Yeni gelecek olan sisteme göre müşteriler, alışverişleri sırasında kimliklerini onaylatabilmek için selfie çeker gibi telefonlarının kamerasını yüzlerine tutacak.
Şirket tarafından yapılan açıklamada teste tabi tutulan müşterilerin yüzde 92’sinin yeni sistemi, şifre girmeye tercih ettiklerini belirtti. Geliştirdikleri bu ve benzeri biyometrik kontrollerle internet üzerinden kolayca yapılabilen sahtekarlıkların önüne geçmeyi hedeflediklerini aktardı.
Sistem tam olarak kullanıma geçildiğinden itibaren kullanıcılar onay için telefonlarının kamerasına bakacak yada akıllı cihazlarının parmak izi sensörlerini kullanabilecek.
Selfie çekmek isteyen müşterilerin kameraya cansız bir fotoğraf tutmadıklarından emin olmak için göz kameraya göz kırpmaları da gerekecek. Mastercard’ın yetkili güvenlik uzmanı Ajaay Bhalla ise, müşterilerin şifrelerden nefret ettiklerini ve şifreleme işleminin sanıldığı kadar güvenli olmadığını belirtiyor.
Bhalla, “En çok kullanılan şifre 123456. Bu tarz şifrelemeler güvenli olamaz. Ayrıca çoğu insan aynı şifreyi başka siteler için de kullanıyor. Yani eğer bir şifre bir kişinin eline veya bir bilgisayar korsanının eline geçerse aynı şifrelerin kullanıldığı diğer siteler de direkt olarak tehlikeye giriyor. Her site için farklı şifre koymak da hatırlamak açısından kolay bir iş değil.” İfadelerini kullandı.
Mastercard yüz tanıma teknolojisine ilk geçiş yapan şirket değil. Çin’in dünya devi e-ticaret şirketi Alibaba, yakın zamanda “kendi yüzünüle ödeme yap” sistemini başlattı.
Microsoft’un son projesi Windows 10 ve Google Andorid işletim sistemlerinde de kullanıcılarının güvenliğini üst seviyeye taşıyan, cihazın açılması için yüz tanıma sistemine ihtiyaç duyan uygulamaları mevcut.
Bu geliştirilmiş teknolojiler beraberinde bazı sorular da getirdi. Güvenlik uzmanları tarafından bu yeni sistemin ne kadar güvenli olup olmadığı tartışma konusu olurken, çoğu uzmanın genel kanısı olarak yüz tanıma veya parmak izi sensörlerinin riskli olduğu savunuluyor.
Mastercard ise, internet üzerinden yaygınlaşan dolandırıcılık probleminin önüne geçebilmek için bu yeni teknolojinin gerekli olduğunu savunuyor.
