1-Güç ve Akıl Sahipleri,
2-Dolar,
3-FED (namı diğer, Amerikan Merkez Bankası)
4-Amerika Birleşik Devletleri,
Hiyerarşi böyle,
Hem de önemsel bir hiyerarşi…

İşleyiş ise şöyle;
Güç ve Akıl sahipleri,
Yani doların sahipleri,
Bizde "elin oğlu/dış güçler" denenler, hakimiyet enstrümanı olarak bir kağıt çıkartmışlar.
Kağıt para,
Adı ise "dolar"…

Ve demişler ki; "Bu kağıtla dünyayı kontrol edeceğiz.
Ama tüm dünyayı etkileyecek bir "kontrol mekanizması" da oluşturmamız lazım.
Hem de kurumsal olsun ki; tüm devletlerde, benzeri bir mekanizma kurulabilsin ve bu merkezler üzerinden bir "küresel kontrol network"ü oluşturabilelim."

FED'i kurmuşlar.
Yani Merkez Bankasını…

Yeterli mi; hayır tabi ki.
Ne lazım o halde?
Doların para birimi, FED'in ise Merkez Bankası olacağı bir devlet lazım.

Ona da tamam…
Ve, Amerika Birleşik Devletleri'ni vücuda getirmişler.

Artık çekirdek sistem tamam.
Devlet ABD, para birimi dolar, Merkez Bankası FED…

Burada durdular mı?
Asla…

Hakimiyet ağacı dal-budak salmalı,
Ve bir ormana dönüşmeli,
Hem de "küresel bir orman"…
Amerika kıtası var, Avrupa kıtası var, Asya'sı var, Afrika'sı var; var da var…

Peki her şeyin temelinde ne var?
"İngiliz Siyaseti" var.

Ama bu siyasetin ülkesi olan "İngiltere" yıpratılmamalı/yıpranmamalı.
Bunun için de vitrinde ve ilk hedef noktasında, hep "ABD" oldu ve bir süre daha olmaya devam edecek gibi…

Sistem böyle kuruldu ve her geçen on yıllarca hakimiyetini pekiştirdi.
Kah küresel sıcak savaşlarla (1. ve 2. Dünya savaşları), kah terörizasyonlarla, kah ülkelerde iç savaşlarla, kah darbelerle, kah etnik/mezhebi sorunlarla…
Güçlendikçe güçlendi, pekiştikçe pekişti…

Yetti mi?
Hayır…
Çünkü sistemin bekası/daimiyeti ve konsolidasyonu için, düşman da lazımdı.

Geçen yüzyıl boyunca, bu görevi Sovyetler Birliği/Varşova Paktı ifa etti.
Ama 1990'lı yıllar yeni konseptin başlangıç noktası idi.
Ve Sovyetler Birliği yıkıldı.
Sanki her şey hallolmuş ve dünya kurtulmuştu.

Neden?
Çünkü öyle düşünülmesini istiyorlardı.
Kimler?
Dünyanın Efendileri/Doların Sahipleri/Güç ve Akıl Sahipleri…
Peki gerçekten öyle miydi?
Alakası yok.

Çünkü düşündükleri "Yeni Dünya Düzeni"nin farklı bir vetiresine girmişlerdi.
Artık Çin diye bir ülke vardı ve 30 yıla yakın üretim merkezi haline getirip sömürmeleri gerekiyordu.

Tüm dünyanın ise bu durumu sanki spontane şekilde oluşan bir "Çin Mucizesi" olarak görmesi gerekiyordu.

Öyle de görüldü mü?; bence, dünyanın kahir ekseriyeti öyle gördü/düşündü.
Bu süreçlerde öyle olaylar yaşanıyor/savaşlar/krizler/bunalımlar oluyordu ki; herkes doğal-doğaçlama ve kontrolsüzce yaşanan olaylar olarak düşünüyordu.

Öyle miydi peki?
Kesinlikle değildi.
Bugünlerin ve on yıl sonrasının taşlarının, doğala yakın ve en spontane imiş gibi döşenmesinden başka bir şey değildi.

"O oldu/bu oldu/şu olmadı/şunlar olmalıydı" gibi kısımları geçiyorum.
Çünkü son beş-altı yıldır bu konuları defalarca yazdım.
Defalarca yeni bir "Küresel Konsept/Düzen/Sistem inşa ediliyor,
Mevcut ekonomik düzen farklı bir noktaya evriliyor" diye söylemekten dilimde tüy bitti.

Benim de söylediğim söylenenler, bir ütopya/fantezi ve sanki bilim-kurgu gibi algılanıp önemsenmezken bugünlere geldik.
Pandemi diye bir bela ile karşı karşıyayız.

Neden?
Çünkü planlanan ve hedeflenen nihai noktaya yürürken, yaratılan "Çin Mucizesi"nin sonu gelmişti.
Tekrar gibi olacak ama, "virüs neden Çin'de başladı, neden Çin suçlandı ve bu virüs neden sürekli mutasyonlara uğrayıp, yeni yeni varyantlarla devam ediyor…" sorusuna verilecek makul-mantılı, ilimsel-bilimsel bir cevabı olan var mı?..
Yok yok yok..

