Bence "Türk Hava Kurumu"nu yakın!..
Türk Hava Kurumu…
1925'de kurulmuş,
Cumhuriyetimizle yaşıt…
"Havacılık Federasyonu" yetkisine sahip, "kamu yararına çalışan dernek" statüsünde…
Cumhurbaşkanı, Kuvvet Komutanları ve Ankara Valisi, THK'nın doğal üyesi.
Halen de, Sayın Cumhurbaşkanımız THK'nin "Onursal Genel Başkanı"…
İki senedir, dernekler kanunu çerçevesinde atanan kayyumca yönetiliyor.
Türkiye'nin en büyük yangınını yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz.
Ama THK tartışmaları yangının felaketini aştı!..
Vay efendim THK'nın uçakları nuh-u nebiden kalmaymış da,
Antikaya dönmüşmüş de,
Kuşlar yuva yapıyormuş da,
Üzerinde otlar bitmeye başlamış da…
Hatta bir bakan, "onların uçakları uçma kapasitesine sahip bile değil" diyebiliyor.
"Onlar" dediği kim?
Türk Hava Kurumu…
Arkadaş,
Orman Bakanlığı da, Türk Hava Kuvvetleri de, AFAD da, Türk Kızılayı da, Türk Hava Kurumu da "bizimdir-bizdir-Türkiye Cumhuriyeti" demektir.
Sanki "Yunan Hava Kurumu"ymuş gibi nasıl "onlar" diye ifade edilebilir.
Şaşkınım doğrusu…
Evet, THK kötü yönetilmiş olabilir,
Yolsuzluk yapılmış olabilir,
Bir zümrenin tekeline geçmiş olabilir,
Birileri, kurumu babasının çiftliğine çevirmiş olabilir…
Peki de, bunun çözümü bu yapılan mı!..
Kurumu ölüme terk etmek,
Uçaklarına bile husumet beslemek mi!..
20 senedir iktidarsın,
Elinde her türlü "kontrol-denetim ve müdahale" yetkisi var,
Ki, buna istinaden kayyum atadın.
Mühür de sende, Süleyman da sen,
Ordu sen, dernek sen, kanun sen,
Her şey senin ve her yerde sen varsın!...
Bu ahval ve şerait altında;
Kurumu ıslah etmek,
Kurumun varlıklarını değerlendirmek,
Kurumu kötülerin elinden kurtarmak,
Kurumun uçaklarını tamir ettirip, uçar hale getirmek varken; siz ne yaptınız!..
Kurumu ötekileştirdiniz,
Uçakları çürümeye terk ettiniz.
Yangına hazır hale getirmediniz!..
Bunu da ben demiyorum,
Atanan kayyum söylüyor!..
Kurumu sevmeyebilirsiniz ama oradaki uçakların suçu ne!..
Kayyum diyor; "4 milyon dolar olsaydı, altı uçağımız uçar hale gelir ve yangınlara müdahale edebilirdik" diye…
Bu nedir, neyin husumetidir, neyin planıdır; vallahi-billahi anlayamadım.
Anlayan beri gelsin!..
Arkadaş,
THK'nın gelir kaynağı bu milletin yardımlarıdır,
Kurbanlarının derileridir,
Yani milli servettir,
Milletin verdiğidir.
Çürüyen/çürümeye terkedilen uçaklar da, bu milletindir,
Bu devletindir!..
Hadi, 20 senelik iktidarın ilk on yılını geçtik,
Hatta 17 yılını geçtik, diyelim.
Kayyum atandıktan sonra bile altı ay içinde kurum, "hırlıdan-hırsızdan-yolsuzdan-itten-çakaldan" ve hatta "her türlü muhaliften" temizlenir, pırıl pırıl olabilir ve bu uçaklar, uçuşa hazır hale getirilebilirdi!..
Kaynak mı yoktu,
Para mı yoktu,
Bütçe dengesi mi şaşacaktı!..
Yahu, biz nerelere ne paralar harcadık,
Kaynak aktardık,
Yardım ettik,
Destekte bulunduk…
Ama gel gelelim, konu THK olunca; ne para bulabildik, ne tamir yaptırabildik!..
Bence yakın o uçakları, yakın,
Lanetli uçaklar, onlar…
Hatta, bir kanun çıkartın ve THK'yı da lağvedin.
Hatta ve hatta THK'nın merkez binası da dahil; tüm gayrimenkullerini de yakın,
Nasılsa yangın denen melun her yerde çıkıyor, bugünlerde…
Yerinde yeller estirin.
Ve, THK denen "melanet" hafızalardan bile kazınsın.
Hani, İslam tarihinde "Mescid-i Dırar" vardı ya…
Bu THK'da aynen öyle galiba!...
Ve, aynen "Mescid-i Dırar" gibi yapın,
Yakın ve yıkın,
Akıbeti de aynı olsun!..
