TİC Holding Header
  • USD 32.326
  • EUR 35.119
  • Altın 2300.412
  • BIST 100 8880.09
  • Siyaset

Adalet Bakanı Gül:'İster hakim, ister avukat kimse yargıya leke düşüremez'

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, “Her kim ister avukat ister hakim ister grup FETÖ ile mücadele eden ve milletin yargısı olan bu yargıya kimse leke düşüremez. Yanlış yapan kim varsa sonuna kadar takipçisi olacağız” dedi.
Adalet Bakanı Gül:'İster hakim, ister avukat kimse yargıya leke düşüremez'
TBMM Genel Kurulunda 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi görüşmelerinde Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar milletvekillerine sunum yaptı. Bakan Gül, “1 Ocak 2019 tarihinden bugüne kadar uzlaştırma görüşmelerine geçilen 237 bin 680 dosyadan 199 bin 194’ü, yani yaklaşık yüzde 84’ü uzlaşma ile sonuçlanmıştır. Sadece 2019 yılı için hesapladığımızda bu rakamlar, 300 Asliye Ceza Mahkemesinin bakacağı dosyanın uzlaştırma kapsamında çözüldüğü anlamına gelmektedir. 1 Ocak 2019’da Elektronik tebligat uygulamasını başlatarak yargı süreçlerinde önemli bir hız ve tasarruf sağladık. Uygulama sadece tebligat işlemlerini hızlandırmamış, aynı zamanda tebligatların fiilen muhatabına ulaşmamasından kaynaklanan hukuki sorunları da ortadan kaldırmıştır. Elektronik tebligat büyük bir kaynak tasarrufuna da imkân sağlamıştır. Yeni sistemle 14 milyondan fazla e-tebligat gönderimi yapılmıştır. Ayrıca 512 bin ton kâğıt tasarrufu sağlayan çevreci uygulama sayesinde 8 bin 714 ağaç kesilmekten kurtarılmıştır” ifadelerini kullandı.

“Toplumun her kesimine kulak verdik, bütün görüş ve önerilere açık olduk”

Yargı Reform strateji Belgesi’nin katılımcı bir yaklaşımla hazırlandığını kaydeden Bakan Gül, “Toplumun her kesimine kulak verdik, bütün görüş ve önerilere açık olduk. Reform Belgemize yapılacak her türlü katkıya, öneriye halen de açığız. Zira reform süreci; statik değildir, dinamik bir süreçtir. Gelişmeye, revizyona, ihtiyaçlar doğrultusunda yeni stratejilere her zaman açıktır. Çünkü reform belgemiz, Türkiye’nin belgesidir, milletin belgesidir. Çalışmalarımız, vatandaşlarımızın talepleri ve ülkemizin ihtiyaçları, demokrasimizin ve insan haklarının daha da geliştirilmesi ekseninde odaklanmaktadır. Ulaşmak istediğimiz hedef, adil kararların makul sürede verilebilmesini sağlamaktır. Bu hedefe ulaşmak için ülke olarak vakit kaybına tahammülümüz yoktur. Yargı Reformu sürecini, Türkiye Büyük Millet Meclisimizin siz değerli üyeleri ile birlikte başarıyla yürüteceğimize inancımız tamdır. Yargı Reform Strateji belgemiz doğrultusunda mevzuatta ilk somut adımı Birinci Yargı Paketiyle attık. Yüce Meclisin takdir ve iradesiyle yasalaşan bu paketle, gerek hak ve özgürlükler gerekse adalet sisteminin işleyişine ilişkin çok önemli ve pozitif değişiklikler gerçekleşti” şeklinde konuştu.

“FETÖ elebaşının iadesi konusunda ABD makamları büyük bir çifte standart uygulamaktadır”

FETÖ ile mücadelenin Türkiye’nin huzurunun, milletin hukukunun, vatandaşın hakkı için olduğu kadar, yargının saygınlık ve bağımsızlığı için de hayati derecede önemli olduğuna işaret eden Gül, “FETÖ ile mücadele, 251 şehidimizin, 2 bin 193 gazimizin ve aziz milletimizin bütün kurumlarımıza ve Yargıya emanetidir. Lekelenmeme hakkını ceza muhakemesi sistemimize ilk defa getiren bu düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten bugüne toplam 257 bin 419 ihbar dosyası açılmış, bu dosyalardan 152 bininde soyut iddia gerekçesiyle hiç soruşturma açılmadan, vatandaşın şüpheli olarak hiç ifadesi alınmadan ‘soruşturma yapılmasına yer olmadığına’ karar verilmiş. Yine 2019 içerisinde gelen toplam 162 bin 622 ihbar dosyasında 109 bin ihbarın lekelenmeme hakkı kapsamında soruşturmaya konu edilmediğini görüyoruz.

