Güçlü kadın
Güçlü kadın olmak, keyifli ama aynı zaman da bir o kadar zor bir duygudur.
Hayatın tüm akışını ve zorluklarını, sorumluluklarını, duygularını, karmaşalarını üzerinde taşıyan aynı zaman da dışarıya hiçbir şey belli etmeden yaşayan, bunca şeye rağmen tebessümüyle tüm yorgunluğunu saklayandır güçlü kadın.
Kadın küçük yaştan başlayarak öğrenir güçlü olmayı.
Çünkü evinde sorumluluk yüklenir kadına.
Çocukken ev işleri yapmayı öğretirler, büyürken başarı beklerler, evlenir, kendi sorumluluğu yetmezmiş gibi bir de başka bir insanın sorumluluğu yüklenir kadına.
O evin içinde hayatında ilk öğrendiği şeyi yapmaya başlar...
O evin içinde hayatında ilk öğrendiği şeyi yapmaya başlar...
Hizmet etmeye...
Annedir kadın...
Doğurur bir canın tüm sorumluluğu üzerindedir artık...
Yemez yedirir, içmez içirir, sevginin en saf halini verir evladına kadın...
Bu yüzden anne diye ağlar herkes.
Canı pahasına korur kollar evladını.
İlk öğretmeni olur, ilk aşkı olur, ilk heyecanı, ilk korkusu, ilk kahramanı olur.
Her şeyin en iyisi en güzeli evladının olsun diye çabalar kadın.
Onun gözünden akacak bir damla yaş için dünyaları yakabilir.
Hatta ve hatta sadece çocuğunun gülümsemesi için kendi hayatını feda edebilir kadın...
Aşktır kadın...
Sevmeyi bilirsen dünyaları serer önüne.
Sevgidir kadının temel duygusu.
Sevildiğini hissettiği yerde huzurludur, huzurlu olduğu yere hayat getirir.
Aşkta da güçlü olmak zorunda kalır kadın.
İdare eden kendisidir çünkü.
Yuvayı dişi kuş yapar derken bile atalarımız, kadınların üzerindeki sorumluluğu net bir şekilde anlatmışlardır aslında.
Kadın gülerse ilişki olur, kadın mutluysa mutlu eder.
Kadın güvende hissediyorsa kendini tüm benliğini koyar ortaya.
Kadın güvende hissediyorsa kendini tüm benliğini koyar ortaya.
İşçidir kadın...
Çalışır hem de öyle böyle çalışmaz.
En ince detaya kadar düşünür mükemmeli ortaya koymak için elinden geleni yapar kadın.
Ve
Ağlar kadın...
Güçsüz olduğu için değil, ağlayarak düşünür, durumu kabullenir, ders çıkarır, gözünün yaşını sildiğindeyse eskisinden daha güçlü kalkar ayağa...
Demem o ki...
Hayatta en büyük yükü kadın taşır.
Çünkü duyguları vardır kadının her şeyden önce.
Duygularını yöneterek tüm bu sorumlulukları üstlenmek hayata en büyük güç gösterisidir aslında.
Her erkeğin arkasında da mutlaka bir kadın vardır.
Annesidir, eşidir, sevgilisidir, teyzesidir...
Yoksa da söyledikleri vardır kulaklarında hep çınlayacak olan.
Kadını mutlu etmek en kolay şeydir aslında.
Bir güzel söz, bir saç okşanması kadına dünyaları verdiğinin anlamını taşır.
Sen ona bir verirsin o sana bin verir.
Güçlü bir kadının hayatına dost olmak da zordur eş olmak da...
Eğer hayatında güçlü bir kadın varsa , başka hiçbir şeye ihtiyacı yoktur insanın çünkü o kadın zaten senin her anın da yanında olacak kişidir.
Son olarak Ulu Önder'imizin bir lafını hatırlatmak isterim ;
"Kadınlarını geride bırakan toplum, geride kalmaya mahkumdur."
Mustafa Kemal Atatürk
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
A Kadir şeker
Zeynep Tosun
Serkan Tunç
Nilgün Çelik
Cebrail Koçtürk
Melike Doğan
Arzu uysal
Anar Muradov
Yeşim Köksal
Huriyeşirin