Politik Gündeme dair
Yazıya başlamadan önce, güncel politika ile ilgili bu yazılardan dolayı gelebilecek eleştirilerin şimdiden farkında olduğumu belirtmek isterim. Burada yazılacak olan her şey benim şahsi düşüncelerim olacaktır. Eleştiri serbest,saygısızlık yasak. Bunu herkes böyle bilsin.
Seçim sathı mahaline girildi. Partiler 2015 genel seçimleri için adaylarını açıkladı. Ancak, adaylar açıklandığında, her partinin köklü bazı değişikliklere gittiğini de gözlemlemekteyiz.
AK Parti (Adalet ve Kalkınma Partisi)
Kurulduğundan bu yana girdiği bütün seçimleri büyük farklarla kazanan AK Parti 2015 seçimlerinin de tartışmasız favorisidir. AK Parti karizmatik lider Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olması nedeni ile bu seçime yeni Genel Başkan ve Başbakan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu ile seçime girecek. Ayrıca Parti Tüzüğü gereği üç seçim kuralına takılan Bülent Arınç, Ali Babacan gibi partinin kurucu ve ileri gelenlerinin de dahil olduğu 68 kişi aday olamadı. Üç seçim kuralına takılmamalarına rağmen Parti tarafından yeniden aday gösterilmeyenlerle birlikte, yüzü aşkın yeni yüz,yeni aday söz konusu. AK Parti tabir caizse kabuk değiştirecek bu seçimlerde. Merak edilen konu ise, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun ve yeni adayların ne yapabilecekleri…
Döviz kurlarındaki hareketlilik ile kendini gösteren ve seslendirilmeyen gizli bir ekonomik durgunluk var. Çözüm sürecinden rahatsız olan bir kesim de söz konusu.Ayrıca AK Parti iktidarının başta Suriye meselesi olmak üzere dış politikasından rahatsız olanlarla birlikte, Parti’nin on yılı aşkındır süren yerel ve genel iktidarının halk üzerindeki etkisi de seçimi etkileyecek unsurlar olarak göz çarpmaktadır.
AK Parti bu seçimde vizyon olarak Yeni Türkiye vizyonu ile Başkanlık sistemini vitrine koymuş durumdadır.Bu çerçevede Başbakan Ahmet Davutoğlu, bir seçim manifestosu yayınladı.
Davutoğlu manifestosu, 'Yeni Anayasa', 'Başkanlık sistemi', 'Medeniyet inşası', '100 yıllık prangaların kırılışı-Alevi ve Kürt meselelerinin çözümü', 'Paralel yapıyla mücadele', 'Ekonomik dönüşüm' gibi, stratejik hedefler içeriyor. Manifestonun, 3 saçayağı bulunuyor bunlar yeni Anayasa-başkanlık sistemi-medeniyetler ittifakı başlıklarında değerlendirilebilinecektir. Manifestonun omurgasında, yeni Türkiye'yi dış siyasette bir özne yapmak; iç siyasette vatandaşı özne kılmak bulunmaktadır.
AK Parti kurulduğundan bu yana ve dahi iktidarı boyunca pek çok sorunla boğuştu. Bu sorunlarla mücadele ederken, pasif değil gerektiğinde çatışmayı ve çatışmanın getireceği riskleri de alarak pro-aktif bir bir yöntem izledi. Bu çatışmacı pro-aktif yöntemin beraberinde getirdiği keskin bir karşı duruş ve muhalefet de yıllar içerisinde birikmiş durumdadır.
AK Parti’nin bu seçimdeki hedefi belirttiğimiz gibi Yeni Türkiye vizyonu çerçevesinde Başkanlık sistemi ve bunu gerçekleştirebilmek için de 400 milletvekili hedefidir. Bu sayıya ulaşabilmek için seçimlere parti olarak girme kararı veren HDP’nin baraj altında kalması veya AK Parti’nin %55 civarı bir oy alması gerekmekte.