Uzatmayayım ve günümüze, yani Aralık-2021'e gelip; durum tespiti ve kısa vadeli bir projeksiyon yapayım.
16 Aralık'ta FED toplandı ve bir karar açıkladı.
Hani şu doların sahiplerinin oluşturduğu ve Amerika devletine bile doları bedeli karşılığı veren FED…

"Faizler sabit kalacak ama Mart/Nisan-2022'den itibaren artırım başlayacak."
Bu ne demek? Yani, en basitinden FED ne dedi?

"Doları toplamaya başlamıştık,
Bu kripto para filan da, zaten bizim bir oyunumuzdu.
Şimdiden söyleyelim ki; Mart-2022'den itibaren faiz silahını da kullanarak dolar toplamayı daha bir hızlandıracağız.
Amaaa…
Bu durum sakın sizi rehavete sokmasın.
Çünkü aylık varlık alım programında 30 milyar dolarlık azalışa gidiyoruz.
Yani, aylık 30 milyar dolar daha az basacağız.
Yani?
Doları daha değerli hale getiriyoruz…"

Şunu da söylüyor FED;
"Bugüne kadar Amerika'da yaşanan enflasyonu geçici olarak düşünüyorduk ama bu "geçici" söylemimizden vazgeçiyoruz."

Yani Amerika başta olmak üzere, gelişmiş ekonomilerdeki enflasyon kalıcı hale gelmiştir demektir.
Peki FED bunu değişen/gelişen ve öngörülmeyen durumlara karşı mı yapıyor?
Tabi ki hayır.
Bu da planın bir parçası ve varılmak istenen vetirenin bir evresidir.

Sorabilirsiniz; "2022'de ne olacak peki?" diye..
Söyleyeyim;
—Çin ekonomisi daha da daralacak,
Perakende satışlar düşecek, Çin'li şirketler sıkıntıya girecek..
—Gelişmiş ülke ekonomileri bile enflasyonla yüzleşecek,
Üç haneli enflasyonlar görülmeye başlanacak…
—Küresel bazda üretim/tedarik ve lojistik zincirindeki kırılmalar daha hayati sonuçlar doğuracak,
Hammadde sorunları yaşanacak; temel tüketim ürünlerinde bile kıtlıklar görülebilecek...
—Özellikle gelişen ülke ekonomileri büyük sıkıntılara düşecek; bu ülkelerdeki şirketlerin değeri düşecek/iflaslar yaşanacak ve ciddi el değiştirmeler görülecektir.
Bırakın şirketleri, devletler temerrüde düşecek ve amiyane deyişle iflas bayrağı çekebilecek!..

Hele de, "gıda/enerji/petrol/doğalgaz ve sanayi hammaddesi" konusunda ithalata dayalı ekonomisi olan ülkeler çok ama çok büyük sıkıntılar yaşayabilecek.
Bu ülkelerin milli paraları pul olacak ve dolar karşısında gün be gün eriyecek...

Bu durum, bu ülke halklarının aşırı derecede yoksullaşmalarına sebebiyet verecek olup; ciddi siyasal/sosyal çalkantılar yaşanacak, radikal değişimler görülecektir.

Tüm bunların yanında;
Farkına bile varmadan,
Özellikle gelişen ekonomiler, açlık/yoksulluk/pahalılık kaynaklı, sosyal/siyasal sorunlarla boğuşurken atı alan Üsküdar'ı geçecek; Güç ve Akıl sahipleri istedikleri değişim ve dönüşümü yudum yudum/kanırtarak/kanıksatarak/ fark ettirmeden ve hatta göstere göstere gerçekleştirecektir.
Yani plan tıkır tıkır işleyecektir.

Çok uzattım kusura bakamayın.

Sonuç:
Ülkemiz için de 2022'den çok kaygılıyım.
Hele bir de yılbaşı sürecinde bu "Omicron" denen varyant artar ve Ocak ayında Rusya Ukrayna'ya saldırırsa; FED'in açıklamalarıyla ortaya çıkabilmesi çok muhtemel ekonomik sorunlar dağ gibi bizleri beklerken, bir de bu çatışmanın getireceği ekstra olasılıkları söylemek bile istemiyorum.

Ben felaket tellalı değilim.
Acı da olsa/acıtsa da ve hiç istemesem de, okumalarımı/öngörülerimi ve deneyimlerime dayanarak gelecek projeksiyonlarımı paylaştım hep.
Hep büyük resme odaklı oldum,
İç siyasete ve güncele gark olmadım.
Hatta "Yeni Dünya Düzeni" trenini kaçırmayalım diye adeta yalvardım/haykırdım/feryat ettim.
Bazen kötü olma/kötülenen olma/şom ağızlı olma pahasına bile susmadım.
Ben bu ülkenin vatandaşıyım ve ülkemizi seviyorum.

Siz okurlarımdan gelen mesajlarda üzülerek haklı çıktığımı görmek içimi acıtıyor.
Keşke ben yanılsaydım ve yanılsam!..
Ama bana kızmayın…
Çünkü gerçeğe ve gerçekliğe gözümüzü kapatarak hiçbir şey düzelmiyor.
Şuana dek, düzelmediği gibi!...

Not: Uzattım, kusura bakmayın ama ateşten geçiyoruz; bunları paylaşmak zorundaydım!..


Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.