Yoksa içiniz soğumaz,
Neyin hıncıysa artık!..
1925'de kurulmuş,
Cumhuriyetimizle yaşıt…
"Havacılık Federasyonu" yetkisine sahip, "kamu yararına çalışan dernek" statüsünde…
Cumhurbaşkanı, Kuvvet Komutanları ve Ankara Valisi, THK'nın doğal üyesi.
Halen de, Sayın Cumhurbaşkanımız THK'nin "Onursal Genel Başkanı"…
İki senedir, dernekler kanunu çerçevesinde atanan kayyumca yönetiliyor.
Türkiye'nin en büyük yangınını yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz.
Ama THK tartışmaları yangının felaketini aştı!..
Vay efendim THK'nın uçakları nuh-u nebiden kalmaymış da,
Antikaya dönmüşmüş de,
Kuşlar yuva yapıyormuş da,
Üzerinde otlar bitmeye başlamış da…
Hatta bir bakan, "onların uçakları uçma kapasitesine sahip bile değil" diyebiliyor.
"Onlar" dediği kim?
Türk Hava Kurumu…
Arkadaş,
Orman Bakanlığı da, Türk Hava Kuvvetleri de, AFAD da, Türk Kızılayı da, Türk Hava Kurumu da "bizimdir-bizdir-Türkiye Cumhuriyeti" demektir.
Sanki "Yunan Hava Kurumu"ymuş gibi nasıl "onlar" diye ifade edilebilir.
Şaşkınım doğrusu…
Evet, THK kötü yönetilmiş olabilir,
Yolsuzluk yapılmış olabilir,
Bir zümrenin tekeline geçmiş olabilir,
Birileri, kurumu babasının çiftliğine çevirmiş olabilir…
Peki de, bunun çözümü bu yapılan mı!..
Kurumu ölüme terk etmek,
Uçaklarına bile husumet beslemek mi!..
20 senedir iktidarsın,
Elinde her türlü "kontrol-denetim ve müdahale" yetkisi var,
Ki, buna istinaden kayyum atadın.
Mühür de sende, Süleyman da sen,
Ordu sen, dernek sen, kanun sen,
Her şey senin ve her yerde sen varsın!...
Bu ahval ve şerait altında;
Kurumu ıslah etmek,
Kurumun varlıklarını değerlendirmek,
Kurumu kötülerin elinden kurtarmak,
Kurumun uçaklarını tamir ettirip, uçar hale getirmek varken; siz ne yaptınız!..
Kurumu ötekileştirdiniz,
Uçakları çürümeye terk ettiniz.
Yangına hazır hale getirmediniz!..
Bunu da ben demiyorum,
Atanan kayyum söylüyor!..
Kurumu sevmeyebilirsiniz ama oradaki uçakların suçu ne!..
Kayyum diyor; "4 milyon dolar olsaydı, altı uçağımız uçar hale gelir ve yangınlara müdahale edebilirdik" diye…
Bu nedir, neyin husumetidir, neyin planıdır; vallahi-billahi anlayamadım.
Anlayan beri gelsin!..
Arkadaş,
THK'nın gelir kaynağı bu milletin yardımlarıdır,
Kurbanlarının derileridir,
Yani milli servettir,
Milletin verdiğidir.
Çürüyen/çürümeye terkedilen uçaklar da, bu milletindir,
Bu devletindir!..
Hadi, 20 senelik iktidarın ilk on yılını geçtik,
Hatta 17 yılını geçtik, diyelim.
Kayyum atandıktan sonra bile altı ay içinde kurum, "hırlıdan-hırsızdan-yolsuzdan-itten-çakaldan" ve hatta "her türlü muhaliften" temizlenir, pırıl pırıl olabilir ve bu uçaklar, uçuşa hazır hale getirilebilirdi!..
Kaynak mı yoktu,
Para mı yoktu,
Bütçe dengesi mi şaşacaktı!..
Yahu, biz nerelere ne paralar harcadık,
Kaynak aktardık,
Yardım ettik,
Destekte bulunduk…
Ama gel gelelim, konu THK olunca; ne para bulabildik, ne tamir yaptırabildik!..
Bence yakın o uçakları, yakın,
Lanetli uçaklar, onlar…
Hatta, bir kanun çıkartın ve THK'yı da lağvedin.
Hatta ve hatta THK'nın merkez binası da dahil; tüm gayrimenkullerini de yakın,
Nasılsa yangın denen melun her yerde çıkıyor, bugünlerde…
Yerinde yeller estirin.
Ve, THK denen "melanet" hafızalardan bile kazınsın.
Hani, İslam tarihinde "Mescid-i Dırar" vardı ya…
Bu THK'da aynen öyle galiba!...
Ve, aynen "Mescid-i Dırar" gibi yapın,
Yakın ve yıkın,
Akıbeti de aynı olsun!..
Yoksa içiniz soğumaz,
Neyin hıncıysa artık!..
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.