Ancak %55 civarı oy oranını pek gerçekçi bir ihtimal olarak görmediğimi belirtmek isterim. Benim şahsen AK Parti’nin 7 Haziran seçimlerinde oy oranı tahminim %43-46 arasıdır. Bu ihtimal de ise, HDP barajı geçer ise, 400 milletvekili mümkün görünmemektedir. HDP’nin baraj altında kalması durumunda ise, bu oy oranı 400 Milletvekili için yeterlidir.
Bu durumun farkında olan AK Parti karşıtı bir cephenin HDP üzerinden AK Parti’nin önünü kesmeyi hedefledikleri açık bir şekilde göze çarpmaktadır. 30 Mart yerel seçimlerinde Batıda ve görsel ve yazılı medyalarında ülke bölünüyor çığırtkanlığı yapanların doğu ve güneydoğuda özellikle Diyabakır’da BDP’ye oy verdikleri gerçeği göz önüne alındığında, AK Parti karşıtı Aydın Doğan, Zaman ve Bugün gibi medya grupları ve hitap ettikleri kesimlerin seçim stratejileri net olarak ortaya çıkmaktadır. Düne kadar bölücü diye etiketledikleri kürt siyasetçilerini ve partilerini (BDP-HDP ) bugün ekranlarında ne kadar cici-sempatik-demokratik-özgürlükçü göstermeye çalıştıklarını gördükçe, bu çelişkilerin ve ikiyüzlülüklerin aslında kendileri için bir ‘ erdem ‘ olduğunu sanmaktayım.
(Yeri gelmişken burada aday isimleri açıklandığı anda Aydın Doğan Medyası tarafından iftiralarla linç edilmeye çalışılan Nizam-ı Alem Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Mavi Marmara Gazisi Milat Dizisi yapımcısı değerli dostumuz AK Parti Uşak Milletvekili Eyüp Gökhan Özekin’e de bu meclise senin gibi dürüst-mert-yiğit delikanlı vekiller lazımdır,diyerek selamlarımızı iletiyoruz.)
Bu kesimler AK Parti’nin önünü kesmek için diğer yandan da SP-BBP (Milli İttifak) ını destekleyerek, milli-muhafazakar halk tabanında AK Parti’den oy koparmak yoluna girmişlerdir. Tüm bu şişirme ve dolduruşa rağmen Rahmetli Erbakan’ın oğlunun dile getirdiği gibi Rahmetli Erbakan’ın çocuklarını dahi aday göstermeyen SP ile, Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun mirasını taşıdıklarını iddia eden ama nizam-ı alem ülkücülerinin bile desteğini çektikleri BBP’nin ittifakının ‘dağ fare doğurdu’ sözüne tekrar hayat vereceğini düşünüyorum.
AK Parti’nin önceki süreçte gördüğümüz hataları ,seçim süreci ve seçimden sonraki süreçte dikkat etmesi gereken hususları, Emr-i bi'l ma'rûf ve nehy-i anil münker(İyiliği emretmek ve kötülükten men etmek) çerçevesinde kısaca belirtmek isterim;
1-Yolsuzluklar. Ahlak ve maneviyat temelinde temiz ve dürüst siyaset hedefinde aranızdaki deveyi hamudu ile götürenleri bir an evvel tespit ederek, dışlamazsanız bu halkın ve bu haramın vebaline ortak olursunuz.
2-Ekonomi. Gelir dağılımında adalet sağlanamadı. Finans sektöründeki hareketliliği reel ekonomiden ayırmak gerekir. Aslolan reel ekonomide yaşanan ciddi sorunlar, vukua gelen büyük haksızlıklardır.Üretime ve istihdama dönük bir ekonomik politika izlenmesi gerekirken, ara mal ithalatı ve sıcak para ile kalıcı bir ekonomik düzelme sağlanamayacaktır.
