''Bana Pusula Olan Ders'' Nejat Eczacibaşi

Merhaba sevgili Ogün okurları, yeni bir haftaya yeni bir portre ile başlıyoruz. Bir Portre'nin bu haftaki konuğu yine yıllar önce kaybettiğimiz bir büyük değer, Türkiye'nin daima gururla anacağı başarılı iş adamlarımızdan Nejat Eczacıbaşı. Rahmetli Nejat Eczacıbaşı ile 1980'li yıllarda tanıştım. İlk tanışmamız değerli dostum Mehmet Cansun'un vasıtası ile oldu.

O yıllarda Yönetim Kurulu Başkanlığı'nı yaptığım şirketlerimizden birinin, Mehmet Cansun ile eniştesi çok kıymetli büyüğüm Nihat Boytüzün'e (yakında kendisini de bir portrede bulacaksınız) ait ''Kamera Reklam'' şirketi ile ciddi iş ilişkileri vardı. Bu nedenle de çok sıkça görüşüyorduk. Bir gün bana Mehmet Cansun seninle Nejat Bey tanışmak istiyor yarın da bizim Kamera yatı ile bir grup işadamı tur yapacağız mutlaka gel demişti. Ben de bu vesile ile çok merak etmeme rağmen tanışma şerefine nail olamadığım, Nejat Eczacıbaşı ile tanışmak da mümkün olacak diyerek bu yat turuna katıldım. Sene 1980 yılı idi.

Ben genç ve toy bir işadamı idim ama yattaki insanlar nerede ise o günün en değerli Türk ekonomisine yön veren üstadları idi. Heyecanlanmadım desem yalan olurdu sanırım. Ve o gün kaptan kamarasında oturan turun en ağır konuğu Nejat Bey, beni yanına çağırttı. Nihayet ve benimle başladı sohbete. Beni o kadar genç bulmuştu ki, hayretini de gizlemedi. O yıllarda iştigal konumuz finans ile ilgili soru yağmuruna tuttu beni. Yaklaşık 2 saate yakın sohbet ettik ki inanın büyük yattaki herkes nerede ise kıskanmıştı beni. Sonunda bir gün bekliyorum.

Gel bana bol bol laflayalım. Ne varsa gençlerde var bu ülkeye dedikten sonra, benim için unutulmaz gün bitmişti. Daha sonra zaman zaman Nejat Bey'i halini hatırını sormak ve saygılarımı arz etmek için aradım. Nerede ise her aradığımda da konuştuk. Yerinde yoksa da kendisi daha sonra beni aradı. Kibar ve saygılı biri olarak bulduğu için beni sevdiğini söylerdi ve bu tarzını hiç bozma derdi. Ayrıca da genç yaşta o gün için çok başarılı bir yerde olmamdan dolayı da akıllı bulurdu beni ama derdi ki ''bir o kadar da zekisin ve bu da beni yaşından dolayı korkutuyor'' Nejat Amca idi benim için.

Zira o ışığı vermişti bana ama asla amca gibi bir kelime kullanmadım. Kendisine hep Nejat Bey derdim. Kendisi de o mesafeyi hiç bozdurmadı bana. Sevgili okurlar bazen bir insanın portresini çıkarmak yıllara varan tanıma ile olur. Bazen de çok daha kısa süre yeter tabi ki tüm Portre'lerim tamamen benim gözlemlerimdir ve yalnız beni bağlar. Ben böyle güzel bir ''Nejat Eczacıbaşı'' tanıma şerefine eriştim.

ÇOK İYİ DERS VERDİ
Kısaca, 1982 yılına kadar kendisi ile sürekli telefonda ve tesadüfen karşılaştığımız, yemekler ve gece, galaların dışında hiç oturup uzunca o yat turundan sonra muhabbet edemedik. Sonunda 1982 yılında randevu aldım ziyaretine gitmek üzere. Bir pazartesi günü saat 14'te ve o gün benim çok önemli bir işim çıktı (daha sonra anılarımda anlatacağım bir konu) ve ben randevuma maalesef 20 dakika gecikmeli gittim Levent'teki Eczacıbaşı Holding binasına. Nejat Bey'in katına alındım alınmasına ama özel kalemliğini de yapan bayan beni bekleme odasına aldıktan sonra yanıma gelip maalesef Nejat Bey'in randevuları dolu bu saatten sonrası o yüzden görüştüremeyeceğim dedi. Öyle kötü olmuştum ki, görüşemediğime mi yanayım karizmam gitti (o yaşta öyle düşünüyordum) ona mı yanayım. Tabi özür dileyerek ayrıldım.