FETÖ elebaşının iadesi konusunda ABD makamları büyük bir çifte standart uygulamaktadır. Bazı ülkelerin terörle mücadeledeki politik seçiciliğini, senin terörün benim terörüm yaklaşımını şiddetle kınıyorum. Bu durumun uluslararası hukukta da, terörle etkin mücadelede de yeri yoktur. Biz Türkiye olarak, FETÖ, PKK, YPG, DEAŞ gibi bütün terör örgütlerine karşı eş zamanlı olarak mücadele ediyoruz. Her türlü teröre karşı samimi işbirliğine de her zaman hazırız. Çünkü bu sorun insanlık sorunudur, terör insanlığın ortak düşmanıdır. Ama bakıyorsunuz, bütün taleplerimize rağmen 15 Temmuz gecesinin eli kanlı faillerini bile kırmızı bültenle aramaya dahil etmiyorlar” diye konuştu.

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ise şöyle konuştu:
“Türkiye’ye dayatılan ‘Merkez Bankası bağımsızlığı’ gibi gündemlerin ne hikmettir ki uğramadığı küresel finans sisteminin başat oyuncuları, yavaşlama ve artan aşağı yönlü riskler nedeniyle genişletici para politikaları uygulamaya başladı. Geçtiğimiz yıl 4 kez faiz artırımı yapan ABD Merkez Bankası bu yıl 3 kez faiz indirimi yaptı. Avrupa Merkez Bankası ise mevduat faiz oranını düşürdü ve yeni bir varlık alım programına başladı. Gelişmekte olan birçok ülke de ekonomilerinin toparlanması için faiz indirimlerini öncelik haline getirdi. Kimse, küresel yatırım pastasından aldığı payı, küresel ticaretteki pozisyonunu kaybetmek istemiyor. Küresel ekonomideki belirsizlikler her geçen gün artarken, başta Avrupa olmak üzere, ülke yönetimlerindeki zayıf siyasi yapılar ve öngörülemez tablo gelecek için daha karamsar tabloların çizilmesine neden oluyor.”

“Hedeflediğimiz ideale kavuşmak için tüm yol haritamızı hazırladık”

Küresel ekonominin yaşanan tablonun Türkiye’ye fırsatlar sunduğuna dikkat çeken Albayrak, “Küresel ticaretin ekseni değişse bile sahip olduğumuz merkezi ülke konumumuz ile özellikle enerji, ulaşım ve iletişimde son 17 yıldır sağladığımız büyük altyapı yatırımlarıyla dünyanın tüm köşelerine ulaşan geniş ihracat ağı, güçlü kurumları, genç ve eğitimli insan kaynağı ile küresel yatırımlara ve ticarete güvenli liman, küresel finansa yeni bir merkez ve dünyanın ilk 10 ekonomisinden birisi olabileceğimize inanıyoruz. İnanıyoruz ve tüm vizyonumuzu, stratejimizi bu inanç üzerine inşa ediyoruz. Enflasyon, cari açık, tasarruf açığı sorunlarımız var. Bu sorunları azaltırken, yeni riskler oluşturmayacak, kaliteli büyüme trendine, düzenli ve sürdürülebilir finansman oluşturacak bir modele, ekonomik ve finansal güvenliği sağlayacak bir mimariye ihtiyacımız var. İşte bu ihtiyaçların tamamına karşılık vermek için, bu yapıyı eksiksiz kurmak, hedeflediğimiz ideale kavuşmak için tüm yol haritamızı hazırladık” ifadelerini kullandı.

“Geçtiğimiz yıldan bu yana enflasyonda önemli derecede iyileşme kaydettik”

Albayrak, enflasyonla yönelik olarak, “Enflasyonla mücadelede atalet etkisi ve üretici tarafındaki maliyetlerin nedenlerini yakından takip ediyor, bunlara yönelik önlemlerimizi hayata geçiriyoruz. Geçtiğimiz yıldan bu yana enflasyonda önemli derecede iyileşme kaydettik. Tüketici fiyatları üzerindeki üretici fiyatları kaynaklı baskıların zayıflaması, enflasyon beklentilerindeki iyileşme ve güçlü baz etkisinin devreye girmesiyle 2019 yılı Eylül ve Ekim aylarında tek haneli seviyelere gerileyen enflasyon oranı, Kasım ayında geçen yılın aynı dönemine göre 11,1 puan gerileyerek yüzde 10,56 seviyesinde gerçekleşmiştir. Para ve maliye politikalarının eşgüdümü ile mal ve hizmet pazarlarında rekabet ve verimliliği artıracak yapısal reformlarla, enflasyonla mücadelede güçlü duruşumuzu sürdürecek ve enflasyonu kalıcı olarak düşük tek haneli seviyelere indireceğiz. Bu çerçevede, Yeni Ekonomi Programında enflasyonun 2020 yılında yüzde 8,5’e, Program dönemi sonunda ise yüzde 4,9’a düşmesini hedefliyoruz” şeklinde konuştu.