3- Hukuk Düzeninde ki sorunlar ve Savunma’ya yönelik ithamlar. Bir ülkenin hukuk sisteminde ve adalet yapılanmasında, temel kanunlarında kısa vadeli ve sık sık yapılan değişimler ülkede adaleti sağlamaz, adalete olan güveni sarsar. Savunma makamı olan Avukatlara olan olumsuz bakış açısı, adaletin üç saç ayağından biri olan avukatların yani Savunma makamının yara almasını ve dolayısı ile Ülkedeki adaletin yara alması sonucunu doğurur.
4- Sığ-Şekilci-Kapitalist –Din Algısı. Batı’da Weber’in Kapitalizmin Ruhuna uygun bir Protestan din anlayışının ne yazık ki bugün ülkemizde de hızla ilerlediği gözlemlenmektedir. Din’in özüne değil de şekline tabi olmayı marifet sayan, derinlikten uzak, maddiyatçılık duygusu alabildiğine gelişmiş, başkalarından bekledikleri hoş görüyü kendileri her zaman başka gruplara göstermeyen bir din algısı ve dindar bir büyük kesim hızla türemektedir.
Başta belirttiğimiz üzere, AK Parti’nin 5 Haziran seçimlerinin de tartışmasız favorisi olduğu ve tek başına iktidar olmasının kesin olduğu ortadadır. AK Parti, geçmiş yılların muhasebesi ile daha kalıcı, adil ve özgürlükçü bir Yeni Türkiye vizyonuna sahip olması Türkiye’yi değiştiren, geliştiren, dönüştüren bir büyük yola çıkması gerekliliği vazgeçilmez olarak zaruretini korumaktadır.
NOT: Hassaten Sayın Süleyman Soylu’ya Trabzon’da, Sayın Numan Kurtulmuş’a Ordu’da, Sayın Taha Özhan’a Malatya’da, Sayın Eyüp Gökhan Özekin’e Uşak’ta, Yalçın Akdoğan’a Ankara’da, Reşat Petek’e Burdur’da, Bülent Turan’a Çanakkale’de, Halis Dalkılıç’a İstanbul’da, Şehit Furkan Doğan’ın Babası Ahmet Doğan’a Kayseri’de, Yasin Aktay’a Siirt’te başarılar dileyerek selamlarımı gönderiyorum.
Seçim sathı mahaline girildi. Partiler 2015 genel seçimleri için adaylarını açıkladı. Ancak, adaylar açıklandığında, her partinin köklü bazı değişikliklere gittiğini de gözlemlemekteyiz.
AK Parti (Adalet ve Kalkınma Partisi)
Kurulduğundan bu yana girdiği bütün seçimleri büyük farklarla kazanan AK Parti 2015 seçimlerinin de tartışmasız favorisidir. AK Parti karizmatik lider Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olması nedeni ile bu seçime yeni Genel Başkan ve Başbakan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu ile seçime girecek. Ayrıca Parti Tüzüğü gereği üç seçim kuralına takılan Bülent Arınç, Ali Babacan gibi partinin kurucu ve ileri gelenlerinin de dahil olduğu 68 kişi aday olamadı. Üç seçim kuralına takılmamalarına rağmen Parti tarafından yeniden aday gösterilmeyenlerle birlikte, yüzü aşkın yeni yüz,yeni aday söz konusu. AK Parti tabir caizse kabuk değiştirecek bu seçimlerde. Merak edilen konu ise, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun ve yeni adayların ne yapabilecekleri…
Döviz kurlarındaki hareketlilik ile kendini gösteren ve seslendirilmeyen gizli bir ekonomik durgunluk var. Çözüm sürecinden rahatsız olan bir kesim de söz konusu.Ayrıca AK Parti iktidarının başta Suriye meselesi olmak üzere dış politikasından rahatsız olanlarla birlikte, Parti’nin on yılı aşkındır süren yerel ve genel iktidarının halk üzerindeki etkisi de seçimi etkileyecek unsurlar olarak göz çarpmaktadır.
