• Sağlık

Karpal tünel hakkında bilinmeyenler

Medicana Bursa Hastanesi Nöroloji Uzmanı Uz. Dr. Duygu Aygün, karpal tünel sendromu hakkında bilgi verdi.
Karpal tünel hakkında bilinmeyenler
Karpal tünel sendromunun, medyan sinir ismi verilen kol sinirinin el bileğinde karpal tünelden geçerken çevre kılıf tarafından sıkışması olduğunu belirten Aygün, “Sinir sıkışmaları içinde en sık görülen rahatsızlıktır. Karpal tünel sendromu daha çok kadınlarda ve 40-60 yaş arasında sık görülür. Fakat ellerini faal kullananlarda daha erken yaşlardada görülebilir’’ dedi.
Uzm. Dr. Duygu Aygün, "Ağrı ve uyuşukluk hissi genellikle geceleri hastayı uykudan uyandıracak seviyede olabilir ve belirtiler hasta ellerini salladığında, bileğini hareket ettirdiğinde azalır. Bu yüzden hastaların ağrı ve uyuşuklukla geceleri uyanıp, ellerini sallaması hastalığın karakteristik bir işâretidir. İlerlemiş vak’alarda başparmak tabanı etrafındaki kaslarda erime ve buna bağlı baş parmakta güçsüzlük ortaya çıkar. Hastalar ellerindeki eşyaları düşürdüklerini bazen de his kaybından parmaklarını yaktıklarını veya kestiklerini fark etmediklerini ifade ederler" dedi.
KTS’nin genellikle aynı işi uzun süre yapanlarda görülebildiğinden meslek hastalığı kabul edildiğini ifâde eden Uzm. D. Aygün, “Genellikle aynı işi uzun süre yapanlarda ve el bileği tekrarlayıcı mikro travmalara mâruz kalanlarda görülebildiğinden meslek hastalığı olarak kabul edilir. Sürekli el bileğinin bükülü kaldığı durumlarda (masa başında sürekli klavye kullanmak, piyano, gitar çalmak, boya ve resim yapmak vb.) veya el bileğine sürekli yük binen işlerde çalışanlarda (ev temizliği yapanlarda, aşçılarda, titreşimli cihazlar kullanan temizlik işçilerinde, ahşap oymacısı, marangoz, tornacı, teknisyen, örgü-nakış gibi el becerisi gerektiren işlerde çalışan kişilerde vb) daha sık görülür. Ayrıca şeker hastalığı, romatoidartrit, hipotroidi, aşırı şişmanlık, gut gibi diğer başka problemlerin etkisiyle de ortaya çıkabilir. Gebelik döneminde vücut sıvılarının artması karpal tünel içinde basınç artışına bu da geçici olarak karpal tünel sendromu belirtilerinin oluşmasına sebebiyet verebilir” dedi.
Hastanın şikâyetleri ve muayene bulgularının genellikle teşhis için yeterli olduğunu, ancak kesin teşhis için sinir ileti incelemesi olan EMG (elektromyografi) tetkîkinin de mutlaka yapılması gerektiğini belirten Aygün, ’’Karpal tünel sendromu için risk altında olan kişiler, hastalığın oluşmasını önlemek için koruyucu olarak bileğine dairevî egzersizler yapmalı ve günlük yaşantılarında son derece dikkatli davranmalıdır. Hastalar bileklerini belli aralıklarda dinlendirmeli, bileklerine binen yükü azaltmalıdır. Mouse kullanırken bilek ve dirsek altı desteklenmeli, hasta olmayan diğer el kullanılmaya çalışılmalıdır. Dengeli ve düzenli beslenilmeli, omega 3 yağ asidi yönünden zengin gıdalar tüketilmelidir. Tedavide bölgesel ağrı kesici ve ödem çözücü jeller kullanılır. El-el bileğine istirahat ateli takılması, kanala steroid enjeksiyonu ve fizik tedavi gibi yöntemler de kullanılabilir. Steroid enjeksiyonları sinir etrafındaki şişlikleri azaltarak semptomların gerilemesine yardımcı olabilir. Koruyucu olarak kullanılan atel sayesinde de bilek ani hareketlerden korunur ve gece ağrıları azaltılabilir’’ dedi. Birkaç ay süresince geçmeyen ve koruyucu tedbirlere rağmen devam eden karpal tünel sendromlarında ameliyat gerekebileceğini belirten Uzm. Dr. Duygu Aygün, “Birkaç ay süresince geçmeyen ve koruyucu tedbirlere rağmen devam eden karpal tünel sendromlarında ameliyat gerekir. Karpal tünel ameliyatı sinirlere baskı yapan bağ dokunun kesilmesine dayanan bir operasyondur. Hasta birkaç gün ile birkaç aya varan süre zarfında eski sağlığına kavuşur. Bazı çok ağır ve geç kalınmış vak’larda ameliyattan sonra şikâyetler azalmakla beraber tam olarak ortadan kalkmayabilir. Hastanın sigara içmesi, yeterince beslenmemesi, ileri yaşta olması gibi faktörler cerrahi tedaviden alınacak sonucu olumsuz olarak etkiler’’ dedi.