Rektör’den sorumlu sensin

Orada tutan sensin.

Rektör’ün zulmüne göz yuman sensin.

Yapılan şikayetleri görmezden gelen yine sensin.

Osmangazi’de göz göre göre gelen faciaya müdahale etmeyen sensin.

Böylesi önemli ve onurlu bir görevi sana tevdi eden Cumhurbaşkanı’nın güvenini sarsan sensin.

Ülkesi için canla başla, her türlü riski alarak, cesur ve cansiperane adım atan Cumhurbaşkanı’nın, en hassas olduğu FETÖ terörü  ve üniversal kalite konusunda rehavette olan sensin.

Sen; milletin, devletin ve Cumhurbaşkanı’nın üzülmesine sebep oldun.

Hal böyleyken; sorumluluk ve suçu Rektör’e yıkarak ve onun başını alarak kurtulamazsın.

Rektör gitmeli mi..!

Konuşmaya bile gerek yok.

Şuana dek hala o görevde duruyor olması bile vahamet.

Konuya dair pazartesi günü toplantı yapacakmış.

Toplantıyı beklemeden hemen açığa almalıydın: ki cenaze günü insanların siniri daha da kabarmasın.

 Buradan sana, özellikle sana soruyorum ey YÖK Başkanı..!
15 Temmuz’dan beri sana bağlı Osmangazi Üniversitesine ve YÖK’e kaç dilekçe verildi.?

 Sen ve senin rektörün  feryat ve mağduriyet ilanı olan bu dilekçeleri işleme mi aldı yoksa sümenaltı mı etti.?

 FETÖ’ye ait Fatih Üniversitesi ile eğitim protokolü imzalayan kişi neden hala rektörlük görevinde.?

 O protokol çerçevesinde işinin gereği olarak derslere giren bir hoca FETÖ nedeniyle altı ay tutuklu kalırken, mahkemelerde perişan olurken ve vebalı muamelesi görürken; Protokolü imzalayan rektör hala neden görevde.?

 ÖYP çerçevesinde 2005-2013 yıllarında üniversite kadrolarına alınan 27 bin personelin 20 biniyle ilgili soru çalarak kazandıkları hakkında ne diyorsun.?

 20 bin kişinin  12 bin tanesinin araştırma görevlisi olarak üniversitelerde olduğunu biliyor musun.?

 Ki, bu 12 bin kişinin içinde Volkan Bayar ve eşinin olduğundan bihaber misin.?

 Volkan Bayar’ın eşinin evlenmeden önce çok düşük puan aldığı ama evlendikten sonra bir anda yüksek puan alarak üniversite kadrosuna girdiğini de mi bilmiyorsun.?

 Bu 12 bin kişiyi tespite dair yapılan çalışma sana geldiğinde ne yaptın.?

 Bir YÖK çalışanına ve Bilgi İşlem departmanına havale edip, sonra da konuya dair bilgi ve belge verilmemesi hakkında ne diyorsun.?

 Ha yoksa; bilgi ve belge verilmemesi talimatını  sen mi verdin.?

 Şuana dek üniversitelerde FETÖ’ye dair göstermelik bazı uygulamalar haricinde ne yaptın.?

 FETÖ’cü olmayanların muhakeme ve muaheze edildiği süreçte, asıl FETÖ’cüler için birşeyler yapmayı ne zaman düşünüyorsun.?

 Üniversitelerin hali perişan. Tuttuğun yer elinde kalıyor. Kalite yerlerde. Ne zaman  bir adım atarak kalifikasyonun ve  kalitenin artırılması için çalışmalar yapacaksın.?

 Tüm bunlardan sonra dönüp; “yahu FETÖ’ye bir gebeliğin mi var. Şantaja mı maruzsun, üniversitelerin böyle kirli ve karmaşık kalmasına neden pasif ve sessiz kalıyor ve hatta yanlışlara göz yumuyorsun” demek istemiyorum. Çünkü senin FETÖ ile bir irtibatın olmadığını düşünüyorum. Değil mi başkan.?

Başkan,
Biliyor musun; şehrinde bir AVM’de yangın çıkan Kemerovo valisi istifa etti.

İzmit Körfez Geçiş köprüsü inşaatında bir halatın kopmasından kendini mesul hisseden (ki kendi hatası da değilmiş) bir Japon mühendis “sorumlu benim” notu bırakarak  intihar etti.

Böyle izzetli, onurlu ve gururlu bir davranışı senden beklemiyorum/bekleyemeyiz.

Ama…

Bırak artık, uğraşma ve uğraştırma.
Yapamadın, yüzüne gözüne bulaştırdın.
Yaktın viran eyledin.
Kendince düzeltmek istedikçe, daha da kötüleştirdin.
Artık, daha da sıfırlamadan haysiyeti; çekilmek en evlasıdır.
Seni temize çıkartmak isteyen bazı medyaya aldanma, güvenme ve koltukta kalmak için manevralara girme.
Beyhude yere çırpınma.
Rektörün başını vererek bir yere varamazsın.

Başta Osmangazi’deki vahim ve trajik olay olmak üzere, üniversitelerin perişan halini kapatamazsın. İvedilikle harekete geçip, Osmangazi üniversitesi başta olmak üzere, tüm üniversitelerle ilgili ciddi çalışmalar başlatmak zorundasın, yapmadığını yaparak; üniversiteler nezdinde biraz olsun iyi anılacak işlere imza atmalısın.

Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.