AK Parti bu seçimde vizyon olarak Yeni Türkiye vizyonu ile Başkanlık sistemini vitrine koymuş durumdadır.Bu çerçevede Başbakan Ahmet Davutoğlu, bir seçim manifestosu yayınladı.
Davutoğlu manifestosu, 'Yeni Anayasa', 'Başkanlık sistemi', 'Medeniyet inşası', '100 yıllık prangaların kırılışı-Alevi ve Kürt meselelerinin çözümü', 'Paralel yapıyla mücadele', 'Ekonomik dönüşüm' gibi, stratejik hedefler içeriyor. Manifestonun, 3 saçayağı bulunuyor bunlar yeni Anayasa-başkanlık sistemi-medeniyetler ittifakı başlıklarında değerlendirilebilinecektir. Manifestonun omurgasında, yeni Türkiye'yi dış siyasette bir özne yapmak; iç siyasette vatandaşı özne kılmak bulunmaktadır.
AK Parti kurulduğundan bu yana ve dahi iktidarı boyunca pek çok sorunla boğuştu. Bu sorunlarla mücadele ederken, pasif değil gerektiğinde çatışmayı ve çatışmanın getireceği riskleri de alarak pro-aktif bir bir yöntem izledi. Bu çatışmacı pro-aktif yöntemin beraberinde getirdiği keskin bir karşı duruş ve muhalefet de yıllar içerisinde birikmiş durumdadır.
AK Parti’nin bu seçimdeki hedefi belirttiğimiz gibi Yeni Türkiye vizyonu çerçevesinde Başkanlık sistemi ve bunu gerçekleştirebilmek için de 400 milletvekili hedefidir. Bu sayıya ulaşabilmek için seçimlere parti olarak girme kararı veren HDP’nin baraj altında kalması veya AK Parti’nin %55 civarı bir oy alması gerekmekte.
Ancak %55 civarı oy oranını pek gerçekçi bir ihtimal olarak görmediğimi belirtmek isterim. Benim şahsen AK Parti’nin 7 Haziran seçimlerinde oy oranı tahminim %43-46 arasıdır. Bu ihtimal de ise, HDP barajı geçer ise, 400 milletvekili mümkün görünmemektedir. HDP’nin baraj altında kalması durumunda ise, bu oy oranı 400 Milletvekili için yeterlidir.
Bu durumun farkında olan AK Parti karşıtı bir cephenin HDP üzerinden AK Parti’nin önünü kesmeyi hedefledikleri açık bir şekilde göze çarpmaktadır. 30 Mart yerel seçimlerinde Batıda ve görsel ve yazılı medyalarında ülke bölünüyor çığırtkanlığı yapanların doğu ve güneydoğuda özellikle Diyabakır’da BDP’ye oy verdikleri gerçeği göz önüne alındığında, AK Parti karşıtı Aydın Doğan, Zaman ve Bugün gibi medya grupları ve hitap ettikleri kesimlerin seçim stratejileri net olarak ortaya çıkmaktadır. Düne kadar bölücü diye etiketledikleri kürt siyasetçilerini ve partilerini (BDP-HDP ) bugün ekranlarında ne kadar cici-sempatik-demokratik-özgürlükçü göstermeye çalıştıklarını gördükçe, bu çelişkilerin ve ikiyüzlülüklerin aslında kendileri için bir ‘ erdem ‘ olduğunu sanmaktayım.
(Yeri gelmişken burada aday isimleri açıklandığı anda Aydın Doğan Medyası tarafından iftiralarla linç edilmeye çalışılan Nizam-ı Alem Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Mavi Marmara Gazisi Milat Dizisi yapımcısı değerli dostumuz AK Parti Uşak Milletvekili Eyüp Gökhan Özekin’e de bu meclise senin gibi dürüst-mert-yiğit delikanlı vekiller lazımdır,diyerek selamlarımızı iletiyoruz.)