Albayrak şunları kaydetti:
“Önümüzdeki bir kaç yıl içinde katma değerli üretim ve ihracata dayalı, sürdürülebilir büyümeyi yakalamış, cari açığı kontrol altına almış, doların etkinliği azalmış, uzun vadeli TL’ye dayalı finansmanın sağlayabilen bir Türkiye ekonomisi oluşturma hedefi doğrultusunda önemli bir alan olarak tasarruf araçlarımızın etkinliğini görüyoruz. Bu açığı kapatmak için, emeklilik sisteminin reforme edilmesini oldukça önemli görüyoruz. Yapısal Dönüşüm Adımlarımız içerisinde de yer alan bu reform, daha sürdürülebilir emeklilik sistemini vatandaşlarımızın hizmetine sunacak. Dolayısıyla bu kapsamda, tasarruflar artırılarak dış müdahalelere karşı ekonomimiz daha güçlü hale gelecek. “

“Yaklaşık 380 bin Suriyeli kardeşimiz topraklarına güvenle dönmüşlerdir”

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar da yaptığı konuşmada, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin operasyonlarına değinerek, “Türk Silahlı Kuvvetleri Fırat Kalkanı 3 bin civarında radikalleşmiş DEAŞ ve Zeytin Dalı Harekatı ile 4 bin 500 civarında DEAŞ, PKK, YPG’lıyı Suriye’nin kuzeyinde etkisiz hale getirmiştir. Böylece Türkiye’nin, ülkemizin, milletimizin gücünü ve kararlılığını tüm dünyaya göstermiştir. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonlarıyla huzur ikliminin sağlanmasıyla yaklaşık 380 bin Suriyeli kardeşimiz topraklarına ve evlerine güvenle gönüllü olarak saygın bir şekilde dönmüşlerdir. Fırat’ın doğusunda ise defalarca NATO ortaklarımıza Suriye’de birlikte güvenli bölge oluşturulma önerilmiş, Amerika Birleşik Devletleri ile bazı planlar üzerinde mutabık kalınmış, ancak aha sonra doğrudan harekete geçmemiz zaruret haline gelmiştir” diye konuştu.

Barış Planı Harekatı’na ilişkin olarak Akar, “Bu harekat ile aynı zamanda tesis edilecek güvenli bölgeye başlangıçta bir milyon müteakip olarak iki milyon yerlerinden edilmiş Suriyeli kardeşlerimizin evlerine ve topraklarına yine güvenli gönüllü ve saygın şekilde dönmelerine ve özgürce yaşamalarına imkan vermek amaçlanmıştır” ifadelerini kullandı.
Bakan Akar, S400 tedariki konusunda, “S-400 tedariki nedeniyle haksız ve stratejik ortaklık ruhuna aykırı bir şekilde F-35 projesi dışında bırakılmamız halinde ihtiyacımızı karşılamak için doğal olarak başka arayışlara girmek zorunda kalacağız” dedi.

“2012-2015 tarihlerinde 5 prototip yapıldı”

Akar, Tank Palet Fabrikası’na ilişkin olarak, “2012-2015 tarihlerinde 5 prototip yapıldı. 5 prototipin yapılmasında Otokar Arifiye’deki fabrikanın imkanlarından faydalanma şansı buldu. Orada tank ve palet yapılmıyor. 5 prototip ortaya çıktıktan sonra ihaleye üç firma girdi. BMC bu ihaleyi kazandı. Eğer iki firmadan biri kazansaydı benzer şekilde bu fabrikadan yararlanma imkanı vardı. Çalışmalar sonucu geldiğimiz noktada, işçilerin hakları kaybolmamıştır. Fiyatlar ve kalite denetlenecektir” şeklinde konuştu.

“Yanlış yapan kim varsa sonuna kadar takipçisi olacağız”

Bakanlar milletvekillerinin soruları cevapladı. Gül, FETÖ borsası iddialarına yönelik, “Nerede olursa olsun FETÖ ile mücadelede Türk yargısına böylesi bir konuda böyle bir töhmeti kabul etmemiz mümkün değil. Ama bu konularla ilgili kimin hangi iddiası varsa, Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı Adliye’nin içindedir. Hakimler Savcılar Kurulu buradadır. Bende HSK Başkanı olarak söylüyorum; Her kim ister avukat ister hakim ister grup FETÖ ile mücadele eden ve milletin yargısı olan bu yargıya kimse leke düşüremez. Yanlış yapan kim varsa sonuna kadar takipçisi olacağız. Kimin elinde hangi belge varsa, genel ifadelerle yargıya leke sürecek şekilde değil, somut bilgiyle kim yapıyorsa, hangi avukat yapıyorsa, bu konuda yargıya müracaat etmesi halinde milletimiz adına sonuna kadar takipçisi olacağımızı Yüce meclisin huzurunda bizzat söylüyorum” dedi.

Gül, “Yargı hiçbir grubun yargısı değildir. Geçmişte olduğu gibi vesayetçilere selam duran, brifingte esas selamına geçip, cübbesini ilikleyen yargılara izin vermediğimiz gibi FETÖ’cülerle sonuna kadar mücadele ettik. Bir daha bu ülkeyi hiçbir grubun, çetenin, oluşumun eline terk etmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Bakan Albayrak ise, e faturaya ilişkin soruyu, “E fatura sistemi tamamen kayıt içine geçiş hususuyla alakalı. 5 bin lira ve üzeri noktasında tüm meslek gruplarını kapsayacak şekilde sürecin başlangıcından itibaren planlanmıştır” şeklinde cevapladı.
Yorum Yazın