Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu’nun onursal başkanı, AK Parti Ordu Milletvekili Metin Gündoğdu’nun ise genel başkanı olduğu Yerli Düşünce Derneği, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ı hedef alan açıklamaları nedeniyle Ankara Barosu ve bazı STK’lara tepki gösterdi. Dernekten yapılan açıklamada, “Diyanet İşleri Başkanımız Prof. Dr. Sayın Ali Erbaş’ın İslam dininin temel ilkelerine dair cuma hutbesinde konu olan eşcinsellik ve zinayla ilgili sözlerine yönelik Ankara Barosu ve bir kısım sözde sivil toplum kuruluşlarının açıklamalarıyla Ramazan ayımızın maneviyatı adeta provoke edilmeye çalışılarak, birlik ve beraberliğimizin zirvede olması gereken bir dönemde ayrılık ve çatışma ortamı oluşturulmaya çalışılmıştır. Kendi sapkın düşüncelerine CHP başta olmak üzere malum çevrelerden muhalefetlik güdüsüyle destek bulan marjinal kesimleri ciddiye almamakla birlikte inanç değerlerimize sadakatin bir gereği olarak bir açıklama yapmak mecburiyeti hasıl olmuştur” denildi.
Diyanet İşleri Başkanlığının dini konularda yasal otorite olduğunun ve görüşlerini açıklamasının anayasal bir hak ve zorunluluk olduğunun vurgulandığı açıklamada, “İslam dininde zina ve eşcinsellik 1400 yıldır zaten büyük günah olarak sayılmıştır ve bunu en cahil kişi bile bilmektedir. Ankara Barosu’nun açıklamasını kaleme alanların bunu bilmemesi imkânsızken niyet nedir sorusu akla geliyor ve burası hakikaten kuşku verici bir karanlık noktadır. Hedef alınan doğrudan doğruya İslam dininin temel prensipleri olup, bu büyük bir cehalet ve öfke savrulmasıdır. Ezici çoğunluğu Müslüman olan bir toplumda böyle bir cüret sergilenmesi üzerinde başlı başına düşünülmesi gereken bir konudur. Ana muhalefet partisinin sağduyulu davranması ve toplumun ezici çoğunluğu olan Müslümanların değerlerine saygılı davranması gerekirken, siyasetin kör kuyularına düşerek marjinal sapkınlarla birlikte saf tutmuştur. Böyle bir muhalefet anlayışı hakikaten hem toplum huzuru hem de milli bekamız için büyük bir tehlikedir. Zina ve eşcinsellik hem toplum hayatını tehdit etmekte hem de tıbben ispatlandığı gibi çeşitli hastalıkların sebebi olan büyük sapkınlıklardır. Toplum geleceği açısından bu sorunların yaşanmaması için uğraşanlar teşvik edilmesi gerekirken, nasıl olur da tezyif edilir akla ve mantığa uymamaktadır” ifadelerine yer verildi.
Baroların asli vazifesinin belli olduğu ifade edilen açıklamada, “Din ve diyanetle ilgili yaptıkları açıklama cehalettir, toplum huzuruna karşı yapılmış bir ihanettir. Müslüman mahallesinde salyangoz satanlara karşı herkes sussa da bizler susmayacağız, inadına bu ülkede bayrak inmesin, ezan susmasın diye mücadelemiz son nefese kadar devam edecektir. Bu siyaset üstü bir durumdur. İnanç değerlerimize bağlı herkesi demokratik çerçevede ortak tavır almaya davet ediyoruz. Bu caydırıcılık olmalı ki toplumun ve medeniyetimizin değerlerine saldırmak bu kadar kolay olmasın. Bu terbiyesizliği ve ahlaksızlığı büyük bir cehalet örneği göstererek, kin ve nefret duygularının esiri olarak gösteren Ankara Barosu ve destekçilerini en sert şekilde kınıyor, takdirleri yüce milletimize bırakıyoruz” denildi.