Bu kesimler AK Parti’nin önünü kesmek için diğer yandan da SP-BBP (Milli İttifak) ını destekleyerek, milli-muhafazakar halk tabanında AK Parti’den oy koparmak yoluna girmişlerdir. Tüm bu şişirme ve dolduruşa rağmen Rahmetli Erbakan’ın oğlunun dile getirdiği gibi Rahmetli Erbakan’ın çocuklarını dahi aday göstermeyen SP ile, Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun mirasını taşıdıklarını iddia eden ama nizam-ı alem ülkücülerinin bile desteğini çektikleri BBP’nin ittifakının ‘dağ fare doğurdu’ sözüne tekrar hayat vereceğini düşünüyorum.
AK Parti’nin önceki süreçte gördüğümüz hataları ,seçim süreci ve seçimden sonraki süreçte dikkat etmesi gereken hususları, Emr-i bi'l ma'rûf ve nehy-i anil münker(İyiliği emretmek ve kötülükten men etmek) çerçevesinde kısaca belirtmek isterim;
1-Yolsuzluklar. Ahlak ve maneviyat temelinde temiz ve dürüst siyaset hedefinde aranızdaki deveyi hamudu ile götürenleri bir an evvel tespit ederek, dışlamazsanız bu halkın ve bu haramın vebaline ortak olursunuz.
2-Ekonomi. Gelir dağılımında adalet sağlanamadı. Finans sektöründeki hareketliliği reel ekonomiden ayırmak gerekir. Aslolan reel ekonomide yaşanan ciddi sorunlar, vukua gelen büyük haksızlıklardır.Üretime ve istihdama dönük bir ekonomik politika izlenmesi gerekirken, ara mal ithalatı ve sıcak para ile kalıcı bir ekonomik düzelme sağlanamayacaktır.
3- Hukuk Düzeninde ki sorunlar ve Savunma’ya yönelik ithamlar. Bir ülkenin hukuk sisteminde ve adalet yapılanmasında, temel kanunlarında kısa vadeli ve sık sık yapılan değişimler ülkede adaleti sağlamaz, adalete olan güveni sarsar. Savunma makamı olan Avukatlara olan olumsuz bakış açısı, adaletin üç saç ayağından biri olan avukatların yani Savunma makamının yara almasını ve dolayısı ile Ülkedeki adaletin yara alması sonucunu doğurur.
4- Sığ-Şekilci-Kapitalist –Din Algısı. Batı’da Weber’in Kapitalizmin Ruhuna uygun bir Protestan din anlayışının ne yazık ki bugün ülkemizde de hızla ilerlediği gözlemlenmektedir. Din’in özüne değil de şekline tabi olmayı marifet sayan, derinlikten uzak, maddiyatçılık duygusu alabildiğine gelişmiş, başkalarından bekledikleri hoş görüyü kendileri her zaman başka gruplara göstermeyen bir din algısı ve dindar bir büyük kesim hızla türemektedir.
Başta belirttiğimiz üzere, AK Parti’nin 5 Haziran seçimlerinin de tartışmasız favorisi olduğu ve tek başına iktidar olmasının kesin olduğu ortadadır. AK Parti, geçmiş yılların muhasebesi ile daha kalıcı, adil ve özgürlükçü bir Yeni Türkiye vizyonuna sahip olması Türkiye’yi değiştiren, geliştiren, dönüştüren bir büyük yola çıkması gerekliliği vazgeçilmez olarak zaruretini korumaktadır.
NOT: Hassaten Sayın Süleyman Soylu’ya Trabzon’da, Sayın Numan Kurtulmuş’a Ordu’da, Sayın Taha Özhan’a Malatya’da, Sayın Eyüp Gökhan Özekin’e Uşak’ta, Yalçın Akdoğan’a Ankara’da, Reşat Petek’e Burdur’da, Bülent Turan’a Çanakkale’de, Halis Dalkılıç’a İstanbul’da, Şehit Furkan Doğan’ın Babası Ahmet Doğan’a Kayseri’de, Yasin Aktay’a Siirt’te başarılar dileyerek selamlarımı gönderiyorum.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.