredeydik, nereye geldik!..
—Savruluyor muyuz Troyalı?..
—Nereye?
—Bir uçtan öbür uca…
Öyle diyor bana; hiç orta noktan yok, ifrat-tefrittesin…
Sence de öyle mi?..
—Bence de öyle,
Ama sen bu'sun,
Orta yolcu olamazsın,
Herkes gibi sen de, doğanın gereği gibi davranırsın.
—Bu kötü bir şey mi Troyalı?..
—Kötü mü, daha mı kötü bilemem,
Ama senin gerçeğin de bu…
Susamıyorsun,
Sus-pus'laşamıyorsun…
Düşünmeye başladın; kavruluyorsun,
Kavruldukça; savruluyorsun…
Boşver takılma,
Çünkü sen bu'sun…
İnkar etmiyor,
"Yanlış yapmışım" diyebiliyor,
Doğruya yanaşabiliyorsun!..
Sana son bir tavsiye;
Savrulmaktan korkma,
Ama savurmadan savrul…
O birisi, "savruluyorsun…" der; bence, doğrudur da.
Çünkü seni iyi tanır…
Ama sen, yine de güzel savrul!..
***
Geçen gün TV'de, Ali Saydam konuşuyor.
Konu ekonomi,
Enflasyon,
Artan fiyatlar…
Almanya'ya-İngiltere örnek veriliyor,
"Onlarda bile fiyat artışı ve enflasyon var…" diyor.
El insaf yahu,
El insaf…
Almanya'da enflasyon % 5,
İngiltere'de % 3,
Bizde, resmi olan % 20,
Gerçek/hissedilen/yaşanan ise; onu da, bir Allah bir de asgari ücretli bilir!..
"İslam'ın şartı beş, altıncısı da haddini bilmektir" derler.
Bir defa olsun, bir defa; eğri oturup doğru konuşmak lazım.
Almanya ile İngiltere ile Türkiye kıyası,
Yapmayın, etmeyin…
Adamlar Avrupa'nın lokomotifi;
Biz ise, vagon olmak için sıradakiyiz.
Popülizm için bile olsa; bu kadarı da olmaz, olamaz…
Kimse inanmaz, kimse bunu yemez!..
Böyle bir kıyas mı olur bea…
Yahu senin bütçen bile, adamın para birimiyle ifade ediliyor.
Adam o.ursa biz ishal oluyoruz.
Adam üflese bizde tsunami oluyor.
Adamla aynı resim karesinde yer almak için yırtınıyoruz.
Sonra da, işemeyi bile beceremezken, bu adamlarla sidik yarıştırmaya, kıyasa giriyoruz.
***
Bir diğer husus;
Dışişleri Bakanımız, on ülke elçilerinin yayınladıkları bildiriyle ilgili konuşuyor.
"Genç sefirlerin/elçilik çalışanlarının" işi diyor.
Çok gülesim geldi.
Hani "Genç Subaylar rahatsız" derlerdi ya…
O geldi aklıma.
Bu jargon bakanımız sayesinde diplomasiye de girdi.
Ne garip değil mi,
Herkesi kendimiz gibi sanıyoruz.
Güya, bu bildiriden ülkelerin haberi yok ve "genç sefirlerin" fevri bir çıkışı; öyle mi!..
Demek ki öyle "imiş"…
Koskoca bakan bilmeyecek de, biz mi bileceğiz!..
—Nereye?
—Bir uçtan öbür uca…
Öyle diyor bana; hiç orta noktan yok, ifrat-tefrittesin…
Sence de öyle mi?..
—Bence de öyle,
Ama sen bu'sun,
Orta yolcu olamazsın,
Herkes gibi sen de, doğanın gereği gibi davranırsın.
—Bu kötü bir şey mi Troyalı?..
—Kötü mü, daha mı kötü bilemem,
Ama senin gerçeğin de bu…
Susamıyorsun,
Sus-pus'laşamıyorsun…
Düşünmeye başladın; kavruluyorsun,
Kavruldukça; savruluyorsun…
Boşver takılma,
Çünkü sen bu'sun…
İnkar etmiyor,
"Yanlış yapmışım" diyebiliyor,
Doğruya yanaşabiliyorsun!..
Sana son bir tavsiye;
Savrulmaktan korkma,
Ama savurmadan savrul…
O birisi, "savruluyorsun…" der; bence, doğrudur da.
Çünkü seni iyi tanır…
Ama sen, yine de güzel savrul!..
***
Geçen gün TV'de, Ali Saydam konuşuyor.
Konu ekonomi,
Enflasyon,
Artan fiyatlar…
Almanya'ya-İngiltere örnek veriliyor,
"Onlarda bile fiyat artışı ve enflasyon var…" diyor.
El insaf yahu,
El insaf…
Almanya'da enflasyon % 5,
İngiltere'de % 3,
Bizde, resmi olan % 20,
Gerçek/hissedilen/yaşanan ise; onu da, bir Allah bir de asgari ücretli bilir!..
"İslam'ın şartı beş, altıncısı da haddini bilmektir" derler.
Bir defa olsun, bir defa; eğri oturup doğru konuşmak lazım.
Almanya ile İngiltere ile Türkiye kıyası,
Yapmayın, etmeyin…
Adamlar Avrupa'nın lokomotifi;
Biz ise, vagon olmak için sıradakiyiz.
Popülizm için bile olsa; bu kadarı da olmaz, olamaz…
Kimse inanmaz, kimse bunu yemez!..
Böyle bir kıyas mı olur bea…
Yahu senin bütçen bile, adamın para birimiyle ifade ediliyor.
Adam o.ursa biz ishal oluyoruz.
Adam üflese bizde tsunami oluyor.
Adamla aynı resim karesinde yer almak için yırtınıyoruz.
Sonra da, işemeyi bile beceremezken, bu adamlarla sidik yarıştırmaya, kıyasa giriyoruz.
***
Bir diğer husus;
Dışişleri Bakanımız, on ülke elçilerinin yayınladıkları bildiriyle ilgili konuşuyor.
"Genç sefirlerin/elçilik çalışanlarının" işi diyor.
Çok gülesim geldi.
Hani "Genç Subaylar rahatsız" derlerdi ya…
O geldi aklıma.
Bu jargon bakanımız sayesinde diplomasiye de girdi.
Ne garip değil mi,
Herkesi kendimiz gibi sanıyoruz.
Güya, bu bildiriden ülkelerin haberi yok ve "genç sefirlerin" fevri bir çıkışı; öyle mi!..
Demek ki öyle "imiş"…
Koskoca bakan bilmeyecek de, biz mi bileceğiz!..
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
Hakan D.