Daha sonra tam 6 kez yeni bir randevu alıp hem durumu izah etmek hem özür dilemek için aradımsa da maalesef benimle görüşmedi. Rahmetli Nejat Bey sonra ben de o hayranı olduğum kişiliği, konuşması, duruşu, inceliği ve şıklığı ile gözümdeki o dev insanı istemeyerek de olsa aramadım. Belki bir gün affeder de kendisi arar diye. Sonunda bir gün 1985 yılı idi yani cezam tam 3 yıl sürdükten sonra, Yeniköy'deki ‘Sabancı Korusu' denilen yerdeki o günlerin en lüks gece kulübü ve restoranında ailece yemek yerken karşılaştık. Ben biraz da olur ya hala o 20 dakikanın hesabını oracıkta sorar korkusu ile oturdukları yere bakamaz iken, kendisi büyük bir incelikle yerinden kalkıp masamıza geldi. Önce hal hatır sordu. Sonra da yarın bana gel bakalım delikanlı dedi.

Öyle mutlu olmuştum ki anlatamam o gece içim içime sığmadı. Nejat Eczacıbaşı beni affetmişti. Ertesi gün 1 salise sektirmek ne tam 15 dakika erken gittim ziyaretine ve beni tam 2 saat o gün konuk etti. Önce neden randevu vermediğimi anladın mı? dedi. Ben de evet efendim dedim, sonra da benim 20 dakika geç gitmemin kendisi için hiç önemli olmadığını ancak, benim açımdan böyle bir tavır aldığını benim de ömür boyu bunu unutamayacağımı ''eğer akıllı isen benim düşündüğüm kadar, sana hayatında çok büyük bir ders ve pusula olacaktır'' dedikten sonra hemen konuyu değiştirerek ülke ekonomisi ile ilgili düşüncelerini anlatmıştı.

Nejat Amca haklı idi ve bana öyle bir ders vermişti ki halen en ufak bir randevu olayında aklıma Nejat Bey ve dersi gelir. Ben kendi adıma böyle bir dostu, büyüğümü tanımaktan hep gurur duydum ve kendisini hep rahmetle andım. ''Eğer başarılı olmak istiyorsan randevuna saatinde değil 10 dakika da erken gitmelisin, bir iş adamı için başarının %50 sırrı burada'' demişti o değerli büyüğüm. Belki şimdi ki gençlere ufacık da olsa yardımcı olmuşumdur bu anımla. Ben ne Nejat Eczacıbaşı ile ne de daha sonra tanıdığım oğlu değerli iş adamımız Bülent Eczacıbaşı ile ticaret yapmadım. Benim onları tanımamdaki tek his böyle güzel insanlarla tanışmaktı.

BÜLENT BEY'İ TANIMAK
Nejat Eczacıbaşı'nın vefat haberi beni gerçekten çok üzmüştü zira biliyordum ki, tıpkı bir Rahmi Koç; bir Sakıp Sabancı nasıl gelmeyecekse bir Nejat Eczacıbaşı da gelmeyecek bir daha o değerler kolay kolay bulunamayacak. Bu arada taziye için Bülent Eczacıbaşı'dan da randevu isteyerek ziyaretine gittim. O gün tanıdım zira daha önce hiç tanışmamıştık.

Tıpkı babası gibi idi kibar, mütevazi ve düzgün duruşlu, yıllar içinde birkaç kez sohbet etme şansını buldum. Bülent Bey ile de 2 yıl önce de kendisi ile tanışmak isteyen Başbakanımız Tayyip Erdoğan'ın çok yakın bir akrabasını randevu alıp getirdim, Bülent Bey ile oldukça koyu bir sohbet oldu o gün sanırım iki tarafta tanışmaktan memnun olmuştu. O günden sonra ben de bir daha arayamadım Bülent Bey'i ama kısaca ve tekrar söylemek gerekirse Eczacıbaşı Ailesi'ni tanımış olmaktan her zaman gurur duydum.

Memleketini çok seven gerektiğinde doğrularını söylemekten hiç çekinmeyen bu uğurda iktidarları bile karşısına alabilen binlerce insanımıza iş veren ve yeni fabrikalar yaparak, yeni iş alanları açmaya devam eden ülkemizin güzide ailelerinden Eczacıbaşı Holding Ailesi'ne ülkemizin daha çok ihtiyacı var ve dilerim daha çok nesil Eczacıbaşı gelse de asla bugün gibi atalarını ve babalarını aratmadan yollarına devam edeceklerdir.

Ruhun şad olsun Nejat Amca ben seni hiç unutmadım bu ülkede asla unutmayacak. Yaptığın dev tesisler ve hayırlarda her daim anılacaksınız.

Haftaya yeni Bir Portre'de buluşmak üzere sağlıcakla kalın.

 

OGÜN/03-09.Ağustos.2008/Sayı:84/Sayfa:14



Gazete baskısı için tıklayınız. 











Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bahis siteleri